Bakan Soylu'dan Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırıyla ilgili önemli açıklamalar

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıya ilişkin, “Olayla ilgili toplam 9 kişi gözaltına alındı. Olayın dışarıdan kaynaklanan bir provokasyon olduğu tespit edilememiştir. Olay üzerinden siyasi bir rant çıkarmak tehlikeli ve yanlıştır” dedi.

"PKK'lı teröristlerce açılan ateş ve çıkan çatışma neticesinde şehit olan evlatlarımıza gani gani rahmetler diliyor, aileleri, yakınları ve aziz milletimize baş sağlığı ve sabır diliyorum. Allah bizleri böyle bir acıyla tekrar imtihan etmesin. Bu ülkeyi bölmek, parçalamak ve zayıflatmak isteyenlere de fırsat vermesin.

KILIÇDAROĞLU'NA SALDIRI KONUSU...

Bu tür uygulamalarda, toplumsal törenlerde devlet erkanına göre uygulamakta olduğumuz güvenlik önlemleri mevcuttur. İlave tedbirlerimiz söz konusu olmuştur.

"POLİS VE JANDARMA TİMLERİ HAZIRDI, DESTEK KUVVET DE GÖNDERİLDİ"

Cenaze merasiminin güvenliğini sağlamak üzere Jandarma, ve Polis timlerinin yanı sıra 1 TOMA aracı ve 2 özel harekat timi de mevcuttur. Ayrıca törendeki hareketlenme başlar başlamaz, Akkuzulu Mahallesi'ne 1 jandarma komando bölüğü, 15 jandarma asayiş timi, 2 jandarma özel harekat timi, 1 TOMA, bir kobra aracı, Jandarma İstihbarat Komutanlığından 20 personel ve ayrıca Ankara İl Emniyet Müdürlüğü tarafından 300 çevik kuvvet, 9 özel harekat timi, 3 polis asayiş ve 1 polis trafik ekibi, ejder zırhlı araç da dahil olmak üzere birçok takviye gerçekleştirilmiştir.

"ÖNCE MANSUR YAVAŞ GELDİ..."

Henüz namaz kılınmamışken sayın Mansur Yavaş alana gelmiştir. Orada köyden kadınlar tarafından kendisine kısmi bir protesto olmuştur.

Sonra Sayın Kılıçdaroğlu gelmiştir. kendisine sözlü protesto olmuştur. Ardından şehidimizin cenazesi töreni sonrasında arabaya konmuştur. Ardından sayın Kılıçdaroğlu'na önce sözlü, ardından kamera görüntülerinden de görüleceği üzere fiziki saldırı olmuştur. Ve güvenle ayrılması mümkün olmayacağı anlaşılması üzerine kendisi güvenli bir yere alınmış ve yoğunluğun azalması beklenmiştir. Oradaki arkadaşlarımızın genel değerlendirmeleri üzerine...

Milli Savunma Bakanımız, Milli Eğitim Bakanımız, Genelkurmay Başkanımız devreye girerek aynı mahiyette sakinleştirici açıklamalar yapıyor.

Hadise bu çerçevede gerçekleşiyor.

"9 KİŞİNİN TAMAMI AKKUZU KÖYÜNDENDİR"

Dün yaşanan bu hadisedeki temel üzüntümüz şudur. Biz şehit cenazelerinde acımızı hep birlikte yaşayarak hafifletmeye çalışırız. İnancımız gereği alışkanlığımız da budur. Bu nedenle müftü ve imamlarımız özellikle slogan atılmaması hususunda her zaman katılımcılara tembihatta bulunurlar. Elbette siyasetçiler gerek şehit cenazelerinde ya da başka ortamlarda tepkilerle karşılaşabilirler. Ancak burada tepkinin fiziki saldırıya dönüşmesi söz konusudur. Ve bizim bunu tasvip etmemiz mümkün değildir. Neresinden bakarsanız bakın müessif bir hadisedir. Alışkanlıklarımızla, kültürümüzle, yaşantımızla örtüşmeyen bir hadisedir."

Ve adli ve idari soruşturma başlatılmış olup buna karışan 4 kişi savcılığa teslim edilmiştir. İl dışına çıkmış şehit yakını olan 1 kişi de getirilerek 5 kişi, ayrıca kadınların da olduğu 4 kişi ile birlikte toplamda 9 kişi savcılığa teslim edilmiştir.

Bu 9 kişinin tamamı Akkuzulu köyündendir. Zaten Cenazeye kimlerin katıldığı kameralarla sabit. Plaka tanıma sistemi de köye kurulmuştur. Gelen giden herkesin tespiti mümkün. Yani CHP ve bazı sosyal medya araçlarıyla bilgi kirliliğine neden olunduğu gibi dışarıdan kaynaklanan bir provokasyon olduğu doğru değildir. Bu isimlerin tamamı Akkuzulu sakinidir. Ve yumruk attığı görülen kişi de şehidin hısımıdır. Akrabasıdır.

Yani dünkü olayda Kılıçdaroğlu'nun etrafındaki kişilerin büyük çoğunluğunun Çubuk ilçesi ve Akkuzulu köyü (mah.) sakini oldukları tespit edilmiştir. Geriye kalan görüntü, fotoğraflar da incelenmektedir. Şu ana kadarki tespitler ile bunun dışarıdan bir provokasyon olmadığı görülmüştür.

"SİYASAL RANT ÇIKARMAK TEHLİKELİ VE YANLIŞTIR"

Burada belirtmeliyiz ki eğer Genel Başkan bir şehit cenazesine katılacaksa sayın Kılıçdaroğlu'nun güvenlik ekibi, güvenlik birimlerimize bilgilendirme yapmalıydı. Bu noktaya dikkat etmemişlerdir. Dolayısıyla kimsenin katılımdan haberi olmayan bir uygulamada örgütlü bir provokasyon iddiasında bulunmak da doğru değildir. Tepkinin bu hale dönüşmesi ne kadar yanlışsa, karşı karşıya kalınan olay üzerinden siyasal rant çıkarmak da o kadar tehlikeli ve yanlıştır.

Ayrıca cenaze seçimden sonra olmuştur. Her seçim bazı tortular bırakır. Bu psikoljik ortamı göz önüne almadan bu kadar yoğun kalabalıklarda duygusal ortamlarda olaylarla ilgili alınacak tedbirler elbette ona göre değerlendirilir. Sayın Kılıçdaroğlu Ankara'dan İstanbul'a yürüdü. En küçük bir güvenlik sıkıntısı meydana gelmedi. Buna doğu ve güneydoğudaki seçim çalışmaları dahil memleketimizin her köşesi dahildir.

Buna sayın Kılıçdaroğlu'nun ve yardımcılarının bakışı doğru değildir. Bunu kendilerine organize eylem gibi anlatıp bir rant çıkarmaya çalışmaları. Şahsıma hakaret, küfür yağdırmaları, alelacele genel merkeze topladıkları insanlara şahsıma küfürler ve galiz sözlerle hakaretler ettirmeleri bu meseleye nasıl baktıklarını göstermektedir.

"YANGINA KÖRÜKLE GİDEREK BUNU KENDİLERİ YAPIYOR"

Herkes sağduyu çağrısı yapıyor. Biz de yapıyoruz. Ama bunu tavsiye etmek yetmez. Yaşamak gerekiyor. Yangına körükle giderek bunu kendileri yapıyor. Ben sayın Cumhurbaşkanımızın kabinesindeyim. Az önce de belirttim. Sorumluluk sahibi bir insanım. Ülkemin ve milletimin menfaatleri her şeyden önce gelir. Her zaman milletime karşı sorumluluk hissederim ve bunun gereğini yapmaktan da çekinmem.

Ülkeme, milletime yapmış olduğum hizmetin bedelini ödemeye de hazırım. Bunun tayin edicisi bana bu görevi veren sayın Cumhurbaşkanımız ve ona yetkiyi veren aziz milletimiz.

Böylece geçmiş olsun dileklerimizi ilettiğimizi, gerekli adli, idari tetkiklerin sürdüğünü belirtiyor. Aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.