AA
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Salgınla başlayıp savaşla genişleyen küresel ekonomik kriz karşısında sergilediğimiz dayanıklılık ve gösterdiğimiz atılımlarla doğru bir yolda ilerlediğimizi ispatladık." dedi.
AA'da yer alan habere göre, Başkan Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde düzenlenen "Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, dünyanın salgın ve savaş sonrası dönemin getirdiği yeni sınamaları anlamaya ve uyum sağlamaya çalıştığını söyledi.
Türkiye'nin, bu sınamaları oldukça uzun bir süredir yaşadığı için diğer ülkelerin önünden gittiğinin söylenebileceğini dile getiren Erdoğan, "Özellikle iktisat politikaları konusunda ilk dile getirdiğimizde ve uyguladığımızda pek çok çevrenin akıntıya karşı kürek çekme derecesinde garipsediği yaklaşımlarımız vardı. Buna karşılık yaşanan her küresel kriz bizim yaklaşımımızın ne kadar doğru, geliştirdiğimiz yöntemlerin ne kadar gerçekçi, uygulamalarımızın ne kadar sağlıklı olduğunu teyit etmiştir." diye konuştu.
Erdoğan, yaptıklarının Amerika'yı yeniden keşfetmek veya gökten zembille yeni bir şey indirmek olmadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim yaptığımız iş, dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmeleri, ülkemizin bu tablo içindeki yerini, imkanlarımızı ve zorluklarımızı en doğru şekilde analiz ederek kendimize yeni bir yol çizmek olmuştur. Açıkça itiraf etmek isterim ki ülkemize karşı haksız, hukuksuz, adaletsiz bir şekilde uygulanan siyasi ve ekonomik yaptırımlar bizi bu yolu aramaya mecbur bırakmıştır. Uzunca bir süre küresel ekonomik sistemin kuralları çerçevesinde yürüttüğümüz ekonomi politikamızı bu tuzaklardan kendimizi kurtarabilmek için ayrıştırdık. Bunu yaparken de asla küresel ve mahalli gerçeklerden, iktisat teorilerinin önümüze serdiği muhteşem birikimden, asırlık zengin tecrübelerden kopmadık. Tam tersine hepsinden de en üst düzeyde istifade ederek kendi özgün ekonomi modelimizi oluşturduk."
Geçen 4 yılda yaptıkları pek çok açıklamada, girdikleri pek çok tartışmada bu yaklaşımın teorik altyapısını ve başarılı örneklerini muhataplarıyla paylaştıklarını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Hepsinden önemlisi salgınla başlayıp savaşla genişleyen küresel ekonomik kriz karşısında sergilediğimiz dayanıklılık ve gösterdiğimiz atılımlarla doğru bir yolda ilerlediğimizi ispatladık. Hep söylediğimiz gibi biz ne yaptığımızı biliyorduk. Ne için yaptığımızı biliyorduk. Nereye varacağımızı biliyorduk. Geçen her yılın ve yaşanan her yeni durumun bizi haklı çıkartmış olmasından kendi adımıza memnuniyet duyuyoruz. Ama küresel sıkıntılardan etkilenenler adına da bunları kendilerine yeterince iyi anlatamadığımız için üzülüyoruz. Sizler çalışma alanlarınız itibarıyla iktisat paradigmasındaki dönüşümü ve bunların ülke ekonomileri üzerindeki etkilerini en iyi bilen kişilersiniz. Bugüne kadar attığımız her adımda sizlerin görüşlerinden, değerlendirmelerinden, tekliflerinden de istifade ettiğimizden şüpheniz olmasın. İnşallah bundan sonra da birikimlerinizle önümüze tutmaya devam edeceğinize inandığım ışıkları takip ederek, hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdüreceğiz."
Başkan Erdoğan, burada sadece Türkiye ekonomi modeli olarak adlandırdıkları yeni ekonomi yaklaşımının temel mantığını özellikle paylaşmak istediğini belirterek, Türkiye'nin bir asır önce 600 yıllık dev bir imparatorluktan bugünkü sınırlarıyla yeni bir Cumhuriyet'e geçerken en çok ekonomi politikalarını oluşturmakta ve uygulamakta zorlandığını anlattı.
Bir asırdır yaşanılan sorunların ya sebebi ya sonucunun hep ekonomiye bağlandığını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bundan 20 yıl önce hükümete geldiğimizde ülkemizin asırlık demokrasi ve altyapı eksiklerini gidermek için kapsamlı bir kalkınma programı başlattık. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştırmadan enerjiye, sanayiden tarıma, her alanda ülkemizi baştan sona adeta yeniden inşa eden adımları attık. Milletimiz bizim bu gayretimizi ve başarımızı gördüğü için girdiğimiz her seçimde daha yüksek oy oranıyla bizi destekledi."
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, demokraside ve kalkınmada temel altyapı ihtiyaçlarını giderdikçe önlerine yeni bir durumun ve tablonun çıktığını belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin potansiyeli ve imkanlarıyla siyasi ve ekonomik olarak dünyada durduğumuz yerin orantılı olmadığını gördük. Bunun için önce 2023 hedeflerimizi açıkladık. Bu program daha çok kalkınma ve özellikle de makro ekonomi alanıyla ilgili hedeflerimizi içeriyor. Ancak sadece bu adım bile bir anda ülkemize yönelik hiçbir rasyonel gerekçesi, somut temeli, küresel gelişmelerle ilgisi olmayan bir dizi senaryonun önümüze konmasına yol açtı. Bizi siyasi istikrarsızlığa, sosyal kaosa, terör bataklığına, bölgesel krizlerin içine sürükleme gibi niyetlerle kurgulanan senaryoların tek amacı, Türkiye'yi demokrasi ve kalkınma rayından çıkartmaktı. Hamdolsun, milletimizin desteğiyle bu oyunların her birini ayrı ayrı bozduk."
Türkiye'ye yönelik senaryoların son sahnesinin ise ekonomik yıkım üzerine kurulduğuna işaret eden Erdoğan, şunları aktardı:
"Dünyada ortada herhangi bir savaş, çatışma, gerilim olmadığı yani görünür hiçbir sebep bulunmadığı halde açıkça ekonomisi mahvedilme tehdidiyle karşı karşıya kalan sanıyorum tek ülke biziz. Yine dünyada uluslararası toplumun resmen terör örgütü olarak kabul ettiği yapıların isim değişikliği hileleriyle kendisine karşı alenen desteklendiği yine tek ülke biziz. Daha bölgemizdeki insani krizlerin tüm yükünü kayda değer destek almadan taşıyor oluşumuzu, bunun yol açtığı siyasi, ekonomik ve sosyal bedelleri saymıyorum."
Başkan Erdoğan, böyle bir dönemde ülke ekonomisini faiz, kur, enflasyon kıskacına alıp yerle yeksan etme girişimlerine karşı kendi ekonomi programlarını oluşturduklarını söyledi.
Önce aldıkları tedbirler ve oluşturdukları teknik mekanizmalarla küresel finans araçları üzerinden Türkiye'ye kurulan tuzakları boşa çıkardıklarını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ardından ekonomi programımızın odağını yeniden belirledik. Artık bir kalıp haline getirdiğimiz yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme modeli üzerinden Türkiye'de bir ekonomi modelini oluşturduk. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünyada büyüme oranlarının gerilediği hatta resesyonun konuşulduğu bir dönemde ülkemizin rekor büyüme oranlarıyla yoluna devam etmesinin gerisinde bir hikaye vardır. Elbette bu süreçte aldığımız yaralar da var. Döviz kuru operasyonlarının yol açtığı sıkıntıları, alternatif yöntemlerle çözüme kavuşturduk. Dünyadaki geleneksel üretim ve tedarik kanallarında yaşanan bozulmalara karşı güçlü altyapımızla genç ve zengin insan kaynağımızla esnek iş yapma modellerimizle öne çıktık. Enflasyon oranımızın nispeten yüksek seviyelere çıkması bazılarını şaşırtıyor olabilir. Halbuki biz, aynı enflasyonu onları daha da şaşırtacak hızla düşürebilme kabiliyetine de sahip bir ülkeyiz. Bunu geçmişte yaşadık. Ondan sonra da düşürdük. İstihdamımızı tarihimizin en yüksek seviyesine çıkartırken, enflasyonun yol açtığı refah kayıplarını telafi edecek her türlü tedbiri de alıyoruz. Sanayi üretimindeki istikrarlı artış, turizmde giderek artan canlanma, ihracattaki yükseliş gibi pek çok veri hedeflerimize doğru ilerlediğimizi gösteriyor. Bundan 11 yıl önce, 2011 yılında ilan ettiğimiz 'Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına çıkarma' sözünü yerine getirmeye adım adım yaklaşıyoruz."
Başkan Erdoğan, uyguladıkları ekonomi programının mantığını katılımcılarla paylaştığını ifade ederek, toplantıya iştirakleri için katılımcılara teşekkür etti.