AA
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "FETÖ'cüler için Ankara'dan İstanbul'a yürüyen Kılıçdaroğlu, tam 732 gündür evlatlarına kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır ailelerini bir kez olsun ziyaret etmedi." dedi.
AA'nın aktardığı habere göre, Başkan Erdoğan, İsmail Kahraman Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Rize Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı'nda konuştu.
Rizeli hemşehrileriyle bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu dile getiren Erdoğan, kendisine gösterilen teveccüh dolayısıyla teşekkür etti.
Toplantının hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, kuruluşundan itibaren AK Parti'yi bağrına basan, destekleyenlere, il ve ilçe başkanlarından yönetimlerine, kadın ve gençlik kollarına, milletvekillerinden belediye başkanlarına, mahalle ve sandık temsilcilerine kadar her kademedeki teşkilat mensubuna da şükranlarını sundu.
Teşkilat bünyesinde Rize'nin her zaman başı çektiğini, hep önde olduğunu belirten Erdoğan, "İnanıyorum ki bu defa çok daha farklı bir şekilde neticeler alacak." diye konuştu.
Rize il teşkilatında görev almış ve bugün aralarında bulunmayan, hayatını kaybetmiş isimlere de minnet duygularını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kendilerini rahmetle yad ediyorum. Allah hepinizden razı olsun. Rabbim kardeşliğimizi, birliğimizi, yol arkadaşlığımızı daim etsin. Rabbim muhabbetimizi, uhuvvetimizi, dayanışmamızı daim kılsın. Bugüne kadar hamdolsun siz bizi hiç mahcup etmediniz inşallah biz de size ve Rize'ye mahcup olmadık, olmayacağız. Nasıl Rize bizi asla yarı yolda bırakmadıysa inşallah biz de Rizeli kardeşlerimizin emanetine halel getirmedik, getirmeyeceğiz. Son 19 yıldır olduğu gibi Rize'ye olan vefa ve minnet borcumuzu yeni eserler, yeni yatırımlarla ödemeyi sürdüreceğiz."
Dün ve bugün Rize'de hem hemşehrileriyle hasbihal ettiklerini hem de inşası tamamlanan eserlerin açılış sevincini, yapılacak eserlerin temel atma heyecanını beraberce yaşadıklarını anımsatan Erdoğan, "Sürekli söylüyoruz ya, durmak yok yola devam." ifadesini kullandı.
Başkan Erdoğan, şehre kazandırdıkları tüm bu eser, yatırım ve hizmetlerin Rize'ye hayırlı olmasını diledi, emeği geçenleri tebrik etti.
"20 YILDIR ALNIMIZ AK, BAŞIMIZ DİK BİR ŞEKİLDE YÜRÜYORUZ"
Geçen ay AK Parti'nin kuruluşunun 20. yıl dönümünü geride bıraktıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"'Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak' diyerek çıktığımız bu zorlu yolculukta 20 yıldır alnımız ak, başımız dik bir şekilde yürüyoruz. Bu süreçte nelerle karşılaştığımızı, hangi badireleri atlattığımızı bu salonda bulunan partimizin emektarları gayet iyi biliyor, iyi hatırlıyor. Gazete kupürleri üzerinden partimizi kapatmaya kalktılar. Cumhurbaşkanı seçmemizi engellemek için 367 garabetini ortaya attılar. Cumhuriyet mitingleri adı altında alenen darbe çağrısı yaptılar. Terör örgütlerini üzerimize salarak ülkemizi kaosa sürüklemeye çalıştılar. Gezi olaylarında sokak terörüyle insanımızı birbirine düşürmek istediler. 17-25 Aralık'ta emniyet yargı teşkilatları, 15 Temmuz'da ordumuz içindeki hainleri harekete geçirerek darbe yapmaya kalktılar. Ekonomimize yönelik operasyonlardan çukur eylemlerine kadar envaiçeşit saldırıyla karşı karşıya kaldık."
Bunların hepsinin üstesinden geldiklerini vurgulayan Erdoğan, "Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle tüm oyunları birer birer bozduk. Bu zorlu süreçte nasıl milletimizin samimiyetine ve yiğitliğine bizzat şahitlik etmişsek muhalefetin çapsızlığına, riyakarlığına, vesayet özlemine de aynı şekilde bir çok kez şahit olduk." dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde demokrasiye sahip çıkmak yerine vesayetçilerin ağzıyla konuşan, milleti tehdit eden, meclisi tehdit eden darbe heveslileri, sandıkta bileğini bükemediği partinin kapatılması için "Ankara'da yargıçlar var" diyerek mahkemeleri göreve çağıranları, "Genç subaylar rahatsız" manşetleriyle alenen darbe çığırtkanlığı yapanları gördüklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gezi olayları sırasında polisimize kurşun sıkanları, caddeleri yakıp yıkan vandalları, esnafın malını mülkünü yağmalayan çapulcuları baş tacı edenleri gördük. Milli iradeye özellikle yönelik bürokratik darbe girişiminde meclis kürsüsünü FETÖ'nün iftiralarına tahsis eden, miting meydanlarında FETÖ'cü alçakların gönüllü avukatlığını yapanları gördük. Çukur eylemlerinde bölücü örgütün şehir eşkıyalarına 'arkadaşlar' diyerek adeta teröriste canlı kalkan olanları gördük. Kimdi bu? Ana muhalefetin başı. 15 Temmuz gecesi tankların tepesine çıkmak yerine tankların arasından sıvışanları, kontrollü darbe iftirasıyla milletin şanlı zaferine çamur atanları gördük. Kimdi bu? Ana muhalefetin başındaki Bay Kemal. Doğu Akdeniz'de yürüttüğümüz doğalgaz arama çalışmalarına destek vermek yerine Yunan gazetelerine manşet çıkartanları gördük. Kimdi bu? Bay Kemal. Fırat Kalkanından Zeytin Dalı'na, Barış Pınarı Harekatından Libya, Irak, Karabağ'daki operasyonlarımıza kadar ülkemizin, milletimizin ve kardeşlerimizin bekası uğrunda attığımız her adıma karşı bunları gördük."
Ekonomiyi sendeletmek için yatırımcıları ürkütenleri, yurt dışındaki mahfillere Türkiye'yi şikayet edenleri gördüklerini belirten Erdoğan, "Otel lobilerinde gizli saklı bir şekilde IMF komiserleriyle pazarlık yapanları gördük. Kimdi bu? Aynı şekilde Bay Kemal'in ekibi. Türkiye'yi Suriyelileştirmek için yalan yanlış bilgiler üzerinden zehirli dilleriyle insanımızı kışkırtanları gördük. Bunların en başında da CHP vardı. CHP adına söz söyleyen, evet, yalan terörü vardı." ifadelerini kullandı.
Aynı zihniyetin geçmişten bugüne çizgisini sürekli daha da bozarak devam ettirdiğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Herkesle birlik oldular, herkesle iş tuttular, herkesin sözcülüğüne soyundular. Üç günlük siyasi çıkarları için çiğnenmedik hiçbir değer bırakmadılar ama son 20 yıl içinde bir kez olsun milletin, memleketin ve mazlumların yanında saf tutmadılar. Çukur eylemlerinde teröristlere gösterdikleri sempatinin 10'da birini 3 yıldır evlat nöbeti tutan yüreği yanık Diyarbakır annelerine göstermediler. 15 Temmuz'un hemen ardından FETÖ'cüler için Ankara'dan İstanbul'a yürüyen Kılıçdaroğlu, tam 732 gündür evlatlarına kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır ailelerini bir kez olsun ziyaret etmedi. Terör örgütleriyle iltisaklarından dolayı kamudan ilişiği kesinlere sahip çıktıkları kadar ciğerpareleri bölücü terör örgütü tarafından kaçırılan annelere sahip çıkmadılar. Sadece Diyarbakır anneleri meselesinde değil. Ülkenin bekasını, insanımızın geleceğini ilgilendiren hiçbir konuda yerli ve milli bir duruş sergilemediler. Ankara'dan İstanbul'a yürürken kimlerle kol kolaydılar, evet terörden dolayı mahkumiyet giymiş veya tutuklanmış bu insanlarla beraber oldular."
Erdoğan, karşılarında iktidara muhalefeti, ülkeye, hatta millete muhalefetle karıştıran "mankurtlaşmış" bir zihniyet olduğunu ve kardeşlik iklimini zehirleyen, muvazenesini yitirmiş, aklını ve vicdanını "tamamen tatile çıkarmış" bir siyaset anlayışı bulunduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her gün maşeri vicdanı kanatan bir skandala ve kadınlarımızın çoğunluğunu tahkir eden bir terbiyesizliğe imza atıyorlar. Parti teşkilatlarını saran taciz, tecavüz, arsızlık, yolsuzluk, hırsızlıkların üstünü örtmek için ülkemizdeki barış ve huzur ortamını dinamitlemekten dahi çekinmiyorlar. Esasında bu zihniyet, en büyük zararı insanımızın ufkunu ve umutlarını karartarak siyaset müessesesine veriyor. Daha önceki antidemokratik müdahalelerde olduğu gibi CHP bir Truva atı misali siyaset kurumunu içerden çökertmeye çalışıyor."
"CHP nasıl 27 Mayıs'a giden yolu yalan ve provokasyonlarıyla döşemişse bugün de aynısını nefret siyasetiyle yapıyor. Son dönemde yürütülen yalan, çarpıtma ve iftira kampanyalarının amacı 2023'e giden süreçte siyaset dışı aktörlere alan açmaktır. İktidar yüzü göremeyen, son 20 senedir girdiği tüm seçimleri kaybeden CHP, milletten yediği tokadın acısıyla ateşi kendisini de yakacak tehlikeli bir oyun oynuyor. CHP'ye kimlerin akıldanelik yaptığını, bu karanlık senaryoyu kimlerin yazdığını, kendi belediye başkanları dahil birçok CHP'li ikrar ediyor."
"GENÇLER, SİZLERE, KADIN KOLLARIMIZA, ANA KADEMEYE İNANIYORUM"
Erdoğan, son 20 yılda defalarca şahit oldukları bu oyunu bir kez daha bozmayı AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak görev addettiklerini dile getirerek, ana kademeden durmadan, gece gündüz demeden çok çalışmaları, kapısı çalınmadık ev bırakmamalarını istedi.
Özellikle kadın kollarına kapısı çalınmadık ev bırakmamaları talimatını veren Erdoğan, "Şunu unutmayın, kale içeriden fethedilir. Onu fethedecek olan da sizlersiniz. Gençler, sizler de durmaksızın bütün arkadaşlarınızla gece gündüz demeden koşturacak, çalışacak ve hani diyorlar ya 'Z kuşağı' hangi kuşak olursa olsun bütün bu kuşakları siz fethedeceksiniz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, gençlere, kadın kollarına ve ana kademeye inandığını vurgulayarak şöyle devam etti:
"Bu anlayışla birileri Ankara'daki sırça köşklerinde, yurt dışındaki mahfillerle el ele verip yüksek siyasetçilik oynarken biz, milletimizle kucaklaşıyor, milletimizin derdine, sevincine ortak oluyoruz. Başkaları hizmet diye musluk açarken, temel atmama törenleri yaparken, temeli atılmış projelerin üstüne beton dökerken biz, 81 vilayetimizin her bir köşesine eserlerimizle mührümüzü vuruyoruz. Birileri Boraltan Köprüsü'nde olduğu gibi bu ülkeye sığınanları katillerine teslim etmenin hesabını yaparken biz, insanlığımızın gereği olarak mazlum ve mağdurlara sahip çıkıyoruz."
"Birileri Bizans benzetmeleriyle yeni fitnelerin, yeni senaryolar peşinde koşarken biz, 84 milyonun kardeşliğini, birlik ve beraberliğini savunuyoruz. Ne diyor Meral Hanım, Bizans'ı kalkıp fethetmiş. Kim? Şu anda İstanbul'un belediye başkanı. Biz, İstanbul'da şunu görmedik mi, 'Zulüm 1453'te başladı' diye duvarlara yazanları Meral Hanım nasıl savunuyorsun, nasıl onlarla beraber aynı yola giriyorsun? Bizans olayını bu şekle dönüştüren ve 'Zulüm 1453'te başladı' ifadesini kullananlarla beraber nasıl oluyorsun? Dolmabahçe Sarayı'nın makam olarak kullandığım yerde, tam karşı duvarına 'Zulüm 1453'te başladı' diye yazan Gezicilerdi. Meral Hanım işte sen bu Gezicilerle berabersin, yolun açık olsun."
"Gençler, biz yolumuzu iyi belirledik ve bizim yolumuz, onların gittiği yol değil. 'Ya Bizans'ı alırım ya Bizans beni alır.' Bu akide bizimdir bizim, onların değil. Biz bunu, Ayasofya'nın açılışıyla ispat ettik. Onlar ise tam aksine Ayasofya nasıl kapalı kalır diye gayret ettiler ve hamdolsun biz gayretimizin neticesini Allah'tan aldık."
Gelecek kuşaklara daha müreffeh, itibarlı ve güçlü bir ülke bırakmak için gayret gösterdiklerini söyleyen Erdoğan, TOKİ konutlarını gördüğü zaman iftihar ettiğini belirtti.
Rize'nin yerel mimarisini kendilerine lütfettiği için Allah'a hamdeden Erdoğan, "Ancak, 20 sene harcadık bunu görmek için. Daha da iyi bir noktaya gidiyoruz, gideceğiz. Şimdi bugünkü tören açılışından sonra işte o güzel Rize'nin yerel mimarisiyle yapılmış TOKİ konutları Rize'mize ayrı bir hava veriyor ve bu yaygınlaşarak devam ediyor." diye konuştu.
"RİZE-ARTVİN HAVALİMANININ AÇILIŞINI BU YIL SONUNA KADAR İNŞALLAH BİTİRECEĞİZ"
Rize-Artvin Havalimanı projesiyle ilgili bilgi veren Başkan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Rize-Artvin Havalimanı'nın açılışını bu yıl sonuna kadar inşallah bitireceğiz. Ve bu yıl sonu inşallah havalimanımızın açılışıyla artık Rize 25 dakikaya falan düşüyor ve Artvin aynı zamanda o da herhalde yarım saat 35 dakika filan sürüyor. Bunu Artvinli kardeşlerime özellikle soruyorum. O dağları nasıl deldik, niçin deldik? Artvinli kardeşlerimiz çok daha seri gitsinler çok daha sıkıntısız gitsinler diye o dağları deldik. O tünelin adı Cankurtaran Tüneli. O tüneli sağ olsun Binali Bey'in orada çok emeği var. Yani yapılamaz, edilemez denilen o dağları deldik. Niye? Biz Ferhat'ız, siz Şirin. Ferhat'a dağları delmek yakışır ve biz de dağları delerek bu yola çıktık. Cankurtaran Tüneli'ni böyle yaptık."
Terör örgütlerine karşı verilen mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Birilerinin ufku, taş ve laf yığınlarından öteye geçemezken, biz Taarruzi İnsansız Hava Aracımız Akıncılarla dünya harp tarihini yeniden yazıyoruz. Sınırlarımız içerisinde terör örgütlerine nefes aldırmadığımız gibi sınırlarımız dışında da terör bataklığını kurutmak için teröristlerin bütün kamplarını basıyor ve tepelerine biniyoruz. Maruz kaldığımız onca saldırıya, iç ve dış operasyona, gizli açık vesayet girişimine rağmen hedefimizden asla taviz vermedik, vermiyoruz."
Türkiye'yi kendi ülkesinin ve milletinin felaketinden medet uman muhteris bir zihniyetin eline bırakamayacaklarının altını çizen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Muhalefetin çapsızlığının, beceriksizliğinin, içindeki debelendiği siyasi tükenmişliğin bizi rehavete sürüklemesine kesinlikle müsaade edemeyiz. Bunun için öncelikle AK Parti'li kadrolar olarak kardeşliğimizi perçinlememiz, aramızdaki dayanışmayı daha da artırmamız gerekiyor. Bunun yanında milletimizle olan bağlarımızı da sürekli canlı tutmamız, güçlendirmemiz şart. Vatandaşlarımız ilk ve hep önce AK Parti'li kadroları görmeli. Yani şunu ben duymamalıyım, 'Hiç bizim kapıyı çalmadınız, araziye gelmiyorsunuz?' dememeliler. Tam aksine, 'Kardeşim ne zaman sokağa baksam AK Parti'li kadroları görüyorum. Rize'de nereye gidersem gideyim AK Parti'li kadroları gördük, görüyoruz.' demeli."
"SIKINTIYA DÜŞEN HER VATANDAŞIMIZIN İMDADINA İLK ÖNCE AK PARTİLİ KADROLAR KOŞMALIDIR"
Vatandaşların dert, tasa ve sevincinin paylaşılması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bize oy versin vermesin, sıkıntıya düşen her vatandaşımızın imdadına ilk önce AK Parti'li kadrolar koşmalıdır. Hasta mı? İmdadına biz yetişeceğiz. Düşkün mü? İmdadına biz yetişeceğiz. Darda mı kaldı? İmdadına biz yetişeceğiz. Elhamdülillah imkanlar var mı? Var, o zaman her hepsinin yanında biz duracağız. Tevazu, gayret ve samimiyetin aşamayacağı hiçbir engel yoktur. Yeter ki biz çalışalım, koşalım, gayret gösterelim. Yeter ki biz millete hizmet vermekten, millete olan hizmet sevdamızdan taviz vermeyelim. Yeter ki biz Hakk'ın rızasını gözeterek halkımıza hizmet etmekten bir an önce geri durmayalım. Rabb'imin izniyle gerisi gelecektir. Unutmayalım, insan için çalıştığının karşılığı vardır. Allah, doğru olanın, dürüst olanın, sabır ve samimiyetle çalışanın en büyük yardımcısıdır."
Başkan Erdoğan, konuşmasının sonunda salonda bulunan kadın partililerin "çay içme" talebini geri çevirmeyerek, onlarla birlikte çay içme sözü verdi.
Bu arada Erdoğan, toplantıya katılmak üzere geldiği İsmail Kahraman Kültür Merkezi önünde kendisini karşılamaya gelenlere incir ikram etti.