Bakan Akar'dan Fransız iddialarına sert yanıt

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ''Türk donanmasının Fransız gemisini taciz ettiği'' iddiasına ilişkin, ''Bilgi, belge, gemimiz ve karargahlarımızdaki tüm kayıtlar dikkate alındığında söz konusu iddianın tamamen gerçek dışı olduğu görülmektedir'' dedi.

AA

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Şırnak'taki yoğun temaslarının ardından AA muhabirinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

AA'nın aktardığı habere göre, NATO Savunma Bakanları toplantısının ikinci defa telekonferans yöntemi ile yapıldığı hatırlatılarak, toplantıya yönelik değerlendirmesi sorulan Bakan Akar, bununla ilgili Bakanlığın internet sitesinden açıklamaların yapıldığını anımsattı.

30 müttefik ülke savunma bakanları olarak ikinci defa telekonferans yoluyla bir araya geldiklerini belirten Akar, toplantıda savunma ve caydırıcılık konuları ile bölgesel ve küresel gelişmelerin ele alındığını aktardı.

Toplantıda ayrıca Kovid-19 kapsamında alınan tedbirlerin de bir kez daha gözden geçirildiğini dile getiren Akar, şu şekilde konuştu:

"İkinci dalgaya karşı alınabilecek önlemler konusunda mutabakat sağlandı. Milli olarak aldığımız tedbirler, üretim kabiliyetimiz, dost ve müttefik ülkelere verdiğimiz destek vurgulandı."

"İDDİALAR TAMAMEN GERÇEK DIŞI"

Fransız yetkililerin basında ve NATO çevrelerinde yer alan bazı iddialarına ilişkin de değerlendirmesi sorulan Akar, şunları söyledi:

"Bilgi, belge, gemimiz ve karargahlarımızdaki tüm kayıtlar dikkate alındığında söz konusu iddianın tamamen gerçek dışı olduğu görülmektedir. Bilakis başlangıçtan itibaren dostane, yapıcı, iş birliğine açık, destekleyici bir tutum içinde olan Türk Deniz Kuvvetleri unsurları, söz konusu gemiye Fransızların talepleri üzerine yakıt ikmali dahi sağlamıştır. Konuya dair hazırlanan ve Türkiye'nin haklılığını kanıtlayan bilgi ve belgeler müttefikler ve NATO karargahındaki sivil ve askeri yetkililerle paylaşıldı."

"TÜRKİYE HER ZAMAN NATO'DAKİ GÖREV VE YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMİŞTİR"

Akar, konuyla ilgili her türlü bilgi ve belgenin paylaşıldığını yineleyerek, şöyle konuştu:

"Bazı müttefiklerimizden siyasi amaçlarına hizmet edecek şekilde suni gündem yaratmak yerine mevcut usul ve esaslar çerçevesinde ittifakın dayanışma ruhuna uygun hareket etmelerini bekliyoruz. Biz daima diyalog ve koordinasyondan yanayız. Ayrıca NATO yetkililerinin denizcilerimizin olay sırasındaki profesyonel ve ihtiyatlı yaklaşımından dolayı da teşekkür ettiklerini de hatırlatmak isterim. Türkiye her zaman olduğu gibi bugün de ittifak içerisindeki görev ve yükümlülüklerinin bilincinde hareket etmiş ve etmektedir."

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ HAMİ AKSOY’DAN AÇIKLAMA

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu’nun, ülkemizin PKK terör örgütüne karşı yürütmekte olduğu “Pençe-Kartal” ve “Pençe-Kaplan” Harekatlarına yönelik açıklaması hakkındaki soruya cevap verdi.

 Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy şunları kaydetti:

"ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu’nun ülkemizin Irak’ta yuvalanan PKK terör örgütüne karşı yürütmekte olduğu “Pençe-Kartal” ve “Pençe-Kaplan” harekatlarına yönelik olarak yaptığı açıklama bu Komisyon’un yeni bir mesnetsiz açıklamasıdır."
"Dini özgürlükleri savunma iddiasındaki bu kuruluşun, ABD tarafından da terör örgütü olarak tanınan PKK’nın Irak’ta, uzantıları PYD/YPG’nin de Suriye’de kendi bölücü siyasetini ve terör yöntemlerini benimsemeyen Kürtler dahil bölge halklarına yönelik zulmünü görmezden gelerek, ülkemizin terörle mücadelesini eleştirmesi ve PKK’nın kara propagandasına alet olması en hafif tabirle utanç vericidir."
"DEAŞ’la mücadeleyi istismar ederek Sincar’a yerleşen PKK’nın baskısı yüzünden on binlerce Ezidinin evlerine dönemedikleri, dönenlerin de terör örgütünün zulmüne maruz kaldıkları, bugün Ezidiler ve yerel yetkililer tarafından da gündeme getirilen bir gerçektir. Aramiler de sistematik olarak bu terör örgütünün zulmüne uğramakta, terör örgütü tarafından okulları kapatılmakta, çocukları zorla silahlandırılmakta ve ellerinden alınmaktadır. Ne yazık ki, sözde insan hakları savunucuları, bugüne kadar bölgede yaşanan bu gerçekleri görmezden ve duymazdan gelmiştir. Hal böyleyken, bu kuruluşun gerçekleri çarpıtarak terör örgütünün borazanlığını yapmasını asla kabul etmiyoruz."