Fahrettin Koca'nın konuşmasından öne çıkanlar:
"İLK DÖNEMİ TAMAMLADIK"
Gösterdiğimiz azim, salgının başlangıç ve tırmanış günlerindeki bütünlüğünü koruyor ve korumaya devam edecek. Salgın sürecinde 83 milyonun desteğiyle çok büyük bir mesafe kat eden sağlık ordumuz adına şunu söylemekten gurur duyuyorum: Türkiyemiz koronavirüse karşı mücadelesinde ilk dönemi tamamlamıştır.
"İYİLEŞEN VAKA SAYISI İLE TOPLAM VAKA SAYISI ARASINDAKİ FARK AZALIYOR"
Mücadelemizin birinci dönemi 2020 yılına koronavirüs korkusuyla girdiğimiz günlere dayanıyor. Bilindiği üzere Ocak ayının 15'inde bu yeni hastalığa nasıl yaklaşılacağını belirlemiş, 81 ilimizin hıfzısıhha kurullarını harekete geçirmiştik. Yine aynı gün Bilim Kurulumuzu kurmuştuk. Türkiye'de ilk vakanın görüldüğü tarih 11 Mart'tır. O tarihte dünyada hastalığın yayıldığı sınırlı sayıda ülkede toplam vaka sayısı 119 bin 132'ydi. Vaka artışları, ölüm sayıları önlenemez şekilde devam etti. Bugün 210 ülkede 3 milyon 747 bin 301 vakaya, 258 bin 962 ölüme ulaştı. Dünyada salgının hızı kesilebilmiş değil. Türkiye'de ise seyir şöyle oldu: Vaka sayısı 4 hafta içinde en üst düzeye ulaştı ve inişe geçti. 11 Nisan günü 33 bin 170 kişiye test yaparak, bir günde 5 bin 138 vaka tespit etmiştik. Bu 1 günde en çok vaka tespit ettiğimiz tarihti. 29 Nisan'da günlük test sayımız 43 bin 498'e ulaştı. Yapılan test sayısı artmasına rağmen tespit edilen vaka sayısı azalmaya başladı. 29 Nisan 2019 koronavirüsle mücadelemizde 1'inci günü geride bıraktığımız tarihtir. Dün itibarıyla iyileşen hasta sayımız 73 bin 285'e çıkmıştır.
"ARTIK UYGULAMALARIMIZDA BAZI DEĞİŞİKLİKLERE GİDEBİLİRİZ"
İçinde bulunduğumuz haftada önemli bir gelişme daha oldu. Bu hafta ilk kez iyileşen hafta sayımız mevcut hasta sayımızı aştı. Belirttiğim sonuçlar tanı ve tedavideki başarı salgını kontrol altına aldığımızın kanıtlarıdır. Artık salgın yönetiminde güncel politika ve uygulamalarımızda bazı değişikliklere gidebiliriz.
"ŞU ANDA KORONAVİRÜSLE MÜCADELEMİZİN YENİ DÖNEMİNİN İLK GÜNLERİNDEYİZ"
Konuşmamın bu noktasına kadar bir cümlenin altını çizmeye çalıştım. Dedim ki; Türkiye koronavirüsle mücadelesinde birinci dönemi tamamlamıştır. Şimdi yine altını çizerek ilave etmek istiyorum. Şu anda koronavirüsle mücadelemizin ikinci döneminde yeni döneminin ilk günlerindeyiz. Bu yeni dönemde başarı yine bazı kurallara bağlıdır. Tedbir almak, tedbirlere uymak başarının garantisidir. Tedbirsiz davranmak koronavirüs tehdidinin kalktığını varsaymaktır. Tedbir zorunludur.
"TEHDİT DEVAM EDİYOR"
Virüsü taşıyan insanların tamamını hastanelerde veya evlerde izolasyon altında olduğunu düşünmek büyük yanılgıdır. Virüs şu anda öngöremeyeceğimiz bir dönem boyunca dünyada bu toplumda aramızda dolaşmaya devam edecektir. Virüs konuk olduğumuz yerde, bindiğiniz asansörde, berberde, beklediğiniz otobüs durağında, alışveriş yaptığınız markette, kalabalığına karıştığınız caddede karşınıza çıkabilir. Bunu tam olarak bilemezsiniz. Hiç tanımadığınız bir taşıyıcıdan hastalığı kolayca alabilirsiniz. Salgın kontrol altına aşınmıştır ama virüsle ilgili gerçekler değişmemiştir. Eviniz virüse karşı halen en güvenli ortam olmaya devam etmektedir. Bu gerçek elbette virüse karşı mücadele ederek kazandığımız serbestliklerden vazgeçmek anlamına gelmez. Özgür ama kontrollü olacağız. Eğer bugüne kadar tedbirlere sıkı şekilde uyulmasaydı, bulunduğumuz noktaya gelmemiz söz konusu olamazdı.
"RİSK VARLIĞINI BİR SÜRE DAHA SÜRDÜRECEK"
Yeni dönem bildiğimiz anlamda tipik bir normalleşme dönemi değildir. Kısıtların biraz esnediği dönemdir. Hayatımızın sağlığımızı garanti edecek şekilde özgürleşmesidir. Yeni dönem tedbirlerle özlemlerin sentezidir. Başlayan günler 11 Mart'tan bu yana gösterdiğimiz çabanın şimdiki ödülüdür. Ama bu ödül, büyük ödül değildir. Hassas davranmazsak serbestlik yeni mecburiyetlere yol açar. Risk devam etmektedir. Bunu birçok ülkede gördük, salgın yeni ölümlerle ilk başarıları adeta sıfırladı. Türkiye'de salgın mevcut şartlarda kontrol altına alınmıştır. Mayıs ayına kıyasla hazirana öngörülerimiz daha somuttur. Ama tekrar vurgulamak isterim, koronavirüs tehdidi ortadan kalkmış değil. Bu son taşıyıcının izolasyonu, tedavisiyle mümkün. Risk varlığını bir süre sürdürecek.
"BU HAYATIN NORMALİ ESKİSİNDEN FARKLI OLACAKTIR"
Koronavirüs olayı 60 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği 2'inci Dünya Savaşı'ndan sonra bütün dünyayı aynı anda ilgilendiren ortak gündem olan ilk olaydır. Sadece bu bilgi bile meselenin büyüklüğünü ortaya koymakta, salgının öncesine dönüş sözünün kolay zikredilemeyeceğini göstermektedir. Bu sebeple 2020 öncesi anlamında normal hayata dönüş fikri bütün dünyada yanlış bulunmaktadır. Tedbir kabiliyeti yüksek bir toplum olarak biz bu fikri benimsemek zorundayız. Bugüne kadar her ne kadar normale dönüş ifadesi yer yer kullanılsa da esasında normale dönmüyoruz. Yeni hayatın normallerini oluşturuyoruz. Bu hayatın normali eskisinden farklı olacaktır. Bence tüm yeni gelişmelere esas teşkil edecek ana fikirde budur. Yeni normal için büyük bir motivasyon ve sağduyu göstermeliyiz.
İKİNCİ DÖNEMİN STRATEJİSİ
Önümüzdeki günlerde evlerimizden daha sık dışarı çıkacağız. Ev hayatından sosyal hayata geçiş artacak. Virüse karşı mücadelede bu yeni durumun kuralları tedbirleri olmalıdır. Kontrollü sosyal hayat ifadesi bunların bir özetidir. Kontrollü bir sosyal hayat, hastalıkla mücadele de ikinci dönemin stratejisidir. Bir arada olduğumuz tüm alanlar için yeni yaşam biçimidir. Özgür ama tedbirli bir hayat tarzına geçiyoruz. Kuaföre gidebileceğiz ama önce belirlenmiş önlemlerin orada alınıp alınmadığına bakacağız. Çıkıp alışverişimizi yapacağız ama ulaşıma, girişlere, yoğunluğa yakınlaşmaya dikkat edeceğiz. Kontrollü sosyal hayatta uyulacak 2 temel kural, uygulanacak 2 temel tedbir var. Birincisi dışarı çıkmamız gerekiyorsa mutlaka maske takacağız. İkincisi sosyal mesafeyi dikkatli bir şekilde ayarlayacağız. Virüsün solunum yoluyla bulaştığı kesinleşmiş bir bilgidir. Bu nedenle eğer sosyal mesafeyi ayarlamazsak maskenin tek başına yeterli olmayacağını bilmeliyiz. Maske ve sosyal mesafe birbirlerini tamamlayan iki tedbirdir. Tedbirlerden biri eksikse diğeri yetersiz kalabilir.
MOBİL UYGULAMA ÜCRETSİZ
Bakanlığımızın geliştirdiği mobil uygulamayı kontrollü sosyal hayat döneminin son derece önemli ihtiyaçlarından biri olarak görüyoruz. Uygulama ücretsizdir. Mobil uygulama sizleri kovid-19 konusunda yönlendirmek, günlük hayatta karşılaşabileceğiniz riskleri en aza indirmek amacıyla geliştirildi. Bu uygulamayla dışarıdayken bulunduğunuz ortamdayken yada gitmek istediğiniz yerde ne derece bir riskle karşılaşabileceğinizi görebilir, anında tedbir alabilirsiniz. Uygulama devreye alındığı ilk günde 5 milyon 600 bin kullanıcıya ulaştı. Mobil uygulama marketlerinde halen en çok talep edilen üründür. Bugün itibarıyla anlık işlem yapan kullanıcı sayısı 1 milyonu aşmıştır.
KONTROLLÜ SOSYAL HAYAT
Kontrollü sosyal hayat salgınla mücadelede sorumluluğun paylaşıldığı bir hayattır. Asansörden stadyumdan, pazar yerinden iş yerine gerekli düzenlemeyi iş birliğiyle yapmalı uyum içinde uygulamalıyız. Anlayışlı ve sabırlı olmalıyız. Her şeyi asgariye indiren bir düzene kavuşturmalıyız.
Şuna yürekten inanıyorum. Toplumumuzun pratik zekası yeni hayatın olası güçlüklerine akıllı çözümler üretecek, tedbirlerin uygulanması giderek kolaylaşacak. Bütün insanlık salgına karşı zorunlu olarak benzer şeyleri yaşamaktadır. Mücadelemizde olduğumuz gibi yeni hayatada öncülük edebiliriz.
Sağlık ordumuz olarak bu süreçte test kapasitemizi düşürmeyeceğiz. Artıracağız. Her yeni vakada filyasyon yöntemini titizlikle uygulayacağız. Vakalarımızı erken tespit edeceğiz. Tedavide tecrübemiz bize yol gösterecek. Toplu mekanlarda düzenli taramalar yapacağız. Bütün ekiplerimiz sağlık ordumuzla eskisinden daha fazla dikkatli olacağız. Sizlerden de aynı şeyi bekliyoruz. Hedefimiz yeni hasta sayısının yeni vefat sayısının 0 olduğu bir tablo. Hedefimiz başarıda istikrar, riske karşı tam kontrol net sonuç. Kısıtları olabildiğince azaltılmış bir hayat. Başarabileceğimizi biliyoruz, hepinize saygı ve selamlarımı sunuyorum.
MASKE DAĞITIMI
Maske konusu özellikle yeni bir normalleşme sürecine giriyoruz. Yani bu sürecin ikinci dönemi. Bizim kontollü sosyal hayat olarak tanımladığımız bu dönemde daha bir normalleşme ve serbestliğin olduğu dönemde maskeye ihtiyacın daha fazla olacağını biliyoruz. Çünkü dışarıya maskesiz kimsenin çıkmasını uygun görmüyoruz. Bu sebeple bizim daha çok özellikle eczaneler üzerinden 20-65 yaş arası dönem için 10 gün de bir 5'li bir paket verilme şeklinde bir uygulamamız vardı. Bununla ilgili de yaklaşık 40-39 küsür milyon arasında kişiye mesaj gitti ve dağıtım yapıldı. Şu ana kadar dağıtım yapılan maske sayısı 160 milyonu buldu. Yeni dönemde ihtiyacı daha fazla olabilecek vatandaşımız olacak. Çünkü bu dönemde evde kalmayıp kısıtlı serbestliğin olduğu dönem için ihtiyacı daha fazla olabilir. Bu ihtiyacı gidermek anlamında yüksek bir fiyat olmamak kaydıyla yani taban fiyatı belli olan ve vatandaşın kolay erişebilir olduğu bir fiyatın belirlendiği dönem olacak. Bununla ilgili ayrıca ücretsiz mesajla gönderip eczaneden verdiğimiz maskeler dışında vatandaşın daha fazla ihtiyacı olması durumunda maskeye erişebilmek için eczanelerden marketler dahil olmak üzere birçok yerden alabilmelerinin önü açıldı. Zannediyorum yarın ya da en geç cuma itibarıyla Ticaret Bakanlığımız bununla ilgili bir açıklaması olmuş olacak.
FFP tipi maskeyle ilgili olarak, reçeteyle düzenlenen bu maskeyi vatandaşımızın kullanmasını önermediğimiz, daha çok sağlık çalışanlarının özellikler hekimlerin kullanmak üzere olduğu bir maske. Eczanelerden alabilirler.
Önümüzdeki hafta itibarıyla ilgili alınabilecek tedbirlerde özellikle meslek gruplarını biz her bir meslek grubuna rehberlik yayınlamış olacağız. Yani bilim kurulu bir kuaföre giderken veya bir giyim mağazasına giderken o işletmenin uyması gereken kurallar ve oraya nasıl gidilmesi gerektiğiyle ilgili rehberler yayınlanacak. Bunu hem ilgili işletmelerde asılı olmasını hem de web sayfalarında olmasını istiyoruz. Bununla ilgili bilim kurulu bütün sektörleri rehberleri sitede yayınlamış oluyoruz. Bütün açılacak işletmeleri rehberler hazırlanıp, ilgili kurumların açıklamalarıyla ilgili işletmelerde de görülebilecek şekilde bu rehberliğin hazırlığı tamamlanmış olacak.
LİGLERİN BAŞLAMASI
Bilim Kuruluna bu anlamda gelen ve görüşülen federasyonun kararıyla ilgili öncesinde ya da sonrasında herhangi bir durum söz konusu olmadı. Dün bir görüşmemiz olmuştu sayın başkanımızla. Bunnula ilgili bir açıklamada yapmıştık. Orada da çok net ifade etmeye çalışmıştım. Özellikle futbol hassas bir konu. Geniş kitleleri ilgilendiren bir alan. Ve burada kararı vermesi gereken federasyonun kendisi olduğunun altını çizmiştim. Yani federasyonun özgür iradesiyle kendi kararını verebileceğini, bunu bakanlık olarak veya bilim kurulu olarak asla herhangi bir öneride yaklaşımda ya da katkıda bulunmak istemediğimizi ifade etmiştim. Bugün yapılan açıklamalardan da gördüğüm şekliyle biz şu dönemde federasyonun bir sağlık kurulu olduğunu biliyoruz. Ve bu sağlık kurulunun hazırladığı nasıl bir bu süreci yönetmeleri gerektiğiyle ilgili çalışmalarıda olduğunu biliyoruz. Kendi ifadeleri de bu şekilde başkanın. Dolayısıyla özgür kendi iradeleriyle kararı federasyon zaten verdi. Dolayısıyla bundan sonraki sorumlulukta onlarındır. Sağlık kurulu almış olduğu kararlar ve tedbirler noktasında federasyon bu kararı alabiliyorsa karar kendisinindir. Sorumlulukta bu anlamda federasyonundur.
Toplu taramalarla ilgili geçen bahsetmiştim. TÜİK'le birlikte Türkiye genelinde bu salgının derecesini taşıyıcılığı hastalık durumunu görmek istiyoruz. Bunnula ilgili TÜİK'le çalışıyoruz. Esasları belirlendi. Kaç kişiye yapılabileceği de belirlenmiş oldu. Burada biz temelde hem PSR hemde antikor testini yaparak hem taşıyıcılığı, koruyuculuğu ve de hastalık durumunu ortaya koyan bir geniş, belkide bu anlamda dünyada örneği az bulunan bir çalışma olacak. Bütün Türkiye'yi ilgilendiren bir çalışma olacak. TÜİK'le yapılan çalışmada toplam 150 bin kişi taranmış olacak. Bu son derece önemli olacak. Hem de önümüzdeki tedbirleri şekillendirmemiz için hem de gerçekten dünyada bu kadar geniş yapılan bir araştırma olacak. Bunu da gelecek hafta başlamış olacağız. Başlandı ama sahada bunun devamı pratiği de haftaya yapılmış olacak.
AVM'LERİN AÇILMASI
Bilim Kurulu veya bakanlığımızın veya hükümetimizin AVM'lerin kapatılmasıyla ilgili herhangi bir kararı olmamıştır. İşletmelerin kapatılmasıyla ilgili kararlar olmuştur. Restoranların, berberlerin vb. Ve AVM'lerin kapatılmasıyla ilgili de bir karar olmadı. Dolayısıyla AVM'lerin açılmasıyla ilgilide bir karar gerekmiyordu. Zaten açıktı. İşletmelerin kendileri bunu sürdürme noktasında olmadılar. Şu dönemde AVM'ler zaten açıktı diyoruz. Giyim evi züccaciye vb dükkanların işletmelerin açılmasıyla ilgili de rehberlik yayınlanacak.
Restoran, kafeler AVM'ler açılıyor diye açılacak mı? Hayır açılmayacak. Öyle bir karar yok. Restoranlar, kafeler gibi işletmetlerin sahipleri açıyor olsalarda şu süreçte bu işletmeler kapalı olmaya devam edecek. Bununla ilgili Cumhurbaşkanımızın ya da bakanlığımızın herhangi bir açıklaması olmadı. Yani kapalı olmaya devam ediyor.
YKS VE LGS KARARI
Üniversitelerle ilgili de YKS ve LGS kararı hükümetimizin bir kararıdır. Ve bu alınan kararda zaten açıklandı. Bundan sonraki süreçte bu imtihanların nasıl yapılması gerektiğiyle ilgili Bilim Kuruluna gelmiş olacak. Kurulun önerisiyle bakanlık olarak görüşümüzü bildireceğiz.
AVM'lerdeki durumla ilgili bütün bunları Bilim Kurulu değerlendirip, o AVM'lerde bulanabilecek kişi sayısını tespit etmiş olacak. Eskisi gibi herkes istediği zaman gidebilecek olmayacak. Belli bir oranın üzerinde kişi AVM'de olamayacak. Veya işletmenin içinde olamayacak. Bununla ilgili rehberler yayınlanacak. Her AVM'ye her işletmeye göre bir takım esaslar olacak. AVM'ye belli bir sayının üzerinde kişinin olması istenmiyorsa belli sayıdaki kişi giremiyor olamayacak. Yeni dönemin kendine has kuralları olmuş olacak. Bu kurallara alışarak yeni tarz hayatı devam ettirmek durumunda olacağız.