'RUHSATLANDIRMA ÇALIŞMALARINA BAŞLAMIŞ OLACAĞIZ'
Bakan Dönmez, daha önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden alınan ruhsat alanları ile Türkiye'nin Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından ruhsatlandırılan ruhsat alanlarında sismik araştırmaların devam ettiğini kaydetti. Dönmez, "Oradan elde edilecek veriler değerlendirildikten sonra da sondaj çalışmalarına devam edilecek. Son Libya ile yapılan anlaşmayla da Doğu Akdeniz'in batı kısmındaki sınırı belirlemiş olduk. Şimdi bu alanlara ilişkin olarak da Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğümüz, burada başvuruları almaya başladı. Orada askı ilan süreci var, yaklaşık 3 aylık. Bu süre sonunda da gelen başvurular değerlendirilecek, sonrasında da başvurular arasında en uygun teklif ile ilgili ruhsatlandırma çalışmalarına başlamış olacağız" diye konuştu.
'KİMSEDEN İZİN ALMADAN FAALİYETLERİ YAPACAĞIZ'
Bakan Dönmez, burada önce sismik çalışmalar yapılması gerektiğini kaydederek, "Sonrasında değerlemeler yapıldıktan sonra lokasyonlar belirlenecek ve keşif amaçlı sondajlarımıza başlamış olacağız. Doğu Akdeniz'de öteden beri bu denklemin dışında tutma gayretleri çeşitli merkezlerde ülkeler tarafından sürekli gündemde tutulmuş oldu; ama başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere burada süreci son derece iyi yönettiğimizi düşünüyoruz. Kendi kıta sahanlığımızda yer alan bu sahalara kimseden izin almaksızın icazet almaksızın da bu faaliyetleri yapacağımızı, sonuna kadar kararlı olduğumuzu ifade etmiştik. Bu iş planı çerçevesinde çalışmaları yapacağız. Varsa bulacağız, aramadan da bir şeyi bulma imkanımız yok" ifadelerini kullandı.
'SONUÇ GETİRMEYECEK ÇABALAR'
Bakan Dönmez, Doğu Akdeniz'de yapılan çalışmaların tamamen uluslararası hukuka uygun olduğunu vurgulayarak, "Nitekim Libya ile geçtiğimiz Kasım ayında varılan deniz yetki alanlarına ilişkin anlaşma da her iki tarafın meclislerinden geçti ve BM nezdinde de tescil işlemleri başladı. Hukuksuz bir işlem söz konusu değil. Ama maalesef öteden beri başta Yunanistan olmak üzere Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bu konuyu sürekli gündemde tutuyorlar, Avrupa Birliği (AB) nezdinde bir takım girişimleri var. Biz AB'ye de tezlerimizi açık açık söyledik. Aslında sonuç getirmeyecek çabalar olarak görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız da dün ifade etti, bu konuda biz hukuka uygun davranıyoruz. Bu anlaşmalar çerçevesinde de Doğu Akdeniz'de hidrokarbon yani petrol doğalgaz arama ve üretim faaliyetlerimize devam edeceğimizi, bu konuda kararlı olduğumuzu bir kez daha teyit etmiş oldu" değerlendirmesinde bulundu.
'ÖNCELİK LİBYA'NIN İSTİKRARI'
Bakan Dönmez, Libya'daki faaliyetlere ilişkin de "Libya aslında yabancı olduğumuz bir coğrafya değil. İç savaş başlayıncaya kadar Türkiye Petrolleri'nin orada arama ve üretim faaliyetleri vardı. Yaklaşık 20 yıldır o coğrafyada bulunuyoruz. İç savaşla birlikte Türkiye Petrolleri ve birçok petrol şirketi orada faaliyet gösteren, güvenlik nedeniyle bu faaliyetlerini yapamaz hale geldiler. Öncelik şu anda Libya'nın istikrarı, barış ve huzuru. Orada da sevindirici haberler geliyor. Bu süreç tamamlandıktan sonra oradaki iş birlikleri birlikte değerlendirilecek. Öte yandan doğalgaz ve petrolün dışında yine enerji alanında iki büyük özel şirketimiz doğalgaz çevrim santralı inşaatı yapıyor orada. Orada da güvenlik nedeniyle çalışmalar bir miktar aksamıştı. Güvenli ortam sağlandıktan sonra da yine orada iki büyük doğalgaz santralini süratle işletmeye almak suretiyle Libya'nın elektrik tarafındaki arz güvenliği sorunlarına büyük oranda çözüm bulunmuş olacak" dedi.
KARADENİZ'DE SONDAJ FAALİYETLERİ
Bakan Dönmez, Fatih sondaj gemisinin Temmuz ayında Zonguldak açıklarında belirlenen 'Tuna-1' adlı alanda sondaj faaliyetlerine başlayacağını kaydederek, "Daha önce orada herhangi bir sondaj yapılmamıştı. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, orada uzun bir süredir sismik araştırma çalışmalarını devam ettiriyordu. Gelen çalışmalar değerlendirildikten sonra da sondaj kararı verilmiş oldu. Karadeniz'de geçmişte aslında başka sondajlar da yapıldı. Orada daha çok uluslararası şirketler üzerinden bu sondaj faaliyetleri yapılmıştı. O sondajlar, keşifler sonuçlanmamıştı. Şimdi ilk defa Türkiye Petrolleri kendi sahasında ve kendi milli gemisiyle bu sondajı yapmış olacak. O bölgede 2 bin metre civarında su deniz derinliği var. Ama Türkiye Petrolleri, son bir kaç yıldır, buradaki tecrübe ve deneyimini büyük oranda artırdı. O çalışmalar da planlandığı şekliyle devam edecek" ifadelerini kullandı.
'EN UCUZ KAYNAKLARDAN ÜRETİM SAĞLIYORUZ'
Bakan Dönmez, yerli ve yenilenebilir enerji konusuna da değinirken, enerjide dışa bağımlı bir ülke olduklarına işaret ederek, şunları söyledi:
"Özellikle son yıllarda yenilenebilir kaynaklardaki kurulu güç artışı, yerli kaynaklardaki kurulu güç artışlarıyla birlikte aslında bu tabloyu tersine çevirmiş olduk. Geçtiğimiz yıl yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretimimiz yüzde 62 civarında gerçekleşmişti. Bu sene ilk 5 aylık verilere baktığımızda yüzde 66'lık yerli ve yenilenebilir kaynak üretimini yakaladığımızı görüyoruz. Bunun da 52 puanı yenilenebilir kaynaklardan. Yaklaşık yüzde 14'lük dilimi ise yerli kaynaklardan kaynaklanıyor. Her 1 puanlık yerli ve yenilenebilir kaynak artışı bizim yıllık 100 milyon dolarlık dövizimizin cebimizde kalması anlamına geliyor. Özellikle jeotermal kurulu gücünde Avrupa'da 1, dünyada 4'ncü sıradayız. Güneşte özellikle son 3-4 yıldır ciddi bir hamlemiz söz konusu. Önemli olan yılı da aynı değerler üzerinden kapatabilmek. Birinci önceliğimiz yenilenebilir kaynakları sonuna kadar kullanmak, özellikle çevresel açıdan da son derece olumlu katkıları var. Açık kalan, eksiğimiz olan kısımda da önce yerli kaynaklara öncelik veriyoruz, sonrasında ithal kaynaklar devreye girmiş oluyor. Vatandaşı karanlıkta bırakamayız. O açıdan da en ucuz kaynaklardan bu üretimi sağlıyoruz" dedi.
'PETROL FİYATLARI BU SEVİYELERDE GİDER'
Bakan Dönmez, petrol fiyatlarında pandemi sürecinin en yoğun olduğu günlerde yüzde 30'lara varan talep daralması olduğunu hatırlatarak, "Dolayısıyla bu fiyatlara bir anlamda tüketici açısından olumlu yansımış oldu. Biz o dönemde depolarımızı mümkün mertebe doldurmaya çalıştık. Aşağı yukarı yüzde 90 civarında depolarımızda doluluk oranı yakalamış olduk. Petrol fiyatları o günlerde 20-22 dolarlara kadar düşmüştü. Şimdi bir tırmanma eğilimi söz konusu. 35 hatta 40 dolarlara giden bir fiyat söz konusu. Geçtiğimiz yıllarda bu rakamlar 60-65 dolar seviyesinde devam etmişti. O seviyelere kısa süre içinde ulaşacağını düşünmüyoruz. Çünkü talep artış hızı henüz o seviyelere ulaşmış değil. Bu seviyelerde fiyatların gidebileceğini öngörüyoruz. Bunu biraz da zaman göstermiş olacak" diye konuştu.