Bakan Kirişci: COP16'ya biz ev sahipliği yapacağız

BM Biyoçeşitlilik Konferansı için Montreal'de bulunan Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, COP15 olarak da bilinen BM Biyoçeşitlilik Konferansı'nın 16'ncısına Türkiye'nin ev sahipliği yapacağını açıkladı. Kirişci, ''2024 yılının Ekim-Kasım aylarından birinde COP16'ya Antalya'da ev sahipliği yapacağız. Konferans alanında açtığımız Türkiye standında da katılımcıları ülkemize davet ettik.'' dedi.

AA

Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, biyoçeşitlilik konusunda yaşanan sıkıntılara dikkati çekerek, "Dünya genelinde biyoçeşitlilikte bir daralmanın olduğu, biyoçeşitliliğin zarar gördüğü ve bundan dolayı da ülkelerin büyük bir sıkıntı yaşadığı herkesin malumu." dedi.

BM Biyoçeşitlilik Konferansı için Montreal'de bulunan Bakan Kirişci, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Kirişci, üç gündür bakanlık heyeti ile katılım sağladığı oturumlarda, son derece verimli temaslarda bulunduklarını söyledi.

Biyoçeşitlilik konusunun, uzun zamandır dünya gündeminde olduğunu dile getiren Kirişci, konferansa da 196 ülkeden bakan ve bakan yardımcısı seviyesinde katılım olduğunu kaydetti.

Bakan Kirişci, biyoçeşitlilik konusunda yaşanan sıkıntılara yine insanın kendisinin neden olduğunu belirterek, "Bu sıkıntılar durduk yerde olmuyor. Çevre üzerinde çok ciddi manada baskılar var. Malum globale mal olmuş konular var. Küresel ısınma, iklim değişikliği gibi başlıklar var ama biyoçeşitlilik son derece önemli. Biz biyoçeşitliliği yaşadığımız için ülke olarak fark etmiyoruz ama bu çeşitliliğe sahip olmayan ülkeler var. Dünya genelinde biyoçeşitlilikte bir daralmanın olduğu, biyoçeşitliliğin zarar gördüğü ve bundan dolayı da ülkelerin büyük bir sıkıntı yaşadığı herkesin malumu." ifadelerini kullandı.

Biyoçeşitliliğin ne anlam ifade ettiğini anlamak için savaşta zarar gören çocukların, kadınların ve yaşlıların düşünülmesi gerektiğine dikkati çeken Bakan Kirişci, şöyle devam etti:

"Ama bir taraftan da bu çatışmalar esnasında yanan orman alanlarını; yine aynı şekilde bizim sahip olduğumuz bazı özel genetik kaynakların yok olmasını, elden çıkmasını düşünelim. Örneğin Anadolu için kelaynak kuşları tükeniyor deriz. Bu nesil durup dururken tükenmiyor. Neticede çevre üzerinde çok ciddi manada baskılar var. Bu baskıların müsebbibi de insanın bizatihi kendisi. Biyoçeşitlilik ekmeğimiz, aşımız, geleceğimiz, bizim yaşamamız gereken ve yaşadığımızda da keyif alacağımız doğanın bizzat kendisi. Onun aslında korunmaya ihtiyacı yok ama bizim yaşayabilmemiz için biyoçeşitliliğe ve doğaya ihtiyacımız var."

"COP16'YA BİZ EV SAHİPLİĞİ YAPACAĞIZ"

COP15 olarak da bilinen BM Biyoçeşitlilik Konferansı'nın 16'ncısına Türkiye'nin ev sahipliği yapacağını belirten Kirişci, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Böylesi bir toplantıya ev sahipliği yapabilmemiz için 2019 yılında Sayın Cumhurbaşkanı'mızın talimatıyla Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Koordinasyon Kurulu oluşturuldu. Bu kurul, o tarihten bu yana yapılması gerekenler konusunda kapsamlı çalışmalarını sürdürüyor. 2024 yılının Ekim-Kasım aylarından birinde COP16'ya Antalya'da ev sahipliği yapacağız. Konferans alanında açtığımız Türkiye standında da katılımcıları ülkemize davet ettik.''

Kirişci, Türkiye'nin son dönemde uluslararası alanda, başta tahıl koridoru olmak üzere üstlendiği bir misyon ve bunun arka planında da bir lider diplomasisi olduğuna dikkati çekerek, "Bunda, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın sergilediği herkese adalet, herkese eşitlik, herkese özgürlük ve barış ile bunu eylem ve söylemiyle bir arada dile getirebilen tek lider olmasının çok büyük etkisi var." diye konuştu.

Türkiye'nin COP16'da ne yapacağı konusunun, bütün dünyanın ilgisini çektiğini ifade eden Vahit Kirişci, "Katıldığımız tüm toplantılarda bize karşı büyük bir teveccüh var. Bu etkinliğin gerçekleştirilmesi sürecinde beklentilerini yüksek tutan ülkeler var." dedi.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:

"196 ülkenin Kanada gibi bir coğrafyada katılım sağladığı böylesine kritik bir etkinliğin Türkiye'de yapılacak olanına bütün dünyadan bir katılım olacağını çok net olarak görebiliyoruz. Pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı ile beraber dünyanın içine girdiği girdaptan nasıl çıkabileceği konusunda da bu etkinlik önemli bir nefes aldırıcı etkinlik olarak tarihe geçecektir."