Bakan Çavuşoğlu'ndan Atina'ya mesaj: Yunanistan diyaloğu ön koşulsuz canlandırmalı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan'a diyalog çağrısında bulunarak, ''Gideceğimiz yola dair tercih Yunan liderlerinindir'' mesajını verdi.

AA

Yunan gazetesi "Kathimerini" için eş zamanlı makaleler kaleme alan Bakan Çavuşoğlu, makale diplomasisi ile "Doğu Akdeniz'de Önceliğimiz Ön Koşulsuz Diplomasi" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Çavuşoğlu, "Yunanistan'ın Türkiye ile tüm diyalog kanallarını ön koşul olmaksızın yeniden canlandırmasını bekliyoruz." dedi.

AA'nın Yunan gazetesine dayandırdığı haberde Akdeniz'in her zaman medeniyetin beşiği, kültürel ve ekonomik etkileşim havzası olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu şu ifadeleri kullandı:

"Bu coğrafyada geçmişimiz, bugünümüz ve geleceğimiz ayrılmaz bir şekilde iç içe geçmiş durumda. Türkiye ve Yunanistan’ın her daim yalnızca iki seçeneği olmuştur: iki tarafa da zarar verecek şekilde birbirimizle tartışmaya girmek veya bir kazan-kazan formülü bulmak."

"HAKKANİYETİ ÇÖZÜMLER BULUNULMALI"

"Sömürgecilik döneminin pek çok halk için büyük acılardan başka bir şey getirmediğini bu kadar mı çabuk unuttuk?" sorusunun soran Bakan Çavuşoğlu şu ifadeleri kullandı:

"Büyük başkentlerden efendilerin iradelerini çevrelerindeki bölgelere dayatmalarına dayalı davranış biçimlerinin kabul gördüğü günler artık geride kalmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız, daha adil bir uluslararası düzen tesis edilmesi amacıyla 'Dünyanın Beşten Büyük' olduğunu savunagelmektedir. Eleftherios Venizelos tarafından Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilen Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta Sulh, Dünyada Sulh' sözleriyle çizdiği hedefe hizmet edecek şekilde, egemen hale gelmesini arzu ettiğimiz değerlerin ve bunları takip ederken sergilediğimiz yorulmazlık ve yaratıcılığın altını çizmek maksadıyla, dış politikamızı 'Girişimci ve İnsani' olarak tanımladık. Bu nedenle, karşılıklı saygı ve sorunlara hakkaniyetli çözümler bulunması ilkelerini vurguluyoruz."

"DOĞU AKDENİZ'DEKİ TEMEL HEDEFLERİMİZ NET"

Türkiye'nin konuya ilişkin pozisyonuna değinen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

- Deniz sınırlarının adil ve hakkaniyetli şekilde belirlenmesi;

- Kıta sahanlığı haklarımızın maksimalist ve aşırı deniz sınırı iddialarına karşı korunması;

- Adil gelir paylaşımı mekanizmasının kurulmasıyla Kıbrıs Türklerinin Ada’nın açık denizdeki kaynakları üzerindeki eşit haklarının korunması;

- Kıbrıslı Türkler dahil tüm tarafların katılımıyla gerçek, kapsayıcı, adil ve hakkaniyete dayalı açık deniz enerji iş birliği mekanizmalarının (bu doğrultudaki öneriler hala masadadır) Doğu Akdeniz'de oluşturulması

Çavuşoğlu, "Türkiye'ye deniz alanlarının belirlenmesi konusunda hiçbir yetkisi olmayan Avrupa Birliği (AB) aracılığıyla maksimalist iddialar dayatılamayacağına" işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'den sadece 2, Yunan ana karasından ise 580 kilometre uzakta olan Meis (eski adıyla Kastellorizo) gibi küçücük bir ada için 40 bin kilometrekarelik kıta sahanlığı iddiasında bulunarak Türkiye'nin açık denizlere ve kendi deniz yetki alanlarına erişimini kesemezsiniz. Hiçbir yasa, mantık veya temel adalet duygusu bu konuda aksine bir argümanın öne sürülmesine müsaade etmez.

Ayrıca bölgedeki en uzun kıyı şeridi, artan nüfusu, üretim kapasitesi ve enerji talebine sahip olan Türkiye gibi bir ülkeyi, kendi etrafındaki zenginliklerden mahrum bırakma girişimleri de gerçekçi değildir. Daha önce defalarca kez söylediğimiz gibi, bu olmayacak.

Bu sebeple Türkiye, temel çıkarlarına zarar verme teşebbüslerine izin vermemekte elbette kararlı bir duruş sergilemektedir. Bölgedeki deniz kuvveti varlığımızı saldırı amaçlı olarak değil, kendi kıta sahanlığımızdaki (16 yıl kadar önce uluslararası hukuka göre ilan edilmişti) sismik araştırma faaliyetlerimize müdahaleye karşı meşru müdafaa için bulundurmaktayız."

"Yunanistan diyaloğu ön koşulsuz canlandırmalı"

Diyalog ve müzakerelerin, gerçekten de uluslararası hukukta deniz sınırı meselelerini ele almak için ilk ve en önemli araç olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Bu nedenle, Yunanistan'ın Türkiye ile tüm diyalog kanallarını ön koşul olmaksızın yeniden canlandırmasını bekliyoruz. Ön koşullar karşı ön koşullar doğurur (inanın, biz de kendi açımızdan epeyce ön koşulla gelebiliriz) ve bu yüzden bunlar, iki komşu arasında müzakere fırsatı aramak için iyi bir yol değildir." uyarısını yaptı.

Çavuşoğlu, her krizin fırsatlar barındırdığı ve barış içerisinde ilerlemek için bu fırsatı değerlendirmeleri gerektiğine dikkati çekerek, makalesini şöyle tamamladı:

"Her müzakere sürecinin karşılıklı 'al-ver’e yol açacağı da açıktır. Diğer seçenekse, sorunları halının altına süpürmek ve ortadan kalkmalarını veya başkalarının bunları sizin için çözmesini ummaktır. Bununla birlikte, sorunlar kendiliğinden kaybolmak bir yana, zaman geçtikçe daha da karmaşıklaşır. Gelecek kuşaklara bir barış ve güvenlik mirası bırakmak için güçlü, etkili ve akılcı liderliğe ihtiyaç duyuyoruz. Bu, Türk tarafında mevcuttur. Bugün yaptıklarımız sadece bugünü değil, yarını da belirleyecek ve sizler de çok iyi biliyorsunuz ki Türkiye, Yunanistan'ın tercih edeceği yoldan ilerleyebilir. Aslında hangi yoldan gideceğimize dair tercih, ne Türkiye ne Fransa ne de bir başkasının, Yunanistan'ın değerli liderlerinin ve halkınındır."