MAHMUT GÜRER/BRÜKSEL
AB’nin, başta "terörle mücadele" olmak üzere Türkiye'ye yönelik çifte standartlı yaklaşımı ve "vize serbestisi" konusundaki tutumu gerilimi tırmandırdı. DAEŞ’in Paris ve Brüksel saldırılarının ardından temel hak ve özgürlükleri askıya alarak "olağanüstü hal" ilan eden Avrupa, terörle mücadelede yıllardır yanlız bıraktığı Türkiye'ye ise "terör yasalarını yumuşatın" dayatmasını sürdürüyor. AKŞAM, bu hassas süreçte, AB Güvenlik Politikaları ve Dışişleri'nden Sorumlu Sözcüsü Maja Kocijancic’e samimiyetsizliğin nedenlerini sordu.
AB'nin net koşulları var
"Türk Vatandaşlarına vize Serbestisi" ve "Geri Kabul" anlaşmasında, pürüzler yaşanıyor. Sürecin kopması gibi bir risk var mı?
Vize diyaloğu, Türkiye-AB ilişkilerinin en önemli unsurlarından biri. Ancak bunun için, AB'nin çok net koşulları var. Türkiye bunların büyük bir kısmını yerine getirdi. Ancak hâlâ tam olarak yerine getirilmemiş bazı hususlar bulunuyor. Geçtiğimiz hafta taraflar arasında konuyla ilgili görüşmeler yapıldı ve bazı gelişmeler oldu. Ancak üzerinde çalışılması gereken unsurlar var.
‘Uluslararası standart!’
AB, terörle yıllardır mücadele eden Türkiye'den tam olarak ne istiyor?
İlerleme raporunda da belirtildiği gibi, bizim için en önemli konu, terörle mücadele yasalarında uluslararası standartlara uyum sağlanması.
AB Türkiye'den bunu isterken, Fransa ve Belçika'da, katı güvenlik hayata geçirildi. Bu durum bir tezat değil mi?
Köklü çözüm için birlik şart
Vize serbestisinin gerçekleşmemesi durumunda, Türkiye'nin AB'ye gitmek isteyen Suriyeli sığınmacıları "tutmayacağı" yönünde bir kaygınız var mı?
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Yüksek Temsilci Mogherini başından bu yana göçün küresel bir sorun olduğunu söylüyor. Bu sadece Avrupa'nın değil herkesin sorunu. Bu nedenle herkes çözümün bir parçası olmak zorunda. Göçmen sorununa köklü çözüm bulabilmek için süreci iyi yönetmeli ve birlikte çalışmalıyız.
PKK çadırı ev sahibini DAEŞ tüm AB'yi bağlar
'Türikye'nin PKK ile barış sürecini devam ettirmesi AB için çok önemli' diyen Kocijancic Brüksel'deki çadırlar için 'Bu bizi ilgilendirmez' dedi.
PKK terör örgütünün, çözüm ve ateşkes sürecinde şehir merkezlerine silah yığınakları yaptığı ortaya çıktı. Ardından, sözde "öz yönetim" ilan ederek terörü yeniden başlattı. Bu durumda devleti suçlamak ne kadar doğru?
Türkiye'nin Kürt açılımı ve barış sürecini devam ettirmesi AB için çok önemli. Ancak konu PKK olunca, AB'nin tavrı açık. PKK, AB tarafından 28 üye ülkenin kararıyla terör listesine alınmış bir örgüttür.
AB'nin "terör örgütü" olarak tanımladığı PKK, Brüksel'de Türkiye-AB zirvesinin yapıldığı binanın önüne çadır kurdu.
Rahatsızlığımıza rağmen çadır kaldırılmadı!
Bu konuda AB'nin yasal tutumu son derece açık. PKK bir terör örgütüdür. Çadır konusu ise AB'yi değil, ev sahibi ülkeyi ilgilendirir.
DAEŞ’le savaşıyoruz
DAEŞ terör örgütü, Brüksel'de aynı yerde çadır kurarsa?
DAEŞ, hem BM, hem de AB tarafından terör örgütü kabul ediliyor. AB de bu örgütle her platformda mücadele ediyor.
Türkiye, çözüm sürecinde insan hakları açısından önemli açılımlara imza attı. Ancak karşılık almadı. AB'nin yaklaşımı nasıl?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı dönemindeki süreçte, önemli gelişmeler yaşandı, ateşkes sağlandı. Türkiye'nin yine diyalogla barış görüşmelerini sürdüreceğine inanıyoruz.