Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TRT Haber'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
ABD VE WASHİNGTON POST'A TOKAT GİBİ SORU
Washington Post'un terörist elebaşlarından Cemal Bayık rezaletiyle ilgili de konuşan Çavuşoğlu, "Cemil Bayık'ın kırmızı bültenle arandığını bilmiyorlarmış. Kırmızı bültenle aranan bir kişi nasıl oluyor da İsviçre'ye gidebiliyor. Önümüzdeki günlerde İsviçre Dışişleri Bakanı ziyaretime geliyor, bunu da konuşacağım. Terör tanımı konusunda dünya ilginç bir süreçten geçiyor, ama terörle mücadele konusunda dünya büyük bir zafiyet içinde. Bunu da başlatan ABD'dir. Herkes ifade özgürlüğü diyor. Peki terör propagandası basın özgürlüğüne girer mi diyorsun, hayır diyorlar. Washington Post, DEAŞ'ın başındaki Bağdadi'nin makalesini yayınlar mı? Herhangi bir El Kaide yetkilisinin makalesini yayınlar mı? Yazılı protestomuzu yaptık. BM'nin bu tür terör örgütleriyle işbirliği içinde olmaması gerekiyor. BM'den FETÖ'cüleri çıkardık şimdi bu terör örgütü bağlantısı olanların bağlarını koparmak için mücadele edeceğiz."
"RUSYA'NIN REJİMİ KONTROL ALTINDA TUTMASI GEREKİYOR"
İdlib'de biraz daha sükunet olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"İdlib mutabakatı ve Türkiye ile Rusya arasında olan güven, Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Putin arasında görüşüldü. Tabii burada esas sorumluluk Rusya'da. Rusya'nın rejimi kontrol altında tutması gerekiyor. Bu saldırıların durması gerekiyor. Gerekli bilgileri de verdik, hastane, okullara ve sivillere yönelik saldırıların olduğunu. Rusya'nın kendi üsleriyle ilgili güvenlik endişeleri var ama esasen zaten bu konuda istihbaratlar ve askerler görüşüyorlar. Burada radikal gruplar var. Onların geleceği ne olacak, bunların hepsini biz Rusya ile İran'la veya diğer aktörlerle hepsini konuşuyoruz çünkü Suriye meselesi, yani İdlib kritik bir konu."
S-400 ALIMI VE F-35 PROGRAMI
"Trump'ın ikili görüşmede basının önünde bunu açıkça söylemesi önemliydi. Hatta bunu daha sonra düzenlediği basın toplantısında daha geniş şekilde vurgulaması önemliydi. Esasen Trump, herkesin önünde söylediği şeyi daha önceki ikili görüşmelerimizde Sayın Cumhurbaşkanımıza defalarca söylemişti. Telefon görüşmelerinde de Sayın Trump Türkiye'nin bir suçunun olmadığını, kendilerinin ama (Barack) Obama döneminin hatalarının olduğunu söylemiştir ama burada bir parantez açmak isterim. Trump iş başına geldiğinde de biz Patriot almak istediğimizi yazılı şekilde ABD'ye ilettik. Daha 6 ay önce, yaklaşık iki sene sonra bize bir cevap geldi yani bunu sadece Obama dönemine yıkmayalım. Doğru, Obama döneminde biz 10 sene almaya çalıştık, alamadık ama Trump'ın ilk iki senesinde de Patriot konusunda bize bir dönüş olmadı."
Çavuşoğlu, ABD'de farklı kurumlardan farklı sesler geldiğini belirterek, Trump'ın Türkiye ile ilişkiler hakkında herkesin önünde dile getirdiği şeylerin özellikle yönetim içindeki farklı sesleri azaltmaya başladığını vurguladı. ABD Kongresinin "farklı bir konu" olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Trump'ın açıklamasının Kongreyi de etkilediğini görüyoruz." dedi.
ABD Kongresine Türkiye'nin neden S-400 aldığını ve neden Patriot alamadığını anlattıklarını ifade eden Çavuşoğlu, "Yaptırım ve tehdit dilini bir kenara bırakarak diplomasiyle tüm meseleleri çözmek istiyoruz." diye konuştu.
Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi S-400 bitmiş bir anlaşmadır. Artık teslim süresi konuşuluyor. S-400'ü alacağız. NATO ve diğerleriyle de görüşüyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, "Trump'a rağmen yaptırım söz konusu olabilir mi?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Başkanın yetkisinde olan şeyler var, erteleme gibi. CAATSA dediğimiz, Kongreden geçen anlaşma. Esasen bu F-35'i kapsamıyor. S-400'ü kapsıyor. Burada bir liste var. 'O olabilir, bu olabilir.' Daha ne olduğunu bilmiyoruz. Görüşüyoruz. Burada net bir karar yok. Bizim yaptığımız 'Ortak komisyon kuralım' teklifiyle ilgili görüş alışverişi oldu ama diğer konularla ilgili kategorik sözlerin dışında iletilmiş bir şey yok. Biz de bunu yakından takip ediyoruz."
Çavuşoğlu, F-35 programının Erdoğan-Trump görüşmesinde nasıl gündeme geldiğinin sorulması üzerine de şunları söyledi:
"Trump'ın kendisi görüşmede söyledi. 'Böyle şey olur mu?' dedi. 'Bir ülke, F-35'te ortağımız ve yaklaşık 1,4 milyar para ödemiş ve F-35 verilmeyecek, kendi uçağını alamayacak. Bu kabul edilir bir şey değil.' dedi. 'Bununla ilgili biz çalışıyoruz.' dedi."
Çavuşoğlu, Trump'ın bu konuda açık ve net fikrini söylediğini belirterek, "Her şey Trump'ın söylediği gibi olacak diye çok naif, iyimser olmaya gerek yok. Temkinliyiz ama Trump'ın bir devletin başkanı olarak bunları söylemesi de, bunları kabul etmesi de bu sürecin daha sağlıklı işlemesi bakımından önemlidir." diye konuştu.
(AA)