Başkan Erdoğan, üç ülkeyi kapsayan Afrika ziyaretimizin ilk ayağı olan Cezayir’de temaslarının ardından Gambiya'ya geçerken aralarından Star.com.tr yazarı Sevil Nuriyeva İsmayılov'un da olduğu basın mensuplara açıklamalarda bulunda ve soruları yanıtladı.
Başkan Erdoğan: Vatandaşlarımıza yardım etmek için, bir adım daha atıyoruz. Elazığ ve Malatya’da –burası ilk defa açıklanıyor özellikle bilmenizi istiyorum—KOSGEB Acil Destek Kredisi Programı’nı devreye alıyoruz. Depremden zarar gören KOBİ’lerimiz anlaşmalı bankalarda işletme başına 100 bin TL’ye kadar 1 yıl ödemesiz 24 ay vadeli faizsiz kredi kullanabilecekler. Ayrıca, KOSGEB’e bu yıl ödenmesi gereken borçları da 2020 yılının sonuna erteliyoruz. Son olarak, bankalara KOSGEB borcu olan KOBİ’lerin bu yılki ödemelerini de 1 Ocak 2021’e erteliyoruz." ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan açıklamalarında ayrıca;
"Değerli arkadaşlar,
Üç ülkeyi kapsayan Afrika ziyaretimizin ilk ayağı olan Cezayir’de gerek ikili, gerek heyetler arası çalışmalarımızı başarılı şekilde tamamladık.
Cezayir Cumhurbaşkanı Sayın Tebbun ile ikili ilişkilerin tüm boyutlarını ele aldık. 2006 tarihli Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasını dün Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi seviyesine çıkardık. Bu mekanizmayla ilişkilerimizi ekonomi, ticaret, savunma, sanayi, güvenlik, altyapı, turizm ve diğer alanlarda geliştirme imkanımız olacak. Bu çerçevede, Karma Ekonomik Komisyon toplantısının da en kısa sürede yapılmasına karar verdik. Ayrıca, Sayın Tebbun davetim üzerine ülkemize iade-i ziyarette bulunacak. Arkadaşlarımız da mevkidaşlarıyla temaslarını yoğun şekilde sürdürecek. Bu davet aynı zamanda Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantımızın ilk adımı olacak. Bu ziyaret, ikili ilişkilerimizde yeni sayfa açacak.
Bölgesel konularda da Cezayir ile yakın işbirliği olacağız. Bu çerçevede, Libya konusunda da ortak harekete devam edeceğiz. Cezayir, Libya’nın en önemli komşusu ve siyasi süreçte önemli roller oynayabilir. Libya sorununun çözümü için yol haritası artık bellidir. BM çatısında, uluslararası meşruiyeti olan hükümetin öncülüğünde, ateşkesin derhal uygulanması ve siyasi sürecin ilerletilmesi gerekiyor. Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) bugüne kadar alınan tüm kararlara uydu. Hem Moskova’dan hem Berlin’den kaçan Hafter ateşkesi ihlal etmeye devam ediyor. Libya’da barış olacaksa Hafter’in durdurulması gerekiyor.
Bu arada, Hafter’in sözcüsü Mismari, dün yaptığı açıklamada, Berlin ve Moskova’ya anlaşmak için, çözüm için değil; sözde haklı davalarını anlatmak için gittiklerini , çözümün namlunun ucunda olduğunu ifade etmiştir. Bu da Hafter’in gerçek niyetini ele veren itiraf niteliğinde bir açıklamadır.
Önemli konumuz, özellikle Elazığ, Malatya depremi ile alakalı. Dün itibariyle son durumu sizlerle paylaşmak isterim:
Vefat edenlerin sayısı 39, yaralı sayımız 1607, tedavisi devam eden 86, sağ kurtulan 45. Bölgeye 24 bin 402 çadır, 26 bin 500 yatak, 40 bin gıda kolisi şu an itibariyle sevk edilmiştir. Günlük 50 bin kumanya dağıtılıyor ve dağıtılacaktır. Bakan arkadaşlarımız ve ilgili kurumlarımız şu anda oradalar, kamu kurumları normal mesailerine başladı. Hayatın hızla normale dönmesi için, çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz.
Vatandaşlarımıza yardım etmek için, bir adım daha atıyoruz. Elazığ ve Malatya’da –burası ilk defa açıklanıyor özellikle bilmenizi istiyorum—KOSGEB Acil Destek Kredisi Programı’nı devreye alıyoruz. Depremden zarar gören KOBİ’lerimiz anlaşmalı bankalarda işletme başına 100 bin TL’ye kadar 1 yıl ödemesiz 24 ay vadeli faizsiz kredi kullanabilecekler. Ayrıca, KOSGEB’e bu yıl ödenmesi gereken borçları da 2020 yılının sonuna erteliyoruz. Son olarak, bankalara KOSGEB borcu olan KOBİ’lerin bu yılki ödemelerini de 1 Ocak 2021’e erteliyoruz.
Cezayir ile ekonomik ilişkilerimiz bağlamında, Ceyhan Endüstri Bölgesi’nde önemli bir ortaklık yapıyoruz. Sonatra ile Rönesans Holding 1.2 milyar dolarlık yatırım için bir anlaşma imzaladı. Ceyhan Propan Anonim Şirketi’nin ve yüzde 34 ortağı bir Cezayir şirketi olan Sonatra, Propan gazının 17 yıl boyunca Cezayir’den almak suretiyle ortaklık devam edecek. Tabii bu yatırım özellikle bizim cari açığımızı olumlu şekilde etkileyecektir. Tesis en kısa zamanda tamamlanacaktır. Yıllık 450 bin ton propan üretecek bu tesis, tamamı ithal edilen bu ürünün inşallah 4’te 1’ini karşılama imkanını bize verecektir. Ki bugüne kadar bu işi bir FETÖ’cü ithal etmek suretiyle o alan içeresinde çalışıyordu ama şimdi bu durum olmayacak." dedi.
SORU CEVAP
SORU: Libya’da silah dışında çözüm olmadığını belirten Hafter ve çevresi var. Bu durumda Türkiye’nin ateşkes ve siyasi süreci canlı tutma diplomasisi hangi aşamaya evrilecek? Hafter ile anladığı dilden konuşulacak aşamaya mı gidiyoruz?
Değerli arkadaşlar, şu anda Libya ve Türkiye arasındaki o gördüğünüz bant bizim mutabakat anlaşmamızın sonucudur. Aynı zamanda, yine gördüğünüz G-F-E ve deniz kısmındaki “D” BM’ye bildirilen ve mutabakat sağladığımız Türk Yetki Alanı’dır. Biz burada sondaj çalışmalarımı yapabileceğiz ve bu bir yerde de bizim kıta sahanlığı adımlarımızın neticesidir. Şu an itibariyle, Hafter’in maalesef çok çok çirkin girişimleri var ve biz de bunların takipçisiyiz. Gereği neyse bunu sonuna kadar yapmaya devam edeceğiz. Hafter, şu anda Libya’nın adeta bir çöl ağası gibi. Daha ziyade çöl kısımlarında hakimiyeti var. Ama nüfus olan bölgede hakimiyeti yok.
Cuma günü biliyorsunuz, Alman Şansölyesi Merkel Türkiye’deydi, İstanbul’da bu konuları etraflıca ele aldık. Kendilerine şunu çok açık ve net söyledik: Bakın dedim, yanlış bir noktaya oynuyorsunuz. Hafter bir yalancı ve siz bu yalancının şımartılmasına fırsat veriyorsunuz. Mısır en önemli destekçisi, Abu Dabi yönetimi en önemli destekçisi, Rusya ise Wagner’i vermek suretiyle orada. Wagner’in bütün mali noktadaki desteğini Abu Dabi yönetimi sağlıyor. Çok ciddi parasal destek aktarıyor. Silah. Mühimmat, şu, bu Abu Dabi Yönetimi’nden geliyor. Ve tabi silahları almak problem değil çünkü para var. Hangi ülkeden olduğu da önemli değil. Bütün bunlara rağmen, Hafter burada yaptığı hesapları tutturamadı ve tabi burada özellikle Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin dik durması da önem arz etti. Yani UMH Başkanı Feyyaz Sarraç’ın kesinlikle bütün güçlerinin başında olması şart. Sarraç Moskova’da başarılı bir imtihan verdi, geldi. Berlin’e geldi; anlaşmaya yanaştı, diğeri anlaşmaya yanaşmadan kaçtı. BMGK’da da şu an aynı oyunlar oynanıyor. Biz (BM Genel Sekreteri Antonio ) Guterres’le de ele aldık; konuştuk. Bundan sonraki süreçte de takipçisiyiz, takip edeceğiz. Fakat her geçen gün Libya’da sürecin ben UMH’den yani Sarraç yönetiminden yana gelişeceğine inanıyorum ve dün mesela orada da bir yeri alma durumu oldu Hafter’in, daha sonra tekrar geri alındı. Tabi en önemli mesele; Sirte meselesidir, orası da geri alınınca da bunların iyi bir gücü kalmayacak. Misrata ile çok ilgileniyorlar, kuşatma var ama Misrata’da istedikleri neticeyi alamadılar. Trablus’ta da kuşatmaları var. Trablus’ta da şu anda UMH gerekli mukavemeti gösteriyor. Temennim odur ki; böyle bir imkan, böyle bir fırsat vermeyecektir.
SORU: Sömürgecilik altında yaşayan ülkelerde zihinsel ve kültürel bir sömürgecilik düzeni hakim olduğunu görüyoruz. Askeri ekonomik işbirliği çok önemli ama kültürel bir atılım planlaması var mı?
Değerli arkadaşlar, bizim tabi sadece Afrika değil, tüm dünya genelinde gerek TİKA gerek Yunus Emre Kültür Merkezi gerekse Maarif Vakfı’mız var. Bütün bunlarla beraber bu bölgelere yükleniyoruz. Malum FETÖ’nün dünyada nerede okulu varsa -ki onun ilk etaplarda açıkladığı 160 ülkede varız biz- bu ülkelere Maarif Vakfı’mızla girdik, giriyoruz, gireceğiz. Özellikle de kültürel aktivitelerimizin olduğu bu tür yerlerde de Yunus Emre Vakfı’mızla giriyoruz; daha da ileri gideyim, hatta buralarda bizim bir de Mevlana programımız var. Bu konuda da YÖK’ün çalışması var. Onunla da yayılıyoruz. Yani, o Mevlana programını, dünyada değişik ülkelerde çalışıyoruz, işletiyoruz ve bu çalışmalarda geri adım atmayacağız. Aynı şekilde Türkiye Bursları programımız da Afrika’ya da ülkemize de hizmet eden önemli bir kültürel program. Cezayir’de kültürel aktivitelerin geliştirilmesi noktasında da bir çalışmayı başlatacağız. Büyükelçiliğimizin çatısı altında kendilerinden yeni yer talebinde bulunduk, onlar da olumlu karşıladılar. Yeni bir yer satın aldığımızda Büyükelçiliğimiz diğer bütün kurum ve kuruluşlarımızla eşgüdüm halinde önemli çalışmalar yapacak.
SORU: Almanya Şansölyesi Angela Merkel ile Cuma günü zirve gerçekleşti. Tabi burada merak ettiğimiz hususlar var: Türkiye-AB ilişkileri anlamında bitme noktasına gelen ilişkilerin tekrar canlanması gündemde mi ? Herkesin merak ettiği vize serbestisi çözüme ulaştı mı? Dörtlü zirve ne zaman gerçekleşecek?
AB’nin sağı solu belli olmuyor. Yani, bir taraftan iyi niyet gösterisi yapıyorlar, bir taraftan bakıyorsunuz, hala aynı yerdeler. İşte şimdi sadece olay vize serbestisi değil; 2014’ün sonunda bitecekti, biz her şeyimizi yaptık ama onlar şunu yapmadınız, bunu yapmadınız deyip bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Aynı durum, biliyorsunuz, Gümrük Birliği’nde de var. Bazı farklı başlıklar var. Ben şahsen bunlara cevap vermekten bıktım ama onlar köşeye sıkıştırmaktan bıkmadı, sürekli bir şeyler üretiyorlar. Ben size çok daha basitini söyleyeyim: Biliyorsunuz, özellikle Sarkozy, Merkel bunlar ülkelerinin başına geçmeden önce bizler AB liderler zirvesine katılıyorduk. O zaman Fransa’da Chirac, Almanya’da Schröder vardı. Türkiye ve Hırvatistan beraber katılıyorduk. Şimdi Hırvatistan bakın AB dönem başkanı. Bakın nereden nereye... Bunlar da insaf yok, vicdan yok. Bu arada tabi, 15 ülkeden sayı çıktı 27-28’e. Adil değiller, adil davranmadıkları gibi de Türkiye için gerekçeleri malum. Şu anda söyledikleri: “Türkiye nüfusu büyük bir ülke; Türkiye’yi alamayız.” Şimdi yine bahaneler, bahaneler devam ediyor. Öyle de olsa, böyle de olsa, biz şu anda sabır modundayız. Bu şekilde devam ediyoruz ve nereye kadar devam ederiz Allah bilir.
Dörtlü zirve konusuna gelince... Dörtlü zirveyi biz Şubat diye planlamıştık ama Mart’a sarkabilir.
SORU: Rusya’nın Libya’da istediği nedir? İdlib’de kan durmuyor. Her ne kadar Türkiye devreye girse de Esad Rusya ile beraber hareket ediyor. Orada da bir güvensizlik ortaya çıkmıyor mu Rusya açısından? Rusya ne yapmak istiyor?
Rusya’nın Wagner’le Libya’ya girmesi doğru bir hareket değil. 2500 kadar lejyoner var. Fazlası var azı yok. Ama bunun bedelini neresi ödüyor? Abu Dabi ödüyor. Aslında Hafter de ücretli bir lejyonerdir. Bunlar müşterek çalışıyorlar, orada bütün silah mühimmat araç gerek vesaire malum ülkelerden alıyor. Mısır da çok ciddi destekler veriyor. Doğu Akdeniz’e gelince malum biz kıyı şeridi en uzun olan ülkeyiz. Biz şurada şimdi yani bizim şuradan başlıyoruz böyle gidiyoruz devam ediyor burası. Şu bant tamamen bizim ikili mutabakat metnimizdeki banttır. Kuzeyi Türkiye var güneyinde Libya var ve biz bunu imzaladık. Bu metni imzaladıktan sonra biz kalkıp burada kimse ile ya gel ne diyorsun diyecek halimiz yok biz burada Sarrac ile imzayı attık iş bitmiştir. Yani bu Hafter’le birilerinin yaptığı anlaşmaya benzemez çünkü Sarraç BMGK’nın kabul ettiği, ben artık ona devlet diyorum devlettir. Öbürü ise darbecidir onun devlet kimliği yok burada ne yazık ki birileri Hafter üzerinden bir şey devşirmeye çalışıyor yaptıkları bu biz inşallah bu fırsatı vermeyeceğiz.
SORU: Siz de değiniz depremde can kaybımız var ama bu büyüklükteki sarsıntı için ucuz atlattık diyebiliriz. Kentsel dönüşüm için ne yapılacak?
Çevre Şehircilik bakanımıza talimat verdim. Hemen çelik konstrüksiyondan tek katlı konutlar yapalım ve yanlarına ahırlarını koyalım ve burada yaşayan vatandaşlar hemen evlerine yerleşsinler. Şu an itibariyle Çevre Şehircilik Bakanlığı çalışmayı yoğun bir şekilde başlattı. Zemin etüdü ile inşaatlarımızı yapacağız ve vatandaşın kendi evlerine taşınması fırsatını hazırlayacağız. Fakat sıkıntı şurada biz hani dikey mimarı uyarısı yapıyoruz ya bunu boşuna söylemiyoruz. Bizim kültürümüzün de reddettiği bir şey dikey mimari. Türkiye fay hattında olan bir ülke, yatay mimari yapsak yapsak sıkıntıları yaşamayız. Türkiye deprem ülkesi. Biz son depremle bir şey kazandık. AFAD, Kızılay, Jandarma, Silahlı Kuvvetlerimiz çok ciddi bir koordine içinde buradaki mücadeleyi başarılı şekilde verdiler. Tabi gönlümüz bırakın 39’u bir kişinin vefatına bile razı olmaz. İnşaatlarda hassas olmamız gerekiyor. Belediyelerin ruhsat verirken dikkatli olması, zemin etüdü yapılması önem arz ediyor.
SORU: İstanbul’un stratejik önemi malum. İstanbul ciddi deprem riski ile karşı karşıya. Kentsel dönüşümün deprem odaklı olması konusunda yol haritanız nedir?
Planlama konusu Şehircilik Bakanlığı uhdesinde ve bölgede özellikle bizler belediyelere uyarılarımızı yapıyoruz. Diyoruz ki gelin buralarda konut yapımını bu şekilde başlatalım ama tabi üzülerek söylemem lazım bu bölgelerdeki vatandaş da evlerinin kentsel dönüşüme gitmesini istemiyor, direniyor.
SORU: Elazığ depremi sonrası 39 kardeşimizi kaybettik. Devlet muazzam şekilde çalıştı. Sosyal medyadaki provokatif söylemler ise vicdansızlığı gösteriyor. Ne dersiniz? İkinci olarak Kılıçdaroğlu İdlib’den gelen sığınmacılar için terörist diyor. O oradan gelen bir anneyi elleri kanayarak enkazdan çıkartan bir Suriyeli kardeşimiz var. Ne söyleyeceksiniz?
Bu adama (Kılıçdaroğlu) ne denir? Mahmut tırnaklarıyla kazıyor, kardeşimizi ve eşini enkazdan çıkarıyor. Sonra evinde ziyaret ediyor. Kardeşlik bu ama ne yazık ki Kılıçdaroğlu kardeşlik duygusu nedir bundan bir haber. Bu iş herkesin karı değil. Biz kardeşlik duygusuyla bugüne kadar bu mücadeleyi veriyoruz.
Biz şimdi briket konutlar yapıyoruz sınırımıza 40 kilometre mesafede. Şu anda inşaatlar başladı. İçlerinde tuvaleti banyosu olsun. Çadırda donmaktansa briket konutlarda ısınma imkanı da vereceğiz. Hedefimiz ilk etapta 25 bin briket konutu orada yapmak. Ve ben bunu Sn Merkel’e de açtım o da talimatı verdi. Merkel bu briket konutlar için 25 milyon avro çıkarmayı kabul etmiş.
Bu arada Fahrettin Bey, Mahmut kardeşimize vatandaşlık verilebilir mi diye soruyor şimdi. Ne demek verilebilir mi? Tabii ki verilir. Verdik gitti. Burada okuyor. Türkçe de biliyor.
SORU: Ailesine de verilir mi?
Ailesine de veririz.
SORU: Sn Kılıçdaroğlu buna da tepki gösterir...
Onunla dünyalarımız farklı. Onların öyle bir derdi yok bizim derdimiz var.
SORU: Yunanistan’la ilişkilerde olası riskler konusunda ne diyeceksiniz?
Almanya, Yunanistan’ın adeta şefkati. Yunanistan ile aramızda ortak bir dostumuz var, eski belediye başkanlarından. “Benden mesaj istiyorsan söyle Yunanistan tarafına, bizimle uğraşmasın. Bizim Yunanistan’la uğraşma diye bir derdimiz yok. NATO’da ben Miçotakis’e de söyledim, dedim ki; “birbirimizle uğraşmayalım, eğer uğraşmazsak bizden size en ufak zarar gelmez.
Libya ile ilgili de... Libya ile senin ne işin var? Yunanistan nere Libya nere kaldı ki kıta sahanlığında kıyı şeritlerinin birbirini görmesi gerekiyor... Şu anda bize gelmiş diyor ki Girit onlar için anakaraymış. Ya yavru kara dese yutacağız da ana karayı nasıl yutacağız?
SORU: Kemal Kılıçdaroğlunun danışmanlarından FETÖ ile bağlantısı olan Enver Altaylı ile temasları ortaya çıktı. Muhalefet FETÖ’nün siyasi ayağı diyor ancak o ayakların muhalefet içinde dolaştığını görüyoruz...
Bu konu ile ilgili Sn Bahçeli’nin de açıklaması olmuştu. Benzer açıklamayı ben de yaptım. Altaylı, FETÖ ile mektup diplomasisinde olan bir şahıs. 40 civarında mektup söz konusu. İstihbaratçı olarak kendisi CIA üzerinde de bir çok görevlendirme almış olan bir kişi. Sn Kılıçdaroğlu’nun etrafında kimlerin olduğunu en yakınındakinin kim olduğunu bilmemesi sebebiyle durumunun ne kadar acı olduğunu anlamak mümkün. Her an herkes onun yanında yer alabilir. Bu FETÖ’cü de PKK’lı da olabilir. Zaten PKK’lılarla omuz omuza Ankara’dan İstanbul’a bunlar terör örgütüyle yürümedi mi ? Yürüdü. Son olarak Urla Belediye Başkanı da FETÖ’cü çıktı. Yanılmıyorsam babası uyarmış, bunlar açıkça ortada. Defaatle anlatılmasına rağmen Kılıçdaroğlu’nun sarfınazar etmesi mümkün değil. Her gecen gün bu günah galerisi çok daha güçlü hale gelecek