Başkan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu”nun açılış oturumunda video konferansla konuştu. Başkan Erdoğan, Afrikalı ülkelerini, Dağlık Karabağ'ı işgal eden Ermenistan'a karşı haklı mücadelesinde, Azerbaycan'ın yanında yer almaya davet etti.
Gelişmiş ülkeler dahi salgın karşısında hazırlıksız yakalanmıştır. Bu salgının Afrika'daki dostlarımızın işlerini güçlendirdiğini görüyoruz. Batılı ülkelerin maske savaşlarına girildiği dönemde Afrika halkları ne yazık ki kaderine terk edildi. Bugüne kadar 1.5 milyon civarında Afrikalı dostumuzun bu hastalığa yakalanmasından üzüntü duyuyoruz. Hayatını kaybeden Afrikalı dostlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.
Bu tarz sıkıntılı dönemler dostlukların da sınandığı eşik dönemleridir. Biz koronavirüsün en sancılı döneminde dost ve kardeşlerimizin yardımına koştuk. Din, dil, ırk ayrımı yapmadan 154 ülke ve kuruluşun yardım isteğine destek verdik. Yardımlarımız arasında 46 Afrika ülkesi de yer alıyor.
Türkiye güçlü sağlık altyapısı ile salgını en iyi göğüsleyen ülkeler arasında yer almıştır. Afrika ülkelerinden her yıl binlerce kardeşimiz hastalıklarının şifasını Türkiye'de, Türk hastanelerinde arıyor.
Sağlık turizmi, ilaç gibi birçok boyutu bulunan bu alanda ilişkilerimizi daha da ilerletebiliriz.Bu yönde atılacak her türlü adımı desteklemeye hazırız. Türkiye olarak bu süreçte ekonomik hayatın tamamen durmasına müsaade etmeyerek dengeli bir politika izledik. Türk şirketleri yurt içi ve yurt dışında takdire şayan bir duruş sergilediler.
Normalleşme adımları ile şirketlerimiz de uyumlu bir şekilde faaliyetlerine döndüler. Enerjiden inşaata, tarımdan, beyaz eşya ve gıdaya kadar birçok alanda eski dinamizmi yakaladık. Afrika'daki projelerin değeri 70 milyar dolara ulaştı.
Firmalarımız Afrika'nın alt ve üst yapı eksiklerinin giderilmesi konusunda kritik görevler üstleniyor. Varlık gösterdikleri ülkelerde istihdama en büyük katkı yapan bizim firmalarımızdır. Bizim firmalarımız dışarıdan istihdam etme gibi bir yanlışa düşmemiştir.
Ülkemizde ağırladığımız Afrikalı liderlerden övgüler alıyoruz. Yabancı bir firmanın 8 senede sürüncemede bıraktığı bir projeyi, Türk müteahhitler 8 ayda tamamlayarak kardeşlerimizin hizmetine sunmuştur.
Savunma sanayii Türkiye'nin adeta destan yazdığı alanlardandır. Ülkemizin dışa bağımlılığını yüzde 70'ten yüzde 30'a düşürdük. Savunma sanayisinin cirosu 1 milyar dolardan, 11 milyar dolara yükseldi. Dünyanın en güçlü 100 savunma sanayisi listesinde 7 şirket ile temsil ediliyoruz.
Afrika halkları ile milletimiz arasında gönül köprüleri kurduk. Afrikalı kardeşlerimizin Türkiye'nin potansiyelini keşfetmesi için imkanlar sağladık. Kazan-kazan ilkesi ile hareket ettik. Kıtayı bilen tanıyan öğrencilerimiz ve iş adamlarımızdan istifade ettik.
Ankara'daki Afrika büyükelçiliği sayısı 10'dan 36'ya çıktı. Maarif Vakfı, Anadolu Ajansı ve THY gibi kurumlarımız ile adadaki varlığımızı artırdık. Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım döneminde 28 Afrika ülkesini ziyaret ettim. Dünyanın gözlerini kapattığı Somali'yi eşim ile birlikte gezen ilk lider oldum.
Tüm bu gayretlerimiz sonucunda 5.2 milyar dolar olan ticaret hacmimiz, 26.2 milyar dolara ulaştı. Salgının sebep olduğu olumsuzlukların ilişkilerimizde yakaladığımız ivmeye zarar vermesine izin vermemeliyiz.
Kıta ile 1000 yıllık bağı olan Türkiye, Afrika'nın kader ortağıdır. Biz asla kısa vadeli çıkarlar peşinde değiliz. Biz birlikte başarmayı, birlikte yürümek istiyoruz. Tarihinde sömürgecilik lekesi bulunmayan bir ülke olarak buyurgan, tepeden bakan bakışı reddediyoruz.
Önümüzdeki yıl Türkiye'de düzenleyeceğimiz 3'üncü Türkiye- Afrika Ülkeleri Zirvesi bize önemli fırsatlar sunacaktır. Sizlere veda etmeden önce buradaki sayın dostlarımın takip ettiğini düşündüğüm bir konuya değinmek istiyorum.
Dağlık Karabağ'da sıcak çatışmalar yaşanıyor. Karabağ, 30 yıldır Ermenistan tarafından işgal edilmiş bir Azerbaycan toprağıdır. Ermenistan bu topraklardan, yapılan tüm çağrılara rağmen çekilmemiştir. Minsk Grubu da sorun çözme konusunda hiçbir irade göstermemiştir. Ermenistan'ın uzlaşmaz tavırları ile kangrene dönmüş sorunun çözümü işgalin son bulmasıdır. Azerbaycan'ın, topraklarını özgürleştirme konusunda son derece kararlı olduğunu görüyoruz. Türkiye olarak tüm kalbimizle Azerbaycan'ın haklı mücadelesini destekliyoruz.