Öncelikle Beyrut patlaması neticeleri itibarıyla failleri kimdir, henüz belirlenmiş değil. Konu ile ilgili başta Beyrut Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşmede, kidmir, hangi kuruluştur, alınmış bir bilgi yok. Bilgi olmadığı için de şu yapmıştır dememiz de özellikle biz siyasilere yakışmaz. Kardeş Lübnan halkı ve yöneticilerinin bizlere vereceği bilgileri önemle takip ediyoruz. Çok ama çok büyük bir felaket. Benzerini Refik Hariri zamanında da yaşamıştık. Çok daha ileri seviyede gerçekleşti. Söylenenleri biliyorsunuz. Füzelerin olduğu depolardan olduğu söyleniyor, nitrat deniliyor. Açık bilgilendirme yapıldı diyemiyoruz. Biz de yakından takip ediyoruz. Yardımcım Fuat Bey ile Dışişleri Bakanımız da orada gelişmeleri yerinde takip ediyor.
Koca Yusuf ile oraya çok çeşitli yardımları gönderdik. Askeri birçok yardım da var. Sağlık noktasında da yardımlar var. Sahra Hastanesi türü yardımlar var. Hatanelerimiz, sizin hastanelerinizdir, nakletme noktasında yanınızdayım diye kendilerine bildirdim. Sağlık Bakanım, Lübnanlı mevkidaşı ile görüşüyor. Kardeş Lübnan'ı yalnız bırakamayız.
Bölgede ciddi bir sıkıntının sebebi oldu Beyrut Limanı'nın bunu yaşanması. Buranın ihyası kaç yıl alır başka bir soru. Ama yanlarındayız.
Değerli arkadaşlar, Yunanistan ile Mısır arasındaki bu anlaşmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Buralara baktığımız zaman Yunanistan'ın Libya ile ilgili olarak buradaki kıyıdaş olma konusunda alakası var mı? Ne işi var orada? Mısır'ın alakası var mı? Biz Libya ile bu anlaşmayı yapınca, hepsi bu işin üstüne atladılar. Biz bunu size karşı yapmadık, yanlış anlaşılma olmasın diye bize yaslıyorlar. Olsa da olmasa da, biz Libya ile anlaşmamızı kararlılıkla sürdüreceğiz.
En son Dışişleri Bakanım, Maltalı ve Libyalı mevkidaşları ile görüştü. Kararlı bir şekilde görüşmelerimiz sürüyor. Deniz yetki alanları ile ilgili buralarda hakkı olmayanlar le görüşmeye gerek bile görmüyoruz.
Merkel benden ricada bulundu, sondajı durdurursanız işimizi kolaylaştırırsınız dedi. Ben de Yunanistan'a güvenmiyorum, güveniyorsanız 3-4 haftalık durduralım dedik. Nitekim benim dediğim gibi oldu.
Şimdi ne olacak? Sondaja başladık yeniden. Sözlerinde durmuyorlar. Barbaros Hayrettin'i de oraya gönderdik.
Dünyada ekonomik gelişmeleri gözden geçirecek olursanız başta ABD, Rusya ve Avrupa, koronavirüs sonrası çok ciddi zikzaklar yaşıyor. Tüm samimiyetim ile, içerideki düşmanları gündeme getirmek istemiyorum. Dışarıdakiler yetiyor ama içeridekiler de pompalama görevi görüyorlar. 2002 Kasım'da göreve geldi. Göreve geldiğimizde, 2002'de mili gelir 206 milyar dolardı. Şimdi milli gelirimiz 750 milyar dolara çıktı. O zaman 3581 dolar fert başı gelir vardı, bu 9127 dolara çıktı.
2002'de otomobil satışı 91 bindi. 2019 ise 387 bine çıktı.
Buzdolabı şatışları 1 milyon 88 bindi. 2019'da 2 milyon 406 bin buzdolabı satışı var. Türkiye bir tırmanışta. Bunu gözleri olup görmeyenler var. Ben belgeler ile konuşuyorum. Açılan şirket sayısı 30 bin civarındayken, 2017'de 85 bin ek şirket açılmış. İstihdam 19 milyon 600 kişiydi. Şu an 28 milyonun üzerinde.
Bazı sıkıntılar yok değil. Ama Türkiye adeta bir uçuşun içinde. Gözü olup görmeyenler bunu yanlış aktarıyor. Ne kadar yanlış anlatırlarsa anlatsınlar bu tırmanışımızı devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Gerek TL, gerek döviz, gerek altın rezervinde, basit bir şey söyleyeyim.
Türkiye'nin 23.5 milyar IMF'ye borcu vardı. 2013'te biz sıfırladık. Döviz rezervi 27.5 milyar dolardı, şu anda 105 milyar dolar. Merkez Bankası'nın rezervi. Kimse halkımızı yanıltmaya çalışmasın. Dünden daha güçlüyüz, yarın daha güçlü olacağız.