Başkan Erdoğan'dan tarihi ayar: Bu soruyu sorma hakkını nereden elde ediyorsunuz

Başkan Erdoğan, Londra’da medya temsilcileriyle gerçekleştirdiği söyleşide soruları yanıtladı. Türkiye, İngiltere, Almanya ve Fransa arasında gerçekleştirilen Dörtlü Zirve'yle ilgili soruya yanıt veren Erdoğan, ''Suriye ile ilgili olarak 'Buradan ne zaman çıkacaksınız?' diye sordular. Biz de kendilerine 'Peki sizin burada ne işiniz var, bize bu soruyu sorma hakkını nereden elde ediyorsunuz?' diye sorduk'' dedi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere’nin başkenti Londra’da NATO’nun 70. yılının kutlandığı Liderler Zirvesi’nin ardından medya temsilcileriyle bir söyleşi gerçekleştirdi. 

24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek, Akşam Gazetesi Yazarı Kurtuluş Tayiz ve Gazeteci Belkıs Kılıçkaya’nın da aralarında bulunduğu medya temsilcilerinin sorularını yanıtlayan Başkan Erdoğan, Dörtlü Zirve'yle ilgili açıklamalarda bulundu.

“BİZE BU SORUYU SORMA HAKKINI NEREDEN ELDE EDİYORSUNUZ?”

Biliyorsunuz Türkiye, İngiltere, Almanya, Fransa olarak bir de Dörtlü Zirve gerçekleştirdik. Bu Dörtlü Zirvede de bu konuların yanı sıra özellikle Suriye’deki Barış Pınarı Harekatı’nı etraflıca ele aldık. Burada kendilerine hazırlamış olduğum belgeleri, bilgileri takdim ettim. Bunun daha da ötesinde üzerinde durdukları bir konu var; “Buradan ne zaman çıkacaksınız?” Biz de kendilerine “Peki sizin burada ne işiniz var?” diye soruyoruz. “Sınırınız mı var burada?” Yok. “Peki size karşı taciz mi var?” Yok. “Taarruz mu var?” Yok. “Peki, ne işiniz var burada?” Bizim burada 911 kilometre sınırımız var. Tacizse bize, taarruzsa bize... Bizler şehitler veriyoruz. “Sizin herhangi bir can kaybınız, yaralınız var mı?” Yok. “Peki burada ne işiniz var?” “Bize bu soruyu sorma hakkını nereden elde ediyorsunuz?”

Kendilerine şunu söyledim:

“Bakın, çok açık ve net söylüyorum; Tel Abyad ve Resul Ayn’da -malum buranın uzunluğu 420 kilometre, derinliği 32 kilometre- belirlenen o barışı tesis etmeden buraları terk etmemiz mümkün değil. Çünkü biz buraya bir barış için girdik ve bu barışı burada tesis edeceğiz. Peki bunların güvenliği ne olacak? O da yine bizim sorumluluğumuzda. Eğer sizler de burada rol alırsanız beraberce buranın lojistiği olarak bu güvenliği de tesis ederiz.

”Daha önce bunu Sayın Obama ile de konuştuk. Diğer koalisyon güçleriyle konuştuk. Hatta “Siz hava destekli lojistiği sağlayın, güvenliği sağlayın, biz burada DEAŞ’a karşı da diğer terör örgütlerine karşı da bu mücadeleyi veririz.” dedik.

“GARANTÖR ÜLKELER BİZİZ, SEN NİYE BUNUN ÜZERİNDEN BU KADAR DURUYORSUN?”

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a Doğu Akdeniz'le ilgili şunları söyledim:

“Sen niye bunun üzerinde bu kadar duruyorsun? Burada senin bir hakkın var mı? Buranın garantör ülkesi Türkiye’dir, garantör ülkesi Yunanistan’dır, İngiltere’dir. Peki sen nereden buraya giriyorsun? Biz garantör ülke olma hakkımızı burada kullanıyoruz. Orada bizim soydaşlarımız var ve soydaşlarımızdan tarafız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Dolayısıyla onların haklarını da korumak için sonuna kadar çalışacağız. Bizim bundan feragat etmemiz söz konusu değildir.”

Tabii şu anda özellikle de hak yerini bulma yolunda yürüyor. Bu onları rahatsız ediyor. Ama bütün mesele burada. Şimdi bakıyorsunuz birileri “Oradan çekilin, burada daha durmayın, aksi takdirde sizi memleketinize göndeririz.” gibi yaklaşımlar içerisine giriyorlar. Biz buradaki hukuku ve hukukumuzu soydaşlarımız başta olmak üzere koruyacağız.