NESLİHAN KESKİN
Para uğruna yoğun bakımlarda bebekleri ölüme terk eden, 'Yenidoğan Çetesi'nin yargılandığı davada 4'üncü duruşma yapıldı. Duruşmada ilk olarak medikal muhasebeci tutuklu sanık Funda Özen savunma yaptı. Özen, "Dolandırıcı olmakla suçlanıyorum ama hiçbir menfaatim yok. Hesap hareketlerimden de bellidir. Sadece hastaneden maaş alıyorum" dedi. SGK faturalarını kendisinin kestiğini söyleyen sanığa, sanık Hasan Basri Gök ile yaptığı telefon konuşmasında, "Ben tarihleri değiştirmiştim hadi yine şanslısınız" cümlesi soruldu. Böyle bir yetkisi olmadığını söyleyen Özen, "Değiştirmişler dedim. Oraya yanlış yazılmış olabilir" dedi.
"TIBBI BİLGİM YOK"
Faturalarla oynama yaptığı iddialarını kabul etmeyen Funda Özen şunları söyledi: "Yoğun bakımda çalışmadım. Ben hasta sevkinin nasıl yapıldığını, nasıl işlediğini bilmiyorum. Doktorların bilgisinin olmaması gibi bir durum söz konusu değil. Epikrizlerin mail atıldığını, doktor Fırat Bey'in de bunu kontrol ettiğini biliyorum. Epikrizi sisteme doktor girer en son faturalar yazıldıktan sonra da onaylaması gerekir."
CHP'Lİ MEMUR YAPMIŞ
Esenyurt Belediyesi'nde Sağlık İşleri Müdürü tutuklu sanık Renas Kılıç da "İşçi kadrosundaydım, yarı zamanlı Reyap'ta çalıştım. Başkan Kemal Deniz Bozkurt özverili çalışmalarım nedeniyle beni memur kadrosuna aldı. Başkan, seçimi tekrar kazanmak istediğini, muhtarlarla ve özel hastanelerle iletişim sağlamamı istedi. Reyap'ın sahiplerini tanıyorum, bağım vardı. İhtiyaçları olduğunda bana doktor sorarlardı yönlendirirdim. Fırat Sarı'yı çocuğum doğduğunda tanıdım. Esenyurt dışında herhangi bir yere hasta göndermem mümkün değil. Esenyurt Belediyesi'nde isim yapmak istedim. Benim amacım belediye başkanı olmaktı" dedi. Cezaevinden tahliye olacağına inandığını söyleyen Kılıç, "Ama sonrasında insanların karşısına nasıl çıkacağımı bilmiyorum" ifadelerini kullandı.
BANA BORCUNU ÖDEDİ
MEDİSENSE şirketi üzerinden para transferiyle ilgili ise Kılıç, "Fırat Bey'e ben borç para verdim. Borcunu 2019'da geri ödedi. Fırat Bey'den para almadım, hesabıma da para yatmadı" diye konuştu. Mahkeme başkanı, "Senin görevin hastanelere hasta göndermek mi?" sorusuna Kılıç, "Hasta yakınlarından talep gelirse ama bir menfaat elde etmek için değil" dedi. Belediyenin hakkında işlem yapıp yapmadığı sorusuna ise Kılıç, "Hayır, ihraç edilmedim. Belediyeden üçte iki maaşımı alıyorum. Disiplin soruşturmasıyla ilgili bana bir şey iletilmedi" cevabını verdi.
'VİCDANIM RAHAT'
Mustafa Zengin'in soruşturma savcısı Yavuz Engin'i "Serbest bırakacaksın" diye tehdit ettiğinde yanında olan hemşire Tuğçe Toptemel, yabancı uyruklu Opara bebeğin öldüğünün anlaşılmadığı gece ile ilgili şunları anlattı; "Gece doktor yoktu, Hakan Doğukan Taşçı, ailelerle doktor gibi konuşuyordu. 6 aylık bebeğin alınmasının yasal olmadığını söyledim, Taşçı'nın aldığını söylediler. Monitörün 'kalp atışı düşüyor' uyarısı sonrası müdahale etmem yasak olmasına karşın ilaçları kestim. 3 kez kalp masajı yapıldı. Bebeğin ölümünün geç fark edildiği beyanı yalan. Bebeğe müdahale ettiğim için buradayım, etmesem yine burada olacaktım. Yine olsa yine yaparım. Pişman değilim, vicdanım rahat. Taşçı hesabıma 4 kez bin 500- 2 bin TL para yatırdı."
'ÖLDÜR DESE ÖLDÜRECEK MİSİN'
Savcı hemşire Toptemel'e, "Hakan Doğukan'ı bebeğin annesine doktor olarak tanıştırıyorsun bu ciddi bir durum neden bunu yapıyorsun?" diye sordu. Toptemel, "Biz talimatlara uyuyoruz. Talimatlara uymazsak işten çıkarırlar. Bana bu şekilde talimat verdi" diye cevap verince savcı, "O zaman öldür dese öldürecek miydin? Talimatın da bir sınırı yok mu" diye bir başka soru yöneltti. Toptemel, "Her talimata uymadığım açıktır. Uymak zorunda olduğum anlardan birisidir" dedi.
'SANA NEDEN PARA VERSİN'
İl dışından hastanelere bebek hasta sevk ettirdiği belirtilen tutuklu sanık Serdar Yüksel, "Örgüt içinde olduğumu bile basından öğrendim" dedi. Mahkeme başkanı, "İlker ve Fırat arasında bir konuşma var. İlker diyor ki 'Serdar'dan ses var mı?', Fırat diyor ki 'Bu ara hastalarımız düşük' ne anlıyorsun bu tapeden?"diye sordu. Yüksel ise, "Yoğun bakımı doldurmak istediklerini biliyorum" dedi. Mahkeme başkanı daha sonra, "Onların hastanelerine yaptığınız her sevk başına para alıyor muydun?" diye sordu. Yüksel, "Kendilerinin verdiği oluyordu" ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanı, "İnsan birine niye durduk yere para versin ki? O adam istemiyorsa tabii?" dedi.