Bakan Avcı: Ülkenin cari açığını yüzde 80 turizm karşılıyor

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Türkiye'nin cari açığının yüzde 80'ini turizmin karşıladığını belirtti.

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, "Turizm gelirlerinin, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan cari açığımızı karşılama oranı yüzde 80. Dış ticaret açığımızı karşılama oranı da yüzde 42." dedi.

Bolu Ticaret ve Sanayi Odasında, ilde bulunan turizm sektörü temsilcileriyle bir araya gelen Avcı, Türkiye'ye gelen turist sayısında ve turizm gelirlerinde artış olduğunu söyledi.

Türkiye'ye 2002 yılında 13 milyon turist gelirken bu sayının 2015 yılında 40 milyon olduğunu ifade eden Avcı, "2002’de 12,5 milyar dolar olan turizm gelirimiz 2015 yılında 31,5 milyar dolar. Bu rakamlar niye önemli? Çünkü bu temiz para. Temiz para derken, kemiksiz." diye konuştu.

Avcı, Türkiye'nin birçok alandaki ihracatının büyük ölçüde yabancı girdiyle gerçekleştiğine dikkati çekerek, "Dışarıya 100 liralık bir mal satabilmek için bazı alanlarda bunun içine belki 60, hatta 80 liralık yabancı girdi ile o 100 liralık ihracatı sağlayabiliyorsunuz. Turizm böyle değil. O tamamen yerli. Yabancı girdisi olmayan ve tamamen kendi kaynaklarımızla sağlanan bir gelir." ifadelerini kullandı.

"Turizm gelirlerinin Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan cari açığımızı karşılama oranı yüzde 80. Dış ticaret açığımızı karşılama oranı da yüzde 42." diyen Avcı, istihdam bakımından da turizm sektörünün stratejik bir yere sahip olduğunu ve 1,5 milyonun üzerinden insanı istihdam ettiğini belirtti.

Avcı, Türkiye turizminin, 2015 sonu ve 2016 yılı itibarıyla bir kriz dönemine girdiğine değinerek, şöyle devam etti: "2016’da önce Ruslarla yaşadığımız uçak krizi, sonra arka arkaya gelen terör saldırılarının özellikle dışarıya yansıtılma biçimleri ile ciddi manada turizmimiz sıkıntıya girdi. Şimdi gerek Cumhurbaşkanımızın, gerekse sayın Putin'in girişimleri ile Rusya ile olan sorun büyük ölçüde aşıldı. Hem turizm, hem de Rusya’ya yönelik ihracatımızda ciddi bir toparlanma var. Orada göstergeler çok olumlu gelişiyor. Avrupa pazarında da bir toparlanma var ama Rusya pazarı kadar net değil henüz. Ama orada da olumlu göstergeler söz konusu."

Türkiye'de hemen hemen bütün turizm türlerinin yer aldığını, arkeolojik, dini miras alanları, 3 büyük dinin kutsal mekanları, ibadethaneleri ve tarihi birikimleri ile ülkenin baştan başa bir açık hava müzesi olduğunu vurgulayan Avcı, "Nereyi kazsanız tarih çıkıyor. Türkiye'nin hemen her yeri aynı şekilde tarihi, kültürel ve arkeolojik altyapı ve zenginlikler bakımından başka hiçbir ülke ile kıyaslanamayacak potansiyele sahip." diye konuştu.

Bakan Avcı, Türkiye'nin sahip olduğu zenginliklerin farkında olunmadığını belirterek, bunların kadrinin ve kıymetinin bilinmesi gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'nin turizm sektöründe övünülecek bir durumda olduğunu kaydeden Avcı, "Bakmayın 2016’da konjektürel bir şeyden darboğaz yaşadık, doğru. Ama bu yapısal bir sorun değil, bu arızi bir sorun. Bizim altyapımızın yetersizliğinden ve beşeri yetersizliğimizden, şundan bundan kaynaklanan bir sıkıntı yok. Suriye’deki, Irak’taki olaylar, Avrupa’ya öyle yansıyor ki sanki Bolu’da bu tür hadiseler cereyan ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Avcı, konuşmasının ardından sektör temsilcilerinin sorularını da yanıtladı.

Daha sonra AK Parti Bolu İl Başkanlığı tarafından Sağlık Mahallesi'nde düzenlenen halk buluşmasına katılan Avcı, burada da kısa bir konuşma yaptı.

- "Etkili bir hükümet sistemine ihtiyacımız var"

Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgili bilgi veren Avcı, "Aslında uzun uzun konuşmaya gerek yok. Siz aslında kararınızı vermişsiniz. Şimdi bu kararımızı inşallah eşimizle, dostumuzla henüz bu mesajın ulaşmadığı sokaklarla hanelerle buluşturmak görevimiz bu. Yoksa bizim kendi kararımızla ilgili sıkıntımız yok." dedi.

Bakan Avcı, 7 Haziran 2015 genel seçimine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hatırlayın 8 Haziran gününü. 7 Haziran seçimleri yapıldı. 8 Haziran günü düşündüklerinizi, karşılaştıklarınızı, siyasilerin söylediklerini, hükümet kurmak için yapılan müzakereleri, o müzakerelerin bir türlü sonuçlanamamasını, bir türlü insanların bir araya gelip bir makulde buluşamamalarını hatırlayın. Bütün bu karışık ortamdan ekonomimizin, gündelik hayatımızın, her birimizin şahsi işlerinin nasıl aksadığını ve nasıl tereddütler yaşadığımızı hatırlayın. 8 Haziran, etkili ve istikrarlı bir yönetim olmaması halinde memleketin nerelere sürükleneceğinin birlikte yaşadığımız en somut, en son örneğidir. Tekrar benzer durumlara düşmemek için, Türkiye’nin benzer durumlara düşmemesi için, istikrara ve etkili bir hükümet sistemine ihtiyacımız var. İşte o sistemin adı da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir. Bundan sonra hiçbir seçimden bir koalisyon tartışması çıkmayacak. Bu 'evet'lerimizle birlikte her seçimden istikrarı garanti eden bir hükümet çıkacak."