BÜLENT ŞANLIKAN
86 yıl sonra ibadete açılan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ndeki dördüncü cuma namazı, caminin içini ve çevresini dolduran vatandaşların yoğun katılımıyla dün eda edildi. Ayasofya’ya Eminönü Yeni Camii’den imam olarak atanan Ferruh Muştuer ise yaşadığı tarifsiz heyecanı AKŞAM’a anlattı: “Açılıştan 1 gün önce il müftülüğünden arandım. Orada Diyanet İşleri Başkanımız ve İl Müftümüz tarafından görev bize tevdi edildi. Normalde atamalar sınavla yapılır ancak burası Ayasofya. Efendimiz (a.s.) mescitleri Kabe, Mescidi Nebi, Mescidi Aksa olarak sıralamış, dördüncü olarak da büyük ihtimalle, tarihi misyonundan ve muhteşem oluşundan ötürü Ayasofya geliyor.”
İMAMLIKTA EN ÜST MERTEBE
“Ben ve müezzin arkadaşlarım halen rüyada gibiyiz. Hem cemaatimiz hem bizler çok sevindik. Ayasofya’ya görevli imam olmaktan dolayı hem ben hem de ailem çok sevindi. Ailem şimdi sabah ve yatsı namazlarında benimle birlikte namazı burada kılıyor. Osmanlı dönemine göre Ayasofya imamlığın en üst noktasıdır. Dünyanın konuştuğu bir caminin imamı olmak bambaşka hisler yaşatıyor insana. Halılar yokken Ramazanlarda Kur’an-ı Kerim okuyorduk, özlemi içimizde vardı. Açılışta 350 bin kişi geldi, vakit namazlarında doldu, taştı. Bizim için sanki İstanbul yeniden fethedilmiş gibiydi.“
“Pandemi önlemleri bizim için çok önemli. Cemaatimizi uyarıyoruz; birincisi maske ikincisi mesafe. Burada namazlar belirlenen bantların üzerinde mesafeli şekilde kılınıyor. Arkadaşlarımız, cemaatimizi sürekli uyarıyor. Şu ana kadar bir sıkıntı yaşamadık. Topluluklar içerisinde pandemi sürecinde mesafeye, maskeye dikkat eden en güzel topluluğuz.“
AYASOFYA RUHUNA KAVUŞTU YABANCILAR DA MEMNUN
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın büyükelçilerle yaptığı ziyarete dikkat çeken Muştuer şöyle devam etti: “Önceleri burası taş yığınıydı, müzeydi.. Ruhu yoktu. Şimdi bu eser bir ruh kazandı. Onlar da çok memnun. Yunanistan’daki papazların söylemi bile bunu onaylıyor. Biri takdir ediyor diğeri de ‘Türkler açtı ama cumhurbaşkanları geldi mütevazı bir şekilde oturdu’ açıklamasını yapıyor. Biz tarih boyunca bu anlayıştaydık. Bizim geçmişimizde; Efendimizden tutun hiçbir zaman asla mabede, din adamına, kadınlara, çocuklara dokunulmamış. Fatih İstanbul’u fethettikten sonra yıkılmak üzere olan bu mabedi ihya etmiş. Caminin akustiği mükemmel, bizler Kur’an okurken büyük zevk alıyoruz.”