YELDA GÖKDAĞ
Şu an TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı olan AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, FETÖ’cülerin o akşam kendisine ulaşmaları halinde, asla canlı teslim olmayacağını açıklayarak, ”Hayatım gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti. Eşim ve o gece yanımda olan oğlumla, üzülmesinler diye helalleşemedim. Ama o gece bize şehitlik nasip olacak diye de sevindim” diye konuştu.
İşte Bekir Bozdağ’ın AKŞAM’a özel açıklamaları şöyle:
‘BAŞBAKANIMIZI ARADIM’
“O gün Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin ilk mezuniyetine katılıp eve geldim. Eşim bayram münasebetiyle Yozgat’taydı, çocuklar evde yoktu ve evde yalnızdım ben. Müsteşar Kenan Bey beni aradı,’Uçaklar alçaktan uçuyor, İstanbul’da köprü kapatıldı, neler oluyor bir bilginiz var mı?’ diye sordu. Hemen TV’leri açtım, neler olup bittiğini anlamaya çalıştım. İçişleri Bakanımız Efkan Beyi, MİT Müsteşarımız Hakan Beyi, Cumhurbaşkanımızı, Başbakanımızı aradım. Başbakanımız bana bir darbe teşebbüsü olduğunu ifade etti. Başbakanımız bu konuşmadan birkaç dakika sonra bir açıklama yaptı.”
‘ABDEST ALIP ÇIKTIM’
“Bir abdest aldım, şehit olup olmayacağımızı bilmiyoruz ki... Elbisemi giydim, korumalara ise FETÖ’cü olma olasılıklarına karşılık haber vermedim çünkü aklıma bin türlü şey geldi. Kızılay’a gideyim, eğer halk sokaktaysa onlarla birlikte FETÖ’cülere karşı mücadele edeyim dedim. O sırada oğlum geldi. Külliye’nin etrafını şöyle bir turladım kim var diye ama kimse yok. Sonra da geri döndüm, arabaların hepsi akın akın şehir dışına gidiyor. ‘Eyvah vatandaş tedirgin olmuş’ dedim.”
‘24 TV’YE BAĞLANDIM’
“24 TV’ye ve diğer kanallara bağlandım. Benzinliklerde, marketlerde, bankamatik önlerinde kuyruklar var. Onları görünce işin vehametini insan biraz daha hissediyor.”
‘HELALLİK ALAMADIM’
“Benim aklımdan geçen şey şu: Bu bizim son gecemiz olabilir, yarını göremeyebiliriz. Oğlum da yanımda. Yani öyle olunca hayatım da gözümün önünden geçti. Kendi kendime dedim ki, ‘Rabbim inşallah bize şehitlik nasip eder de öbür tarafa da şehit olmanın şerefiyle gideriz. Devletimize bir sürü hizmetimiz oldu. Rabbim inşallah şehitlikle ödüllendirir diye aklımdan geçirdim.’ Ama yanımdaki oğlumdan da, telefonla konuşurken o gece eşimden de niyetlendim ama helallik isteyemedim. Oğluma, ‘Bana bir şey olabilir bugün anne kardeşlerin sana emanet’ diyemedim. iki defa niyetlendim söyleyemedim sırf üzülmesinler diye.”
SİLAHIM YOK AMA İMANIM VAR!
Bozdağ sözlerine şöyle devam etti: “Beni sağ ele geçirmeleri mümkün değil. Hiçbir önlemim de yok. Silahım yok, korumam yok ama imanım var. Mücadele ederdim ama beni sağ ele geçirmelerine izin vermezdim. Zerre ölüm korkusu, yakalanmak, vurulmak korkusu yaşamadım. Sonucu peşinen kabul ettim çünkü. Çukurambar’da Halil Bey’in avukatlık bürosunda beni Kızılay’da halkla mücadele etmekten vazgeçirdiler. ‘Darbeciler seni tanırsa vatandaşa da zarar verir’ dediler. Meclis’e geçtik.”
BİZ GİTSEK, MİLLET DE GİDERDİ
“Meclis’teki konuşmam sırasında bir bomba atıldı. Çok büyük bir gürültü oldu, ses müthiş yankılandı, avizeler sallandı. Ama ben konuşmamı kesmedim, eğilmedim o bomba sesinde, vatandaş korktuğumuzu düşünsün istemedim. İkinci bomba sanki yanıbaşımıza düşmüş gibi bir tesir yarattı. Bazı vekillerin İsmail Kahraman’a ‘Duygusal davranmayalım, sığınağa inelim’ dediğini duyunca, ‘Bizim yapacağımız burada ölmektir. Meclis’i terk edersek vatandaş da sokağı terk eder’ dedim. Darbenin seyrini değiştiren kişi Cumhurbaşkanımızdır. Onun çağrısı her eve, her gönüle girdi ve insanlar meydanlara çıktı. Kendisi, eşi çocukları hepsini ölümünü göze alarak hava sahası darbeci teröristlerin o anda kontrolünde olduğu halde, ölüme uçmayı göze aldı.”
ERDOĞAN’A NOBEL VERİLMELİ
“Bu demokrasi mücadelesini veren ülke Türkiye değil Amerika ya da bir Avrupa ülkesi olsaydı, bu mücadeleyi veren Merkel, Macron olsaydı herkes ayakta alkışlardı. Nobel Barış Ödülü’nü Cumhurbaşkanımız Tayyip beye vermeyecekler de kime verecekler?”