1
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Birleşmiş Milletler’de 196 ülkenin içinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 5 daimi, 15 geçici üyeyle adeta dünyaya güya adalet dağıtıyorlar. Yok böyle bir şey. Orada adalet de zaten yok. Şu anda Arakan’da adalet mi var? Şu anda Libya’da adalet mi var? Şu anda Filistin’de adalet mi var? Şu anda Kudüs’te adalet mi var? Adalet dağıttığını söyleyenler sadece insanlığa nasihat çekiyorlar ve insanlığı aldatıyorlar.
"ADALET TEŞKİLATIMIZ BİR DÖNEM FETÖ İHANET ÇETESİNİN SALDIRILARINA MARUZ KALDI"
Adalet teşkilatımız, bir dönem vesayet güçlerinin, bir dönem FETÖ ihanet çetesinin, hatta avukatlar boyutunda baktığımızda diğer bazı terör örgütlerinin ağır saldırılarına maruz kaldı. Yargı kurumlarımızı hakiki manada millet adına karar veren ve devleti için çalışan bir yapı haline getirmek için gerçekten çok büyük mücadeleler verdik. Zihinlerini ve kalplerini sapkın inançlara, ideolojilere, çıkarlara kiralamış olanların adalet dağıtması mümkün değildir.
Bu meslek sadece hakka, hakkaniyete, hukuka, adanmışlığa izin verir. Adalet yolundan sapanların akıbeti yine hukuk içinde hesap vermektir. Biz olmazsak bu sistem çöker edasıyla milletimizin ve devletimizin başına musallat olanlar, karşılarında her biri birer adalet savaşçısı olan hakim ve savcılarımızı bulmuşlardır.
Nitekim kendilerine demokrasimize ve milli iradeye yönelik saldırıları meşrulaştırma hatta bizzat yönlendirip, yönetme misyonu biçenler bu kutlu çatı altından birer birer temizlendi. Bu işi yapan da yine yargı kurumlarımızdır. Temizleyenler de yine yargı kurumlarımızdır.
"HUKUK, HAK VE HALK ARASINDAKİ O BÜTÜNLÜĞÜN TA KENDİSİDİR"
Hakim ve savcının en büyük murakıbı kendi vicdanıdır. Kanunlar ne kadar dikkatli ve ayrıntılı yazılırsa yazılsın, sonuçta bunun uygulamadaki karşılığını ortaya koyacak olan sizlersiniz. Bana göre öncelikli olan kanun değil, hukuktur. Kanun yazılır, geçer, kağıt üzerinde kalır. Ama hukuk o değil. Hukuk, hak ve halk arasındaki o bütünlüğün ta kendisidir. Milletine karşı sorumluluğunu ve vicdanını önde tutan bir hakim ve savcı, vasat bir kanunu en ideal şekilde uygulayabilir.
Buna karşılık kendine başka ölçüler edinen bir hakim ve savcı, en iyi, en detaylı kanunu bile vicdanları kanatacak kararların aracı haline getirebilir. Bir doktor işini kötü yaptığında sadece kendi hastaları bundan olumsuz etkilenir. Bir mühendis işini kötü yaptığında sadece yürüttüğü projede sorun çıkar. Bir işletmeci işini kötü yaptığında sadece kendi işini batırır. Ama bir hakim ve savcı işini kötü yaptığında toplum, özellikle toplumun genel vicdanında öyle bir yara açılır ki bunun telafisi hem çok zordur hem çok çok uzun zaman alır.
Adalet öyle bir kavram ki, kimi durumda zulümle arasındaki fark, bir soğan kabuğu kadar ince hale gelir.
Siyaseti millete hizmet aracı olarak değil de marjinal çevrelere yaranma vasıtası olarak görenlere en güzel dersi yargı mensuplarımızın vereceğine inanıyorum. Bir Genel Başkan dün grup toplantısında yargı mensuplarıyla ilgili ahlak, edep, insaf, hepsinden önemlisi insanlık dışı sözler sarf etti.