Bakan Çavuşoğlu'ndan The Economist'e tepki... ''Bizde son sözü milletimiz söyler''

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 24 TV ekranlarına konuk olarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Çavuşoğlu, The Economist'in Başkan Erdoğan'a yönelik skandal kapağına değinerek, ''Onlar Erdoğan gitmeli diyor ama milletimiz Erdoğan devam etmeli diyor. Bizde son sözü milletimiz söyler.'' dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 24 TV ekranlarında yayınlanan Seçim Özel programına konuk oldu.

24 Seçim Özel'de Murat Çiçek, Sevil Nuriyeva ve Oğuzhan Bilgin sordu, Dışişleri Bakanı, AK Parti Antalya Milletvekili adayı Mevlüt Çavuşoğlu 24 TV canlı yayınında cevapladı.

Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:

THE ECONOMİST'TEN SKANDAL KAPAK

The Economist'in Başkan Erdoğan'a yönelik skandal kapağına değinen Bakan Çavuşoğlu, "Doğru, onlar da bu seçimin önemini biliyorlar. Tarihi bir seçim diyor, en önemli seçim diyor ama bizim milletimiz de en önemli seçim diyor. Onlar Erdoğan gitmeli diyor ama milletimiz Erdoğan devam etmeli diyor. Çünkü bu tarihin içerisinden geçtiğimiz şu zorlu dönemeçte Türkiye'nin daha istikrarlı, güvenli, dünya barışına katkı sağlamasını isteyen herkes Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın bir kez daha seçilmesini istiyor. Bunu sahada da görüyoruz hatta hayatında bize oy vermeyen insanlarda da görüyoruz." diye konuştu.

Dışarıda Türkiye'nin istikrarsız zayıf olmasını isteyenlerin ya da yönetmek isteyenlerin her seçimde bu manşetleri attıklarını belirten Bakan Çavuşoğlu, "Aynı şeyi Macaristan'da da denediler. Orban'ın karşısına 6 tane birbirinden farklı siyasi partiyi birleştirdiler ama halk Ukrayna savaşı vs. onlar da aynı şeyi söyledi muhalefete aynı şeyi söylettiriyorlar, aynı filmleri çektiriyorlar. Orada da öyleydi. Muhalefet taraf tutacağız Rusya'ya karşı yaptırımlara katılacağız dediler ama Macaristan halkı bizim böyle bir savaşa girme lüksümüz yok ve yaptırımlara katılma lüksümüz yok deyip istikrardan yana oy kullandılar. Yani ters tepti, Türkiye'de de ters tepecek." ifadelerini kullandı.

Dışarıdan müdahale edenlerin kurmak istedikleri düzenin Türkiye'ye istikrar getirmeyeceğini dile getiren Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, "Tam tersine. Kimleri cesaretlendirdi PKK'yı, DHKP-C'yi, YPG/PKK ve FETÖ'yü cesaretlendirdi. Bunların böyle manşet atmaları bizim için sürpriz değil ama bir şeyi unutuyorlar bizde son sözü milletimiz söyler egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." diyerek terör örgütlerinin dışarıdan seçimlere müdahale etmeye çalışanlarla olan bağlantısına vurgu yaptı.

4'LÜ GÖRÜŞMEDE GÜNDEM NE?

Yapılacak olan 4'lü görüşmeye değinen Bakan Çavuşoğlu, "Bugün Rusya'dan kesin teyit geldi. Bir tek İran'dan kimin katılacağı kesin değil dediler. Bize dönüş yaptılar Dışişleri Bakanı, Reisi ile Afrika turuna giderse başka bir arkadaş katılacak. Bugün 10 Mayıs'ı Ruslar teyit etti. Sabah 3D'te toplantımızı yapacağız öğleden sonra da Lavrov ile Türkiye Rusya ikili görüşmelerimizi gerçekleştireceğiz." açıklamasında bulundu.

TÜRK DIŞ POLİTİKASI DESTAN YAZIYOR

Türkiye'nin son dönemde dış politikadaki etkinliğine ve başarısına dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, dışarıda yaşan gelişmelerin Türkiye'nin politikalarını etkilemediğini, etkileyemeyeceğini söyledi.

Kararlı bir şekilde yollarına devam ettiklerini dile getiren Bakan Çavuşoğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü:

Türk Dış Politikası son 5 yıldır destan yazıyor, tarih yazıyor. Bakanlığı FETÖ'cülerden kurtardık, devletin kilit noktalarını FETÖ'cülerden kurtardık. Terörle mücadelede de son 5-6 yılda destan yazılıyor iç güvenlikte dışarıda. Aynı zamanda dış politikada da bir destan yazılıyor. Biz normalleşme adımlarımızı atıyoruz. Onların ne söylediğinin bir önemi yok. İki sene önce normalleşin diyordu şimdi niye geri adım atıyorsunuz diyorlar. Nereden bakarsanız tutarsızlık var. Onlara sadece Türkiye'nin AK Partinin politikalarına değil Türkiye'nin menfaatlerine de karşılar. O kadar uyarmamıza rağmen bizi eleştirin, bizi parti, iktidar olarak karşı olun ama Türkiye'nin menfaatlerine karşı olmayın diye uyarıyoruz. Ama bunların söylemlerinden biz etkilenmiyoruz. Söylemlerinden sabahtan bu yana dün esnafımızla turizmcilerimizle bir araya geliyoruz 1 Mayıs'ta çok daha fazla turist gelirdi yaptırımlara katılacağız söylemlerinden dolayı Rus turist sayısı çok az.

MESELE ÜLKENİN BEKASI VE GÜVENLİĞİ

Muhalefetin söylemlerinin 7'li koalisyonun gerçek yüzünü gösterdiğini ifade eden Bakan Çavuşoğlu, "Bizim sahada işimiz daha da kolaylaşıyor. Vatandaş şimdi soğan patates fiyatı mı ülkenin bekası mı güvenliği mi? Soğanın patatesin fiyatı iner çıkar. 5 yıl da önce de aynı kampanya vardı. 5 sene hiç soğan patatesten konuşulmadı yine seçim dönemi geldi yine konuşulmaya başlandı. Milletimiz enflasyon düşer bu fiyatlar düşer ama ülkenin bekası güvenliği çok önemli diyor. CHP'li arkadaşlarımdan da telefon alıyoruz. Bu sabah da önemli bir telefon aldım CHP'de görev yapmış milliyetçi vatansever bir isim biz hepimiz Erdoğan'ı destekleyeceğiz diyorlar." diye konuştu.

Mevlüt Çavuşoğlu, bu durumun ideoloji meselesi değil ülkenin güvenliği meselesi olduğunun altını çizdi.

Bakan Çavuşoğlu, "İsmini vermeyeyim, herkese saygımız var aslında çok hoşuma gitti. Milliyetçi olduğunu biliyordum ama yine de insan partisi vs gerçekten dehşet verici söylem ve açıklamalar. Sahada bunları görüyoruz. Dün Çamlıca köyümüze gittik inanın bin 500 kişi var köyde herkes oradaydı." ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE'NİN SURİYE POLİTİKASI

7'li koalisyonun ve cumhurbaşkanı adayları Kemal Kılıçdaroğlu'nun terör örgütleriyle ilgili söylemlerine vurgu yapan Bakan Çavuşoğlu, "Muhalefet ne diyor Sayın Kılıçdaroğlu, YPG terör örgütü değildir diyor. ABD'nin resmi kayıtlarda ne diyor YPG PKK'nın uzantısıdır diyor. Kılıçdaroğlu ne diyor biz Suriye'den çekileceğiz ne işimiz var diyor. Operasyonlarımızı durduracağız yani diyor. Bizim buralardan çekilmemiz demek terör tehdidinin sınırlarımıza, kapımıza dayanması demektir. Aynı zamanda büyük bir göç dalgasının da kapımıza dayanması demektir. Rejimin buraları yönetme kabiliyeti var mı yok." diyerek Kılıçdaroğlu'na tepki gösterdi.

"Bir kere biz çekilsek bile rejimin buralara girmesi için ılımlı muhalefetin eğitilmiş güçlerini Suriye ordusu biliyorsunuz muhalefetin herkes tarafından da meşru olarak tanındı. Sonunda bunlarla çatışmak durumunda. Ben kimyasal silah kullanırım herkesi katlederim derse bu başka bir şey. Bu da ciddi bir katliama yol açar. Bu ne demektir göç dalgası. diyelim ki böyle oldu terör örgütleri burayı doldurdu. O da millete zulmediyor ve yine bir göç dalgası demektir. Ama daha önemlisi bizim ulusal güvenliğimize çok ciddi bir tehdit olur. Biz niye bedel ödüyoruz orada? İnsanlar dönsün diye bir şeyler yapıyoruz. Daha da önemlisi terörü sınırımızdan uzak tutalım diye. Oradan çok saldırı geldi. Bazı harekatlarımızın başlama sebebi bu." sözlerini kullanarak Türkiye'nin yaptığı sınır ötesi operasyonların ülke güvenliği için önemine değindi.

Mevlüt Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

DEAŞ bir çok yerde bombalar patlatmadı mı aynı şekilde PKK/YPG roketler atmadı mı attı. Şimdi biz bunu rejime de Rusya'ya da İran'a da söylüyoruz. Bizim kimsenin toprak bütünlüğünde gözümüz yok. Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Ama ben BM'nin 51. maddesindeki haklarımı kullanıyorum terörle mücadele kapsamında. Önce biz Suriye'ye kalıcı barışı, istikrarı nasıl getireceğiz. Siyasi süreç nasıl canlanacak, nasıl netice getirecek. Muhalefet de biz uzlaşmayız diyor. Bugüne kadar muhalefet de rejim neden müzakere etti? BMGK'nın 2254 no'lu kararı ne diyor? Suriye Ulusal Kürt Koalisyonu niye kuruldu?

Hepsi siyasi sürecin bir parçası olmak için. Neticede bunlar olmadan bizim burayı boşluğa terör örgütlerine bırakmamız bizim için ciddi bir tehdit oluşturur. Biz görüşeceğiz, ön şartsız görüyoruz. İlk defa Dışişleri düzeyinde bu dörtlü toplantıyı yapacağız.

SURİYE'DE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI

Sınırımızda bulunan Suriye'nin içinde bulunduğu duruma yönelik konuşan Bakan Çavuşoğlu, "Öbür yandan Arap dünyasının da angajmana girmesi gayet doğaldır. Çünkü göçmenlerin de buraya dönmesi önemli ama çoğu da şunu söylüyor. Hiçbir şey olmamış gibi rejimin buraya girmesi bazıları Arap ligine de girsin açık çek vermeyelim diyorlar. Siyasi süreçle ilgili rejim de adım atsın diyorlar. Aksi takdirde PKK/YPG daha da güçlenecek. Eğitim alıyor, silah alıyor bunu da müttefikimiz ABD veriyor. İleride çok daha karmaşık ve zor bir tablo olacak. O yüzden Suriye rejimi ile angajmana girdik ve şu anda işliyor. Bakalım onu da dışişleri bakanlar toplantısında belki basın toplantısı olur belki açıklama yaparız o günkü görüşmelerimizde hangi konuda mutabık kalırız önceden söylememek mümkün değil." açıklamasında bulundu.

Attıkları tüm adımların ülkenin refah ve güvenliği için odluğunu söyleyen Mevlüt Çavuşoğlu, "Biz niçin çalışıyoruz bunun için çalışıyoruz. İçerde ve dışarıda her politikamızın gayesi amacı bu. Biz bu kadar dünya ile niye angajmana giriyoruz." dedi.

Mevlüt Çavuşoğluı konuşmasını şöyle sürdürdü:

Hisle konuşmuyoruz ama Suriye yönetiminin şu soruyu net bir şekilde cevaplaması lazım. Halen askeri çözüme mi inanıyorsun yoksa siyasi çözüm mümkün mü? Bu ikisinin ortası olmaz. Askeri çözüm mümkün değil. Yönetim siyasi çözümden yana tavır alırsa olasılık yükselir. Yok ben herkesle savaşmaya devam edeceğim derse 10 yıllar sürer. O zaman Suriye'nin bölünme riski var. O zaman yine insanların göç riski de fazla çünkü içeride ekonomi o kadar iyi değil. Bir deprem oldu, uluslararası toplumun bizim üzerimizden ilave iki kapı da açtık yardımlar rahat gitsin diye onu bile muhalefet istismar etti. Muhalefet derken Fikri Sağlar gibi ciddi gördüğümüz insanlar yaptı. Biz kendisine anlattıktan sonra anladı ama böyle suistimal ettiler. Bu insani bir durumdu. O zaman rejimin de buraya yardım etme kapasitesi yoktu. Ama uluslararası yardımın Türkiye üzerinden gitmesine de onay verdiler. Böyle bir işbirliği de oldu.

SUDAN'DA ÇÖZÜM İÇİN NE YAPILIYOR?

Türkiye'nin Sudan'daki olaylara karşı tutumunu değerlendiren Mevlüt Çavuşoğlu, "Bir yerde arabulucu olmak istiyorsanız önce güvenilir olmanız lazım. Onun için de ilkeli, tarafsız olmanız lazım. Objektif, doğruya doğru yanlışa yanlış demeniz lazım ve bunu yapacak gücünüz de olmanız lazım. Biz şimdi arabulucular yetiştiriyoruz. Arabuluculukta markayız. Bir çok ülkede de yapıyoruz bunu. Kolombiya'da da yaptık bunu. Bunların hepsi güvendir. Hem Somalili hem de Somali bize güveniyorsa bu boşuna değildir." sözleri ile Türkiye'nin dış politikadaki saygınlığına ve etkisine değindi.

Bakan Çavuşoğlu şu ifadeleri kullandı:

Biz 22 ülkenin vatandaşlarını Sudan'dan da tahliye ettik. Burada Afganistan da var Almanya'da var Azerbaycanlı kardeşlerimiz de var Birleşik Krallık var, Pakistan var, Mısır var, Uygur Türkileri de var, Suriyeli de var bir kaç tane. Avrupa ülkeleri de var Afrika ülkeleri de var. 22 ülkeden biz 298 kişiyi de vatandaşlarımızla birlikte tahliye ettik toplamda 2061 kişiyi burnu kanamadan çok şükür hem Etiyopya, hem Mısır, hem de Suudi Arabistan üzerinden getirdik. Zor şartlardı ama yaptık. Şu anda çatışmalar devam ediyor. Çatışmalar devam ederse büyükelçiliğimizi de taşıyacağız. Bizim büyükelçiliklerin olduğu yerlerde şiddetli çatışmalar oluyor. Arkadaşlarımızın hareket kabiliyetinin olması lazım. Yine dönmek isteyen vatandaşlarımız olur yine uçak göndeririz ya da Cidde'ye geçiririz. Sorun çözülmesi için biz Etiyopya ve Afrika Birliği ile çalışıyoruz. Bakan yardımcımız Burak Akçapar'ı arabuluculukta uzmandır. Kendisini gönderdik Etiyopyalılar da davet etti. Orada Afrika Birliği, Etiyopya Dışişleri Bakanlığı ile görüşmeler oldu. Oradan da Sudanlılarla da temasa geçildi. Şimdi dörtlü bir görüşme durumu var. Önümüzdeki süreçte şartlar olgunlaşırsa bunu daha üst seviyeye çıkartacağız.

TÜRKİYE ERMENİSTAN İLİŞKİLERİ

Ermenistan'ın politika ve söylemlerinde çok tutarsız olduğunu ifade eden Mevlüt Çavuşoğlu, "Bazen bakıyorsunuz hiç beklenmedik bir açıklama bazen bakıyorsunuz tam tersine bir adım. Azerbaycan samimi barış istiyor teklifte bulundu. Sürekli şimdi bir taraftan Karabağ Azerbaycan'ın diyorsunuz diğer taraftan Karabağ'ı farklı yollardan kaçak şekilde silahlı insan gönderiyorsunuz. Neden gönderiyorsunuz madem barış istiyorsunuz neden gönderiyorsunuz?" diyerek Ermenistan'ın Azerbaycan'a yöenlik kışkırtıcı tutumunu eleştirdi.

Karabağ'daki durum için herkesin gerçeği gördüğünün altını çizen Bakan Çavuşoğlu, "Amerika bile görüyor gerçeği. Silahlı insanları batı da tespit etti. Maalesef istediğimiz samimiyeti görmüyoruz. Bu samimiyete onların daha çok ihtiyacı var. Bizim komşularımızla iyi geçinmemiz tabii ki çıkarımızadır. Üçlü bir şekilde Azerbaycan Ermenistan Türkiye bizim belli konularda işbirliği yapmamız hepimizin yararınadır ama en çok Ermenistan'ın yararınadır. Geldiler depremde yardım ettiler, dışişleri bakanı geldi teşekkür ettik. Ama şimdi siz benim diplomatlarımı şehit eden teröristlerin anıtını dikerseniz ben bunu kabul edebilir miyim?" sözleri ile Ermenistan'da dikilen anıta tepki gösterdi.

Bakan Çavuşoğlu devamında şöyle konuştu:

Biz güvenlik güçlerimizden sonra en çok şehit veren kurumuz Türkiye'de. Bunu nasıl kabul edebiliriz. Jestler yaptık. hava sahamızı açtık ve ondan sonra kapattık. VİP'leri de kapattık, Paşinyan'ın uçağına da kapattık. Sonuçta eğer bunda ısrar ederlerse normalleşme süreci sekteye uğrar. Biz Ermeni meselesinde 1915 olayları meselesinde onlar bize şart koşmadı biz de bundan vazgeçeceksiniz diye şart koşmadık. Ama teröristlerin anıtını dikerseniz benim diplomatlarımı 1920'li yıllarda Azerbaycanlı kardeşlerimizi Türkleri katledenler için anıt dikersen ben bunu kabul edemem, kusura bakmasınlar.

TAHİL KORİDORU ANLAŞMASINDA SON DURUM NE?

Türkiye'nin Rusya Ukrayna savaşındaki arabuluculuk başarısına değinen Bakan Çavuşoğlu, "Ukrayna savaşıyla ilgili attığımız her adımımız macera. Antalya'da iki bakanın bir araya gelmesi, orada yaşananlar İstanbul'da Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde heyetlerin bir araya gelmesi. Cumhurbaşkanımız o gün Özbekistan'a gidiyordu bu savaşın sona ermesi için programını biraz geciktirdi önce heyetleri kabul etti sonrasında yola çıktı. Yine tahıl anlaşması her seferinde uzatılması, esir takası işin içine başka şeyler giriyor. Hepsi kendi başına macera demeyelim de çok ilginç olayların yaşandığı belki bunların hepsini anlatmamız mümkün değil." diyerek Türkiye2nin dış politikada büyük bir mesai ile ciddi başarı kazandığını belirtti.

Bakan Çavuşoğlu, tahıl anlaşmasının uzatılması konusunda ise "Gelelim uzatma meselesine en başta geldik bunlar 4'lü imza atmak istemediler. Özellikle Ukraynalılar biz ayrı atalım dediler. Rusya ile Ukrayna ile tahıl anlaşmasını imzaladık. Törenden önce Rusya ile BM ayrı bir anlaşma imzaladı. Bunun amacı neydi Rusya tahıl ve gübre ihracatının karşılaştığı sorunları ortadan kaldırmak yani ihracatı kolaylaştırmak." açıklamasında bulundu.

TAHIL KORİDORUNDA SÜRE UZAR MI?

Tahıl anlaşmasının sadece Rusya ve Avrupa için değil bütün Dünya için önemli olduğunu dile getiren Bakan Çavuşoğlu, şu açıklamada bulundu:

Bu sorunların hepsi devam ediyor. BM çaba sarf ediyor, biz çaba sarf ediyoruz. Rusya da diyor ki ben esneklik gösterdim ama henüz bu sorunlar devam ediyor. Batıdaki arkadaşlar da diyor ki tahıl ve gübre zaten yaptırımda yok. Öyle diyerek sorunu örtbas edemezsiniz. Bu tahıl anlaşması dünyadaki her bir haneye katkı sağladı. En zenginden en fakir kişisine tüm dünyaya. Bu basit bir olay değil. Uzamazsa yine kriz olur. Bunların hepsi birbirinden önemli. Çaba sarf ediyoruz. Bizim amacımız sorunun çözülmesi için katkı sağlıyoruz ve bu katkıyı devam ettirmek istiyoruz. Ama aşacağımıza inanıyoruz. Zaten dünyada bir çok gıda ürününün fiyatlarında yeterince pahalılık var. Ama burada gıda krizine ilaveten başka sorunlar da ortaya çıkar. Karadeniz'de tırmanma artar. O yüzden bunu uzatmamız lazım. Onun için de Rusya'nın sorunlarını gidermemiz, beklentilerini karşılamamız lazım. Rusya'nı yanlışlarını söylüyoruz biz. Ama bugüne kadar eğer bu tahıl anlaşmasının Rusya'nın karşı karşıya kaldığı sorunlara rağmen uzatıldıysa Sayın Cumhurbaşkanımızın Putin ile olan diyaloğudur ve Putin'in Sayın Cumhurbaşkanımızı kırmaması, hatırına adımlar atmasıdır. Nasılsa Sayın Erdoğan ikna ediyor biz de bu sorunları çözmeyelim anlayışıyla ömür boyu gitmez, gerçekçi olalım.

HÜDAPAR İLE HDP DEĞİL, CHP'Yİ KIYASLAMAK LAZIM

7'li koalisyonun HDP'ye ses çıkaramazken HÜDA-PAR'a karşı provokasyon üretmesine dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, "Burada bir kültür var. Ben batı karşıtı da değilim hiçbir tarafın hayranı da değilim. Ben ülkemin menfaatlerine bakarım. Ve ülkemin milletimin menfaatlerini savunmakla mükellefiz. Bunlarda bir kültür bir alışkanlık var, birincisi hep yönetmeye alışmışlar. Çıkarları için yönetmek ister diğer tabirle kullanmak isterler. İkincisi de hep tepeden bakar, dikte eder ve fırsat bulursa da aşağılar. Son zamanlarda bunu yapamamaya başladılar. Ders vermeyi çok seviyorlar. Ama artık Türkiye'ye böyle davranamıyorlar. Biz onlara kötü davranmıyoruz. Biz de kibir de yok aşağılık kompleksi de yok. Herkesi eşit görüyoruz yapamıyorlar. Ama şu anki muhalefeti dizayn ediyorlar. Bu kadar partiyi bir araya getirmek mümkün mü? Neden, Erdoğan'ı ancak böyle yenebiliriz diye. İşin içinde FETÖ var, PKK'sı var. Herkes bize diyor ki PKK-HDP eleştiriyorsunuz da sizde de HÜDA-PAR var ama çıktı dedi ki benim Hizbullah'la hiçbir bağım yok varsa kanıtınız deliliniz ortaya koyun dedi. Koydular mı yok." diye konuştu.

HÜDA-PAR'ın terör sevici HDP'nin aksine teröre terör diyebildiğini dile getiren Mevlüt Çavuşoğlu, "Artık HÜDA-PAR ile HDP'yi kıyaslamamak lazım, HÜDA-PAR ile CHP'yi kıyaslamak lazım. HÜDA-PAR'ın mitinglerinde toplantılarda Türk bayrağı var. CHP'nin Van mitinginde Türk Bayrağı var mıydı yok. PKK'nın paçavraları vardı, kimin mitingiydi bu CHP'nin. HÜDA-PAR mitinglerinde 'Öcalan'a özgürlük, dişe diş kana kan' sloganları var mı, yok. CHP'nin mitinglerinde var. Kimden intikam alıyorsun? Bunlar 100 yıllık Cumhuriyeti değiştireceğiz diyorlar. Sırrı Sakık daha önce ne dedi 'Kapalı kapılar arkasında konuşulanları herkesin bilmesi lazım açıklayın' dedi, 'Mustafa Kemal'in itleri' dedi. Sonuç itibari ile bunların batılıların her yerdeki anlayışı budur." diye konuştu.

21. YÜZYIL TÜRKİYE YÜZYILI OLACAK

Amerika'nın finans sistemine güvenin azaldığını, Avrupa'nın dışa bağımlılığının arttığını söyleyen Mevlüt Çavuşoğlu, "Avrupa'da ciddi bir yaşlanma var. Airbus neden uçak veremiyor, araç üreten firmalar neden 8 ay sonraya gün veriyor. Aynı şekilde Avrupa'nın teknolojisi de çok yavaşladı. 19. yy Avrupa'nın yüzyılıydı, 20. yy Amerika'nın yüzyılıydı. 21. yy ekonominin güç merkezi Asya ikinci asrımız inşallah Türkiye yüzyılı olacak tüm dünyada. Ekonominin gücü de Asya'ya kaydı. Avrupa da bunu göremiyor. Böyle bir durumda ne oluyor işte, tek kutupluluk yok. Çok kutupluluk var artık. Avrupa'nın da kimsenin de tekelinde değil. Güç paylaşımı da oluyor. Sonuçta Avrupa veya batı dünyanın sorunlarına çözüm bulamıyor ki bir yerleri dizayn etsin." dedi.

YUNANİSTAN İLE İLİŞKİLER

Muhalefetin Yunanistan, Ege, Akdeniz, Kıbrıs konularında veya başka bir konuda esas derdinin milli çıkarları savunmak olmadığını söyleyen Mevlüt Çavuşoğlu, "Onlara göre her konuda Türkiye suçlu. Bunlar aslında milli politika, milli politika siyaset üstü olmalıdır. Dertleri milli konularda Türkiye'nin haklarını, milletimizi çıkarlarını korumak değil, amaç iktidarı eleştirmek. Biz, ege konularında, silahsızlandırılmış adaların meselesi, hava sahası konuları var. Kaç defa Meclis'teki konuşmamda da söyledim, randevu talebinde bulundum, ancak Sayın Kılıçdaroğlu randevu vermedi. Bunlar hassas, milli konular. Savunma sanayii konusunda ben de birkaç defa gördüm, bir Yunan programında sürekli bizim teknolojimizi anlatıyor. Propagandamızı iyi yapıyor, bizim muhalefet ise 'dokunacağız' diyor." sözlerini kullandı.

KILIÇDAROĞLU'NUN RUSYA SÖYLEMİ

İyi bir NATO müttefiki olmak için Rusya'ya karşı yaptırımlara katılmanıza gerek olmadığını dile getiren Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin zaten, NATO içerisinde çok güçlü olduğunu söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, "Her zor duruma düştüğümüz zaman NATO bizim yardımımıza geliyor mu, Suriye İdlip'te geldi mi? Burada sadece İspanya'nın Patriot bataryası var, başka var mı? Yok. Bu yüzden kendi çıkarlarımızı kendimizin kollaması, kendi, güvenliğimizi kendimiz temin etmeliyiz. 2004'lü yıllarda tek gündem Avrupa Birliği'ydi. Ne oldu? 3-4 sene içinde hem Kıbrıs Rum Kesimi hem de AB Komisyonu fasılları bloke etti. Biz uzaklaşmadık, onlar siyasi engeller koymaya başladı. Rusya'ya karşı olup yaptırımlara katılsak, bizim çıkarımız ne, ne kazanacağım buradan, 7 milyon turist ne olacak, enerjinin yüzde 40'tan fazlasını Rusya'dan karşılıyoruz. Bunu nereden karşılayacaksın? Bunu söyle. Bizim bunları kaybetme lüksümüz yok. Biz akılsız insanlar mıyız? Birilerini memnun etmek için bu kadar kazanımdan neden vazgeçeyim? Ama bunlarda bir akıl tutulması var." şeklinde konuştu.

KILIÇDAROĞLU'NUN VİZE VAADİ

7'li koalisyonun cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimi kazanması halinde Avrupa ile Türkiye arasındaki vizeyi kaldıracağı vaadi hakkında konuşan Bakan Çavuşoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun vaatlerine baktığınız zaman, önünde-arkasında ikna edici bir detay yok. 400 milyar doları neyin karşılığında, ne teminat vererek getiriyorsun? Boş şeyler bunlar. Vize serbestisi olmadığı için biz, Geri Kabul Anlaşmasını askıya aldık, uygulamıyoruz. Şu an Türkiye'den Avrupa'ya giden mültecileri geri almıyoruz. Bunların cevaplanması gerekiyor, cevaplanmaz ise biz bunlara "boş vaat" diyoruz. Daha önce de bir sürü vaatlerde bulundular, "traktör dağıtacağız" dediler. Ne oldu, neden dağıtmıyorsun? Burada tutarsızlık, her şey var. Bunların nesine güveneceksin?" açıklamasında bulundu.

TÜRK DÜNYASI İLE İLİŞKİLER

Türkiye'nin geçmişte dış politikada güçsüz olduğunu ifade eden Mevlüt Çavuşoğlu, "90'lı yıllarda Türkiye'nin gücü ortadaydı. Bugünkü Türkiye olsaydı Bosna-Hersek'teki ve Hocalı'daki soykırımlar yaşanmazdı. Azerbaycan demek, Türkiye demektir. Türk dünyasının birleşmesi onların da hayaliydi bizim de. Önce Türk Konseyi'ni kurduk. Türk dünyası ortak geçişler, lojistik, enerji hatları konusunda tam merkeze yerleşti. Biz "Türkiye Yüzyılı" derken, arkasından Türk'ün asrı, Türk dünyasının yüzyılı olacak diyoruz. Türk'ün kendine olan güveni, Azerbaycan'ın Karabağ'ı geri almasıyla tekrar geri geldi. Hepsi de "İhtiyaç duyarsak Türkiye bizim de yanımızda" Diyorlar. Yanlarında olacağız, yalnız bırakamayız. 90'lı yıllardaki beklentileri tam olarak karşılayamasak da bugün karşılayabilen bir Türkiye var." dedi.

Bakan Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

Antalya'ya son 21 yıldır 145 milyar liralık hizmet yaptık. Cumhurbaşkanımızın Antalya'ya verdiği önem de ortada. Antalyalılar vatansever insanlar. Özellikle vatan için bir şey yapıldığı zaman çok memnun oluyorlar, o yüzden de sağ olsunlar çok destek veriyorlar. İnanın, Antalya'da kapalı yolda 200 metreyi 2.5 saatte yürüyebildik. Herkes bu seçimin öneminin farkında, burada ciddi bir ilgi var. Bu seçim Türkiye'yi, dünyada Türkiye Yüzyılı yapmak için çalışanlar ile Selo'yu serbest bırakacaklar, FETÖ'yü tekrar kadrolara koyacaklar arasında geçecek.

Suriye için 4'lü toplantı Moskova'da yapılacak