Türkmenistan ziyareti dönüşünde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey hem de AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile ilgili sert açıklamalarda bulundu
"BİRİLERİNDEN İZİN ALARAK YAPMAM"
Amerika Birleşik Devletleri eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Amerika Birleşik Devletleri'nin Esed'le görüşmeye olumlu bakmadığı yönünde bir açıklamasıyla ilgili Erdoğan şunları söyledi:
Siz demek ki hala Cumhurbaşkanınızı tanıyamadınız. Ben kiminle, ne zaman, nasıl görüşeceğimi birilerinden izin alarak yapmam. Ben Mısır Cumhurbaşkanıyla Katar'da bir görüşme yaptım. Kimseden izin almadım. Suriye konusunda atacağımız adımlarda belirleyici husus da ulusal çıkarlarımız olacaktır. Suriye'de güvenli bölgeden tutun, terör örgütüne karşı alacağımız tedbirler içerisinde bu da bizim atacağımız adımlardan bir tanesidir.
"YAPTIĞI AÇIKLAMA HİÇ ŞIK DEĞİL"
AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyesi ülkeler gibi Rusya'ya karşı yaptırımlara uyması yönünde çıkışına değinen Başkan Erdoğan, "Borrell'i muhatap olarak almıyorum" diyerek şunları ifade etti:
Borrell'i muhatap olarak almıyorum. O, olsa olsa Mevlüt Bey'in muhatabı olabilir. Yaptığı açıklama hiç şık değil. Yani bir defa bizim Rusya'yla ilişkilerimizi Borrell tayin, tanzim edemez. O bu konularda böyle bir karar verecek ne kalitededir ne kapasitededir. Çok çirkin bir açıklama. Sen nasıl olur da kalkarsın bizim Rusya'yla ilişkilerimizi yaptırımlar içerisinde değerlendirirsin. Yani Avrupa'nın şu anda çektiği tahılın yüzde 44'ü nereden geliyor? Karadeniz'den geliyor. Bunun aracısı kim? Türkiye. Bunun için bir teşekkür etti mi? Yok. Bütün Avrupa liderleri teşekkür ediyor, sen kalkıp böyle bir açıklamayı yapıyorsun. Kaldı ki şimdi Rusya'yla ilgili de aynı zamanda gübre konusu, amonyak konusu gündeme gelecek. Bir de Sayın Putin'in çok ilginç bir jesti var. O da nedir? "Ben göndereceğim tahılı bilabedel göndereceğim" diyor. "Biz de bunu sizden aldıktan sonra bilabedel değirmenlerimizde öğütüp ondan sonra az gelişmiş ülkelere gönderelim." dedik. Tabii Sayın Putin'e bizim verdiğimiz bu cevap da onu çok mutlu etti. Çünkü yüzde 44-46 Avrupa, yüzde 14 Afrika'ya gidiyor. Biz bu teklifle beraber çıkınca demek ki herhalde Borrell'in burada oyunu, planı bozuldu. O da böyle bir açıklama yapmak zorunda kaldı.