Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "Ailelerimize tek tek ulaşarak engelli, yaşlı, kadın ve çocuklara yönelik sosyal risk unsurlarını tespit ve takip edebiliyoruz. Böylece sahadan elde edilen verilerle sosyal risk haritaları oluşturacak ve bu risk haritalarına göre il, bölge ve ülke düzeyinde tedbirler alacağız" dedi.
Sosyal yardımlarda yapısal değişiklikler
İnsan odaklı politikalarla milletin huzur ve refahını artırmanın ortak bir sorumluluk olduğunu aktaran Selçuk, "Önce İnsan’ anlayışıyla başladığımız bu yolda tüm imkanları seferber ederek insanımıza hizmet verme gayretindeyiz. Hizmeti, toplumun tüm kesimlerine eşit ve adil bir şekilde uygulamak amacıyla yeni hizmet modellerimizi hayata geçiriyoruz. Bu amaçla sosyal yardımlar alanında önemli yapısal değişikliklere öncülük ediyor, reform niteliğinde adımlar atıyoruz. Dezavantajlı vatandaşlarımızın istihdamı, eğitim ve sağlık gibi yarı kamusal hizmetlerdeki sorunların çözümünde sosyal kooperatiflerin büyük rol oynayacağını düşünüyorum. Kar amacı gütmeyen, toplumun ekonomi ve eğitim standartlarını geliştirmeyi hedefleyen bu hizmetin sonuna kadar destekçisi olacağımı belirtmek istiyorum. Bu anlamda, ülke geneline yaydığımız sosyal hizmet merkezleri ile her türlü şikayeti ve talebi anında cevaplamaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu
"ASDEP ile devlet vatandaşa gidiyor"
Aile Sosyal Destek Programıyla (ASDEP) bütün vatandaşlara ulaşıldığını dile getiren Selçuk, ASDEP ile vatandaşların ihtiyaçlarını yerinde tespit ederek ilgili kamu kurumlarınca giderilmesini ve böylece vatandaşların yaşam koşullarının iyileştirilmesini hedeflediklerini belirtti. Selçuk, "ASDEP uygulamamızla birlikte, ihtiyaç sahibi vatandaşımız devlete değil, devlet vatandaşımızın ayağına gidiyor. Böylece ailelerin ve dezavantajlı kesimlerin sosyal yardım ve hizmet ihtiyaçlarını bizzat yerinde tespit ediyor ve durumlarına uygun hizmetlerden yararlanmalarını sağlıyoruz. Diğer yandan günümüz sosyal hizmet anlayışında gelinen nokta, sorunların oluşmadan bunların öngörülmesi ve buna yönelik sosyal hizmet modelleri geliştirilmesidir. Bir anlamda, koruyucu ve önleyici hizmetler de yapıyoruz. Ailelerimize tek tek ulaşarak engelli, yaşlı, kadın ve çocuklara yönelik sosyal risk unsurlarını tespit ediyoruz. Böylece sahadan elde edilen verilerle sosyal risk haritaları oluşturacak ve bu risk haritalarına göre il, bölge ve ülke düzeyinde tedbirler alacağız. Hükümet olarak ekonomi alanında sağladığımız büyüme ile birlikte, sosyal yardımlara daha çok mali kaynak ayırdık ve çok sayıda yeni sosyal yardım programını hayata geçirdik. Gelişmiş ülkelerde sosyal yardım alanına ayrılan kaynak azalırken ülkemizde sosyal yardım alanına ayrılan kaynağını yaklaşık 26 kat arttı. Son 16 yılda ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza toplam 240 milyar 804 Milyon TL sosyal yardım yaptık. Sadece 2017 yılında 36 milyar TL kaynağı sosyal yardıma ayırdık. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kaynaklarını Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla sadece ihtiyaç sahibi vatandaşlar için kullanıyoruz. Yoksulluk oranları ciddi düzeyde azalttık. Dünya Bankasının yayınladığı sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Atlasına göre, dünyada yoksulluk oranlarını son on beş yılda en fazla azaltan ülke olduk. Sosyal yardım hizmetlerinin sunumunda ’insanı merkeze alan’ bir yaklaşımla yardım kuyruklarına ve kuyruklarda beklemeye son verdik. Bütün bu hizmetleri devlet ve millet işbirliği ile yürütüyoruz. Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda gösterdiği gayretin bütün dünyada örnek alınması en büyük temennimizdir. Eğer bunu yapmazsak demokrasi, insan hakları, barış ve kardeşlik adına ortaya koyduğumuz bütün iddialar havada kalacaktır. Özellikle belirtmek isterim ki, insani yardım sadece mali kaynak ayırmak demek değildir. İnsani yardım, maddi ve manevi ihtiyaçlara uygun çözüm üretmektir. Türkiye, bu anlamda üstüne düşen her türlü sorumluluğu bugüne kadar yerine getirdiği gibi bundan sonra da yerine getirmeye devam edecek. Bütün bu hassasiyetlerimizi koruyarak insanımıza yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz" diye konuştu.
Bakan Selçuk, Sosyal Kooperatif Eğitim ve Tanıtım programlarının toplumun her kesiminde farkındalık oluşturup tüm dezavantajlılara ulaşarak, hayırlı hizmetlere vesile olmasını temenni etti
(İHA)