AYM Başkanı Zühtü Arslan'dan önemli mesajlar

Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, ''Mahkememiz, açık anayasal hükmü dikkate alarak, OHAL KHK'larını denetleme yetkisine sahip olmadığına karar vermiştir'' dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin 55'inci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla AYM Yüce Divan Salonu'nda tören düzenlendi.

AYM Başkanı Arslan'ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen törene; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş ve Tuğrul Türkeş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven katıldı.

"YÜZDE 85'İ AŞAN KATILIM ORANIYLA GERÇEKLEŞMİŞ OLMASI, DEMOKRASİMİZ AÇISINDAN KAZANIM"

AYM'nin 55'inci kuruluş yıl dönümü töreninde konuşan AYM Başkanı Arslan, 16 Nisan günü yapılan anayasa değişikliği referandumuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Muasır medeniyetin en önemli göstergesinin, adaletin sağlanması olduğunu belirten Arslan, "16 Nisan'da yapılan halk oylamasında halkımız, yüksek bir katılımla ve büyük bir demokratik olgunlukla sandığa gitmiştir. Halk oylamasının yüzde 85'i aşan bir katılım oranıyla gerçekleşmiş olması, demokrasimiz açısından başlı başına bir kazanımdır. Bu vesileyle halk oylamasının ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum" diye konuştu.

"OHAL KHK'LARIYLA İLGİLİ İPTAL DAVALARINDA ESAS İNCELEMEYE GEÇİLDİ"

Olağanüstü hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ilgili AYM'de dava açılamayacağının açık olduğunu kaydeden AYM Başkanı Arslan, şöyle devam etti: "Mahkememiz, açık anayasal hükmü dikkate alarak, OHAL KHK'larını denetleme yetkisine sahip olmadığına karar vermiştir. Diğer yandan Anayasa koyucunun söz konusu kararnamelere ilişkin yargısal denetimi, parlamento onayından sonra öngördüğü anlaşılmaktadır. Nitekim TBMM tarafından kabul edilerek, kanunlaşan bazı OHAL KHK'ları hakkında AYM'ye iptal davaları açılmış; bu davalarda ilk inceleme aşamaları tamamlanmış ve esas incelemeye geçilmiştir"

GÜVENİN OLMADIĞI YERDE ÖZGÜRLÜKLERİN KULLANILMASI DA ZORLAŞIR


Güvenliğin olmadığı bir ortamda bireylerin temel hak ve özgürlüklerini kullanması zorlaşacak ya da imkansız hale gelecektir. Özgürlük ve güvenlik arasındaki bu hassas ilişki olağanüstü yönetimlerde önem kazanmaktır. Olağanüstü dönemlerde Anayasa Mahkemelere büyük bir görev düşmektedir. Anayasa Mahkemeleri olağanüstü yönetimin anayasa çerçevesinde hareket etmek zorundadır. Anayasa Mahkemesi de anayasal sınırlar içinde kalarak kararlarını vermeye devam etmelidir. Anayasal demokrasilerde yetki haritası anayasadır. Değişinceye kadar mevcut anayasa hepimizi bağlamaktadır. Türk Anayasa yargısında en büyük değişikliğinden biri de Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruları incelemesidir. Gelen başvuruları sonuçlandırma oranı her yıl artmıştır. 2015 yılında bu oran yüzde 77'ye yükselmiştir. Hedefimiz bu oranı yüzde 100'e çıkarmek iken 15 Temmuz darbe girişimi yaşanmıştır.

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ MAHKEMEMİZİ ETKİLEMİŞTİR

Darbe teşebbüsü tüm kurum ve kuruluşlar gibi mahkememizi de etkilemiştir. 2017 yılının ilk aylarında olağan durumlardaki sayının üzerinde başvuru gelmeye devam etmiştir. Şu anda mahkememiz önünde tam 101 bin 557 derdest başvuru bulunmaktadır. Bu sayısı AİHM'e 47 ülkeden yapılan başvurudan çok daha fazladır. 47 ülkeden yapılan başvuru sayısı 87 bin civarındadır. Bu ağır iş yükü sebebiyle mahkememiz ilk günden itibaren gerekli tedbirleri almaya başlamıştır. Bir taraftan bu işlemler yapılırken diğer taraftan OHAL döneminde bireysel başvuru süresinin nasıl yapılacağına dair teknik ve hukuki çalışmaya aylar öncesinden başlanmıştır. Anayasa Mahkemesi daha önceki yıllarda yapılan başvuruları da incelemeye devam etmektedir. Mahkememiz olağan işleyişini kesintisiz şekilde sürdürmüştür. Bu kapsamda yaşam hakkından ifade özgürlüğüne kadar hemen hemen her temel hak ve özgürlükle ilgili kararlar verilmiştir. 

YABANCI DÜŞMANLIĞI VE İSLAMAFOBİ YARGIYA SIÇRAMIŞTIR

Avrupa'da birçok anayasa mahkemesi ve AİHM 2. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan yoğun insan hakları ihlallerine ve totaliter rejimlerine tepki olarak kurulmuştur. Bu tarihsel gerçeklere rağmen ve geçtiğimiz yüzyılda yaşanan bunca savaş, katliamlarla aynı akıl tutulmasını yaşamak oldukça vahimdir. Yabancı düşmanlığının ve İslamafobinin yargıya sıçramıştır. Özellikle başörtüsüne ilişkin yasakçı kararlar dikkat çekicidir. Aliya İzzetbegoviç "insan olmak ve insan kalmanın" sadece ahlaki çerçevesinde bırakmamış aynı zamanda hukuka uygun devlete karşılık geldiğini ifade etmiştir. İnsan olmak ve insan kalmak kavramı çoğulcu hukuk devleti olarak ifade edilmiştir. Umarım akıl ve vicdan tutulması yaşayan insanlık Aliya İzzetbegoviç'in bu evrensel mesajına kulak verir.