Ayasofya hangi tarihte yapıldı? Ayasofya adı nereden geliyor?

İbadete açılma tartışmaları ile sık sık gündeme gelen Ayasofya sosyal medya üzerinden tarihi önemi merak ediliyor. Bilindiği üzere Ayasofya I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. 1935 yılından beri müze olan Ayasofya 2020 yılında tekrar cami olarak kullanılmaya başlandı.

Ayasofya 24 Temmuz 2020 Cuma günü itibariyle ibadete açıldı. Zamanla sık sık gündeme gelen Ayasofya Camisi"nin kökeni ve isminin nereden geldiği çok merak ediliyor. Söz konusu camiye çevirldiğinden bugüne dünyanın dikkatini üzerine çeken Ayasofya hangi tarihte yapıldı, adı nereden geliyor? soruların yanıtları araştırılmaya başlandı.

AYASOFYA İSMİNİN ANLAMI NEDİR?

Ayasofya"nın kelime anlamı “ilahi hikmet” demektir. İlk başlarda “Megale Ekklesia” adını taşıyan Ayasofya adını daha sonra alan ibadethane, tarih boyunca birçok kez doğa felaketleri nedeniyle yıkılıp yeniden inşa edilmiştir.

Ayasofya, "Aya" ve "Sofya" kelimelerinin birleşimi olarak yazılmaktadır. Bu kelimelerden "Aya" sözcüğü "Kutsal, Azize" anlamlarına gelirken "Sofya" sözcüğü ise Eski Yunancada "Bilgelik" manasına gelir. Sofya kelimesi Eski Yunancada "Sophos" kelimesinden türemiştir.

Ayasofya : Kutsal Bilgelik

Dolayısıyla Ayasofya ismi "Kutsal bilgelik" veya "İlahi bilgelik" anlamlarına gelmektedir. Ek olarak Ayasofya Ortodoksluk mezhebinde Tanrı"nın 3 niteliğinden biri sayılmaktadır.

AYASOFYA İSMİ NEREDEN GELİYOR? KELİME KÖKENİ NE?

Ayasofya Yunanca"da "Agía Sofía" olarak yazılmaktadır. Latince"de ise "Sancta Sophia" olarak yazılıyor. Ayasofya ismi "Aya" ve "Sofya" "nın birleşiminden oluşmaktadır. Yani Agia + Sofia şeklinde yazlmaktadır. Bunlardan;

Agia (Aya) : "Kutsal, Azize" anlamına geliyor.

Sofia (Sofya) : "Bilgelik" anlamına geliyor.

Haliyle ikisini birleştirdiğimizde Ayasofyanın kelime anlamı "Kutsal Bilgelik" olmaktadır.

Ayasofya kelimesinin kökeni Yunanca"dır. İlk olarak Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından Katedral olarak inşa ettirilmiştir. Sonrasında İstanbul"un Fethi ile camiye dönüştürülmüştür. 1935"de müzeye çevrilen Ayasofya, günümüzde tekrardan camiye çevrildi.

AYASOFYA HANGİ TARİHTE YAPILDI?

Ayasofya Kilisesinin in­şasına ilk önce Büyük Konstantin niyet etmiş, hattâ bazı tarihî kaynaklara göre ilk temelleri de kendisi atmıştır. Fakat Ayasofya’nin inşasının bitirilip açılması oğlu Konstantin’e nasip olmuş ve bu büyük kilise 15 Şubat 360 yılında muhteşem bir merasimle ibadete açılmış­tır. Kilise, İstanbul’daki kiliselerden daha büyük olduğu için “Megale Ekklesia” adını taşıyordu. “İlâ­nı hikmet.” anlamına gelen bugünkü Hagiya Soptda adını, sonradan aldı. İlâhî hikmet, Hristiyanlara gö­re Hasreti İsa"nın bir vasfı olan ebedî hikmetten gelmektedir.

İlk Ayasofya binası ba­zilika şeklindeydi, duvar­ları taştan, tavam ise ahşaptı. O haliyle Roma’daki Sainte Marie Mojjore ve İstanbul’daki İmrahor Ca­mii’ni andırırdı. 9 Haziran 404 yılında ih­tilâlciler tarafından yakılıp tahrip edilmesi üzerine 10 Ekim 415 yılında İmparator H. Teodosius tarafından yeniden yaptırılıp ibadete açıldı.

1935 yılında yapılan kazılar sayesinde, ikinci Ayasofya’nin esas cephesi hakkında az çok bir fikir edinilebilmiştir.

Hâlen mevcut olan kalıntılardan anlaşılıyor ki, Ayasofya’nın esas cephesi, büyüklük bakımından bugünkü ka­dardı. (74,8 M. x 69,7 M.)

13 - 14 Onak 532 gecesi çıkan bir yangında. Aya­sofya, bulunduğu mahalleyle beraber yeniden tamamen yanmış, bunun üzerine İmparator Justinianus tarafından, yeni bir şekle sokularak tamir ve ihya edilmiştir.

AYDINLI TRALLES

İmparatorluk topraklarının dört bir yanından getirtilen kıymetli taşlar ve sütunlarla inşa edilen yeni yapı, 27 Ocak 537 tarihinde muhteşem bir merasim ve büyük bir şenlikle takdis edilmiştir.Zamanın en büyük ma­tematik âlimi Aydınlı Tralles ve büyük mimar Mület tasafından yapılan ve bugünkü para ile 1 milyar liraya mal olan Ayasofya 553 ve 557 yıllarındaki depremlerden oldukça zarar görmüş ve 553 tarihinde de kubbesi çökmüştür.

Bunun üzerine İsidoros’un adaşı ve yeğeni tarafından tamir edilerek bugünkü şeklini almıştır. 24 Aralık 562 tarihinde yapılan açılış töreninde, imparator Justinianus 4 atlı bir zafer arabasıyla kiliseye gelmiş, içeri girince, mabedin haşmeti karşısında heyecanlanarak,“Ey Süleyman, seni geçtim” diye söylenmiştir. Justinian ve H. Justin zamanlarında yapılan mo­zaik resimler, Sekizinci Yüzyılda harap olduğundan bir asır sonra bunların yerine yeni resimler konulmuştur.

FETİHTEN SONRA AYASOFYA

1 Haziran 1453 tarihin­de, yani İstanbul’un fet­hinden sonraki ilk Cuma günü, Fatih Sultan Meh­met, Ayasofya’da muhteşem bir hutbe okutmuştur.

Bizanslılar zamanında olduğu gibi, o günden sonrada, Ayasofya en büyük ve güzel mabet sayılmış, Türk Padişahları, Bizans İmparatorlarının yaptıkları gibi kiliseyi korumaya ve hediyelere boğmaya de­vam etmişlerdir. Fatih Sultan Mehmet, her şeyden önce Güney ve Doğu köşe­sinde bir tahta minareyle,Doğuda bir duvar dayağı,aynı zamanda mabenin Batı tarafında imamlar için odalar yaptırmıştır.

Kanunî Sultan Süley­man zamanında Ayasofya’nın bilhassa dış görü­nüşüne itina edilmiş, Mimar Sinan, duvar dayağını yeniden yaptırmış, tahta minare yerine tuğladan bir minare inşa ettirmiş­tir. Mihrabın önündeki âvizeler 1526 yılında, bizzat Sultan Süleyman tarafından, Budapeşte’de ele ge­çirilen harp ganimetlerin­den alınarak, kiliseye hediye edilmiştir.İkinci Sultan Selim, Kuzey - Doğu minaresini, Uçüncü Murat ise Batı ta­rafındaki minareleri yaptırmıştır. Üçüncü Murat,aynı zamanda Ayasofya"nın Kuzeyinde bulunan imareti de Vakfetmiştir.

Ayasofya’daki kürsü ve minber Dördüncü Murat’ın emriyle yaptırılmıştır. İkinci Selim, Üçüncü Mu­rat, Üçüncü Mehmet, Bi­rinci Mustafa ve Sultan Deli İbrahim’in türbeleri Ayasofya’nın Güney tarafında bulunmaktadır. 1739 yılında inşa edilen güzel şadırvan ise Birinci Mahmut’un vakfıdır.

Son büyük tamirat, Abdülmecid’in emriyle 1847- 1849 yıllarında yapılmıştır. Atatürk, Ayasofya’yı 1935 yılının 1 Şubat’ında Bakanlar Kurulu kararıyla müze haline getirtmiş ve bu suretle Ayasofya’dan İlmî araştırmalar içinde istifade edilebilinmiştir.

Ayasofya, 10 Temmuz 2020 tarihli Danıştay kararı ile yeniden camii sıfatına dönmüştür.