Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi

''Kınalı Hasan Dedemiz'e… Dökülen kanlarınız boşa gitmedi, gitmeyecek de... Bize emanet olarak bıraktığınız vatanımızı canımız pahasına koruyup, sahip çıkacağız. Dedeciğim, sizleri asla unutmadık. Unutturmayacağız. Sizleri, methiyelerde, hikayelerde andık, yazılan şiirlerde dinledik… İçiniz rahat olsun. Asla ihanet içinde olmayacağız...''

Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın mektup yarışmasında 11-14 yaş kategorisinde birinci olan Kırşehir’den katılan Berfu Bahar’ın ‘Kınalı Hasan Dedemiz’e mektubu, herkesi ağlattı. Berfu Bahar’ın kınalı Hasan Dedeye yazdığı mektup ise şöyle:

Kınalı Hasan Dedemize;

Sevgili Dedeciğim, bu mektubu sana ve şahsında tüm Çanakkale şehitlerimize yazmak istedim. Neden mi? Senin kahramanlık dolu hikâyeni dinlediğimde, bütün hücrelerimle seni yaşadım, seni hissettim. Sen ve senin gibi birçok arkadaşın Çanakkale Savaşı denilen savaşa, daha askerlik çağınız bile gelmemişken gönüllü olarak koşa koşa gitmişsiniz. Çanakkale savaşı denilen savaş adeta bir değirmen misali insanımızı öğütürken siz saçınıza kına yakıp bu vatan için kurban olmayı seçmiş ve şehadet şerbetini içmişsiniz.

Dedeciğim, hikâyenizi okurken bile içimi ürperten o savaş anlarında siz neler yaşadınız, nelerin hayalini kurdunuz? Sıcak yuvalarınızı nasıl terk ettiniz? Analarınız sizleri kınalayarak şehit olasınız diye oralara yolladı. Hiç özlemediniz mi baba ocağınızı, ananızı, evladınızı, yavuklunuzu? Söyler misin sevdiklerinle bir daha görüşmemek üzere helalleştiğinde neler hissettin dedeciğim? Ananın kınayı neden yaktığını öğrendiğinde neler yaşamıştın kim bilir? Hani yazmıştı ya Hatçe Anamız sana mektubunda:

“Yavrum, Hasanım, Kınalı Kuzum mektubun geldi, sanki dünyalar benim oldu. Köy kâtibi okudu, ben ağladım. Kumandanını pek sevmişsin, ne güzel! O senin babının yarısıdır. Sakın ola yavrum kumandanının emrinden çıkma, önünden aykırı geçme. Ateşe bas dese basasın yavrum. Kars’tan, Siirt’ten, Adana’dan, Uşak’tan arkadaşların olmuş. Birbirinizi çok sevip iyi geçinirmişsiniz. Elbette öylesi yakışır yavrum. Onlar senin dünya ahret hakiki kardeşlerindir. Sakın onları incitme yavrum. Sütümü sana helal etmem. Kumandanın saçındaki kınayı sormuş. Bunda bilmeyecek ne varmış ki yavrum? Bizim burada Allah için kurban seçilen koçların başına kına yakılır. Ben de dört kardeşin içerisinde en çok seni sevdiğim için seni vatan, millet ve Allah yolunda kurban olarak seçtim. O yüzden başını kınaladım.

Anan Hatçe

Sevgili dedeciğim, ben bu mektubu yazarken gözlerim dolu dolu oluyor.

Benim vatanımda bana zulmetmesinler diye, namusumuz çiğnenmesin diye kanlarını akıtan öyle bir ecdatsınız ki büyüklüğünüz karşısında saygıyla eğiliyorum. Ve gurur duyuyorum böyle bir ceddin torunları olmaktan. Bu gün bu vazifeyi yapmak bizlere düşse, ceddimiz ne yaptıysa bizlerde aynısını yapmaya hazırız. Dökülen kanlarınız boşa gitmedi, gitmeyecek de... Bize emanet olarak bıraktığınız vatanımızı canımız pahasına koruyup, sahip çıkacağız. Dedeciğim, sizleri asla unutmadık. Unutturmayacağız. Sizleri, methiyelerde, hikayelerde andık, yazılan şiirlerde dinledik:

Şu boğaz harbi nedir

Var mı dünyada eşi...
Yükleniyor en kesif orduların
Dördü beşi
Bedrin aslanları
Ancak bu kadar şanlı idi.

Yaşadık, yaşattık türkülerimizde…

"Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni»

Daha Niceleri…

Biliyor musun dedeciğim? Bu mektubum belki sana ulaşmayacak belki Yüzbaşı Sırrı Bey de okumayacak. Ama ben inanıyorum ki; sen ve tüm ecdadım şu an okudu benim mektubumu. İçiniz rahat olsun. Sizin sayenizde özgür olan bu vatanın çocukları asla sizlerin yolundan dönmeyecektir. Asla ihanet içerisinde olmayacaktır.

Şehadet getir oğlum

"Şehit olmaya gidiyorum" diyerek evden çıkan milli güreşçi İsmet Eker'in vücuduna 3 kurşun, 5 şarapnel isabet etti. Babası, "Şehadet getir" oğlum diyerek onu teskin etti. Şimdi Eker, 'gazi şampiyon' olarak yeniden minderlere döndü.

FETÖ'nün darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısı üzerine gittiği İstanbul Saraçhane'de yaralanan 16 yaşındaki milli güreşçi İsmet Eker, o alçak saldırının olduğu gece yaşananları şöyle anlatıyor: "Babam ve kardeşlerimle Saraçhane'ye doğru ilerledik. Saraçhane'ye gittiğimiz zaman önümüze çıkan bir grup, 'Gitmeyin orada insanlar ölüyor' dedi. Biz de 'Biz şehit olmaya gidiyoruz' dedik. Keskin nişancılar ateş etti. Önümdeki ve arkamdaki 2 kişi şehit oldu. O anda vücudumun çeşitli yerlerine 3 kurşun ve 5 şarapnel isabet etti. Babam da 'Şehadet getir oğlum' dedi. Sonra babam beni Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirmiş. Vücudumdaki kurşunları aldılar ancak şu anda 5 şarapnel parçası duruyor. Vücudumdaki şarapnel parçalarını madalya olarak taşıyorum. İnşallah güreşte madalya kazanacağım."

Asım'ın nesli işte nesilmiş gerçek...

Yarışmada dereceye giren Abdullah Pullu: "Bu vatanın evlatları al bayrak altında bir oldu, şehit oldu. Biz de safımızı belli ettik."

Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın Türkiye genelinde düzenlediği mektup yarışmasına tam 420 bin mektup geldi. Çeşitli yaş kategorilerindeki yarışmaya Konya’dan katılan ve 17 yaş kategorisinde birinci olan Necip Fazıl Kısakürek İHO öğrencisi Abdullah Selman Pullu kendisini Mehmet Akif Ersoy’un sözünü ettiği "Asım’ın neslinin bir parçası” olarak görüyor. Pullu'nun sözleri de mektubu gibi dokunaklı: "Allah kalemimize güç verdi. Yazdıran O’ydu. Bu yüzden ‘Ben yazmadım Allah yazdırdı’ demek gerekir. Bu vatanın evlatları al sancağın altında bir oldu, şehit oldu. Biz de bu vatanın evladı olarak Rabbimize şükür şehitlerimize teşekkürlerimizi ilettik sadece. Safımızı belli ettik sadece."

Sonuçlar

2017 Yılı Gençlerden Ecdada Mektup 15 Temmuz Şehitlerine Mektup Yarışması Türkiye Dereceleri

13-17 Yaş Kategorisi
1.) Konya'dan Abdullah Selman Pullu
2.) Osmaniye'den Mükerrem Nida Gürten
3.) Denizli'den İsmail Yaşar Kökçüler

18-21 Yaş Kategorisi
1.) Ankara'dan Keremhan Yaman
2.) Konya'dan Süeda Karadeniz
3.) Bitlis'ten Didem Kandemir

22-29 Yaş Kategorisi
1.) Mersin'den Ayşenur Karasu
2.) İzmir'den Emrah Akkan
3.) Konya'dan Elif Şeker

Şehitler anısına Bismil 15 Temmuz Gençlik ve Spor Kulübü

Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde, 15 Temmuz darbe girişimine karşı direnerek, şehit olanların anısına spor kulübü kuruldu. Kulübün açılışı törenine, Kulüp Başkanı Eyüp Yıldırım, AK Parti İlçe Başkan Yardımcısı ve Kulübün Asbaşkanı Neytullah Güleken, kulüp sporcuları ve vatandaşlar katıldı. Açılış konuşmasını yapan Güleken, gençleri kötü alışkanlıklardan, taş atmalarından ve internet kafelerden kurtararak, spora kazandırmak için kulübü kurduklarını belirterek şu mesajları verdi: "Amacımız ilçemizi ve ilçemiz gençlerini daha iyi yerlere getirmek, ülkemize iyi gençler yetiştirebilmektir. Gençlerimiz için bir projemiz daha var. Onu da kısa sürede hayata geçirmeyi ümit ediyoruz. Yardımlarından dolayı AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ve İstanbul Belediyesi'ne teşekkürler."