AA
Kişi ve kurumların itibarlarını zedeleyen, hak ve hüviyetlerini küfür, hakaret gibi içeriklerle yoksun bırakan dijital mecradaki paylaşımları durdurmaya yönelik başlatılan kampanyaya İlke Kadın İlim Kültür ve Dayanışma Derneği (İLKDER) de destek verdi. Dernek Başkanı Özden Zehra Sönmez AA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu.
Toplumda ayıp olarak görülen ve kanunen suç hükmünde olan küfür, hakaret ve şiddet içerikli paylaşımların sosyal medyada oldukça rahat bir şekilde dile getirildiğini açıklayan Sönmez, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"İnsanların çok kolay erişebildiği sosyal medya mecralarında hiçbir kural, örf, ahlak ve yasa tanımadan ağızlarına ve akıllarına gelen her sözü fütursuzca paylaşmaları, insanı ve toplumu tahrif etmektedir. Bu davranışlar, insanın sahip olduğu kadim değerleri ve evrensel ahlakı hedef alıyor."
Toplum içerisinde olduğu gibi edep ve ahlak kurallarının sosyal medyada da hakim olması gerektiğinin altını çizen Sönmez, "Sahip olduğumuz değerler vatandaşlara hatırlatılmalı ve yasalarla desteklenen kurallar uygulanmalıdır. Toplumda barış, huzur, saygı ve sevginin olması için hem sanal alemde hem de gerçek yaşamda sahip olduğumuz değerler için farkındalıklar artırılmalıdır. Bu noktada vatandaşların haklarının, yasalarla güvence altına alınması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
CEZALAR CAYDIRICI OLMALI
Sosyal medya üzerinden yapılan hakaret ve cinsel saldırıların önlenmesi için caydırıcı cezaların olması gerektiğini vurgulayan Sönmez, "Küfürsüz Hayat Mümkün" kampanyasının desteklenmesi gerektiğini belirtti.
SOSYAL MEDYADA DENETİM
Kampanyaya destek veren bir diğer STK Ekin ve Nesil Derneği Başkanı Zehra Sayımlar da sosyal medyada özellikle kadınların açık hedef olmasının üzücü olduğunu belirtti.
Dijital ortamlarda küfür edenlerin belirlenip cezalandırılması gerektiğine işaret eden Sayımlar, "Sosyal medya platformları, iletişim ve fikirlerin serbestçe ortaya konulması için iyi bir imkan. Ancak toplumumuz gerekli altyapı oluşturulmadan direkt internetle tanıştı. İnsanlar orada tamamen bir başıboşluk hissiyle hareket ediyor. Bu da insanlara kontrolsüz bir şekilde davranma ve muhataplarına saldırma cüretini verdi. Toplumun sosyal medya hususunda bilinçlendirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
İnsanların, normal hayatlarında olduğu gibi sosyal medyada da dikkatli davranması gerektiği aktaran Sayımlar, "Farklı fikir ve ideolojilere yüz yüze nasıl bir tutum içinde isek sosyal medyada da öyle olmamız lazım. O mecralar başıboş alanlar değil ki. Bireysel yaşantımızda sahip olduğumuz ahlakı, dijital alanlarda da sergilemeliyiz. İnternet ortamında, farklı ideolojilere karşı hoşgörüsüzlük had safhada maalesef." açıklamasını yaptı.
Sosyal medyada ahlaki erozyon ve çöküntünün artmaya başladığına dikkati çeken Sayımlar, "Devlet, bireyin her türlü güvenliğini sağlamalı. Vatandaşlar, haklarını arama noktasında çaresiz olduğunu düşünebilir. Sosyal medyanın da denetlenebilir, hesap sorulabilir ve takip edilebilir olması lazım. Dijital mecralar ciddi bir şekilde denetlenirse küfürsüz, hakaretsiz bir ortam haline gelebilir." diye konuştu.
CİNSEL SALDIRILARA CAYDIRICI CEZALAR VERİLMELİ
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu sözcüsü Soner Kartal ise akıllı telefonların sosyal medyayı daha yaygın hale getirdiğini dile getirerek şunları kaydetti:
"Özellikle genç kuşak, sosyal medyayı direkt benimsedi. Yüz yüze görüşemediği biriyle rahatça konuşabiliyor, çok rahat bir şekilde hakaret edip küfür edebiliyorlar. Vatandaşlar sahte hesaplar açarak istediği gibi hareket edebileceklerini zannediyorlar. Bu noktada yasal boşluklar var. Sosyal medyada yapılan hakaret ve küfürlere yönelik yaptırım olmadığı için bu durum devam ediyor. Devletin kesinlikle bu duruma müdahale etmesi gerekiyor. Sahte hesapların sahtekarlık suçu olarak görülmesi lazım. Sosyal medyada yapılan cinsel saldırılara caydırıcı cezaların verilmesi şart. Bu noktada bilişim suçlarını takip eden polislerin sayısının artırılması gerekiyor."