“Hangi açıdan bakarsak bakalım 15 Temmuz, zorlu Cumhuriyet, demokrasi ve darbeler tarihimizin en sıra dışı olayıdır. En uzak göz için bile hatları etkileyicidir: Diptendir, yaygındır, uzundur, kitleseldir, kararlı ve sonuç alıcıdır, gözü karadır, hayat memat anında bir toplumun silkinişi, şeytanın bacağını kırışı, iradesine, varlık ve özgürlüğüne, kaderine sahip çıkışıdır. Daha ne olsun!
Bu türde tabandan halk hareketiyle (“devrim”) özgürlükçü ve eşitlikçi bir toplum kurmak isteyen sosyalistlerin, onca darbe tecrübeleriyle, bu sıra dışı olaya mantıken ve ruhen, bırakın karşı çıkmayı, iştirak etmeleri ve (haydi diyelim o günlerde basiretleri bağlandı) sonrasında, ‘somut durumun somut tahlili’ adına ilgisiz kalmamaları gerekirdi.”