Asrın projesine engel oldular!

TÜBİTAK tarafından sınır güvenliğini sağlamak üzere başlatılan PUHU projesi ekibi, FETÖ’nün kurumda etkin hale gelmesiyle dağıtıldı. Projede kızılötesi modelleme birimi sorumlusu olan Cemil Erol, Antalya’da bir dağ başındaki gözlem evine sürgün edildi, sonrasında da istifa etmek zorunda kaldı.

1

Türkiye'nin en stratejik kurumlarından biri olan TÜBİTAK'ta FETÖ hakimiyetinin kurulması sonrası üst düzey faydayla işlev görecek yerli projelerin bir bir son buldu. Yargıdan Emniyet'e, istihbarat birimlerinden TSK'ya, eğitim kurumlarından mali dairelere ülkenin tüm hassas kurumlarını ele geçiren, kendilerine engel olacak isimlere kumpas kurarak tasfiye eden FETÖ militanları TÜBİTAK'ı da boş bırakmadı. Casusluk davalarıyla FETÖ'cü olmayan personeli hapse attıran ya da sürgün eden teröristler TÜBİTAK'ın içini boşaltmak için her yolu denedi. Yeni Şafak, FETÖ'nün TÜBİTAK'ı ele geçirdikten sonra yaşananların tüm ayrıntılarına ulaştı.

ASRIN PROJESİNİ BALTALADILAR

 
Gemide durum böyleyken uzun yıllar TÜBİTAK'ta ülkeye hizmet etmeye çalışan bilim insanlarının başına gelmeyen kalmadı. FETÖ'nün hedefe koyduğu TÜBİTAK personeli o günlerde çok kritik bir proje üzerindeki son hazırlıkları tamamladı. Gizlilik derecesi yüksek olan bu proje “çevre ve sınır güvenliğini en yüksek faydayla sağlanacaktı" şeklinde özetleniyor. PUHU projesinin başkanvekilliğini yapan Tevfik Alparslan Babaoğlu ifadesinde proje için şöyle diyor: “Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri açısından önem arz eden bir projeydi."
 
HER ŞEY PALAZ İLE BAŞLADI
 
Dönülmez yolun başlangıcı FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanan Hasan Palaz'ın TÜBİTAK'a getirilmesiydi. 25 Ekim 2011 günü Palaz, TÜBİTAK'a bağlı BİLGEM Başkan Danışmanı olarak atanmasına neredeyse eş zamanlı BİLGEM'in Başkanvekili Babaoğlu'na TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Kıvanç Dinçer'den bir telefon geldi. Dinçer, Babaoğlu'na şöyle demişti: “Sayın Bakan sizinle çalışmak istemiyor eşinizle birlikte akşama kadar emekliliğinizi isteyin eğer emekliliğinizi istemeseniz tayininizi çıkartacağız." Bu telefondan sonra hem Babaoğlu hem de eşi 11 Kasım 2011 günü emeklilik dilekçesini vererek ayrıldı. Palaz ise önce BİLGEM Başkanı ardından TÜBİTAK Başkan Yardımcısı oldu.
 
TSK DESTEKLİ PROJELER BAŞLADI
 
Kurumda savunma projelerini gerçekleştiren TÜBİTAK personeli İleri Teknolojiler Araştırma Enstitüsü'nde (İLTAREN) görevli. İLTAREN, Genelkurmay, Muharebe Elektronik Bilgi Sistemleri Dairesi, Genelkurmay Harekat Başkanlığı destekli projeler gerçekleştiriyor. Elektronik harp konusunda yüksek gizlilikle kritik projelerin hazırlığına girişilerek MAKAS-1 ve MAKAS-2 isimli yüksek gizlilikli ülke bekası açısından önemli projeler gerçekleştirildi. 2008'deki Aktütün Karakolu'na yapılan terör saldırısının ardından ise sınır güvenliğini tam olarak sağlamak amacıyla hayata geçirilmesi planlanan PUHU projesi için hummalı bir çalışma dönemine girilmişti. Süleyman Gökhun Tanyer Projeyi savcılık ifadesinde projeyi şu şekilde anlattı:
 
ORDU İÇİN ÇOK ÖNEMLİYDİ
 
“Özellikle sınırda Aktütün olaylarının yaşanmamasını sağlayabilecek bir öneme sahipti. Çalışmalar bu motivasyonla mesai sınırlarının çok ötesine taşıyordu. Puhu laboratuvarına giriş için sadece Puhu personeline yetkilendirme yapıldı. Proje sistemi güneş, yağış, kar ve arazi gibi farklı ortam şartlarında bir çok kere kullanıldı, sonuçların veri kayıtları alındı, tekrarlı olarak offline şekilde de analiz edildi ve sistemin performans sonuçları detaylı raporlandı. Sınır karakollarına hayati katkıları olacak ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na, yüzer platformlarında katkı sağlayacaktı."
 
Amaç sınırda tam kontrol
 
O müdahalelerden en ilginci, projenin önemli bir kısmında görevli bulunan kızılötesi modelleme birimi sorumlusu olan Cemil Erol'un başına geldi. Erol, TÜBİTAK'ta işlerin FETÖ lehine değişmesinin ardından, kızılötesi modelleme birim sorumlusuyken hiçbir uzmanlığı olmamasına rağmen Antalya'daki bir dağ tepesindeki gözlem evine tayin edildiği ortaya çıktı. Erol sonraki süreçte emek verdiği TÜBİTAK'tan ayrılmak zorunda kaldı.
 
TAYFAYI EVDE KURMUŞLAR
 
Sınırda tam kontrol sağlanabilecek şekilde tasarlanan proje, FETÖ'cü yapılanma eliyle engellendi ve ekip dağıtıldı. Öte yandan TÜBİTAK'a bağlı Marmara Araştırma Merkezi'nin yaptığı ve bir dönem FETÖ imamlarının içinde gizli toplantılar yaptığı iddia edilen araştırma gemisine alınacak personel FETÖ'cülerden seçildi. O süreci gemici ustası Recep Kambay savcıya anlattı: “Tuzla Limanı'nda çalışıyordum. M.T ve S.F ile tanıştım. M.T beni cemaat evine çağırdı. Tarık isimli şahıs cep bataryalarımızı çıkarttırdı bir odaya götürdü. Yerime iş başvuru formunu M.T doldurdu. 10-15 gün sonra işe başladım."
 
HERKESE KOD İSİM
 
“Adımıza Zaman ve Sızıntı aboneliğimiz var ise deşifre olmamamız için aboneliğimiz iptal ettirmemizi ancak gazete ve dergi paralarını vermemizi istediler. Maaşlarımızdan ne kadar himmet verebileceğimizi sordular. 100 TL verebileceğimi söyledim.Salı günleri Mustafa Tatlı'nın evinde buluşuyorduk. Bedirhan bize kod isimler verdi. Benim kod adım Ali Taşkıran oldu. Gemide alt tabaka salı, orta tabaka perşembe, üst tabaka; yani kaptanlar ve çarkçı başları cuma toplanıyordu."
 
Yeni Aktütünler yaşanmayacaktı
 
“Sınır karakollarına uzaktan kontrol imkanı sağlanacak, uzaktan komuta edilen tüm noktalardan otomatik olarak izleme ve hedef tespiti yapılması mümkün hale getirilecekti. Test sonuçları Aktütün gibi benzeri olayların bir daha yaşanmamasının sağlanabileceğini kesin olarak ortaya çıkardı. Görevden almaların başladığı Ekim 2011 tarihine kadarki son dönemde durumlar bir anda büyük bir şekilde sekteye uğratıldı. TÜBİTAK Uzay'da bir toplantıda, milli sistemlerin kullanılmasını savunan bir arkadaşımızın sözleşmesi yeni atanan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Kıvanç Dinçer tarafından herkesin içinde sözleşmesinin feshedildiği bilgileri yayıldı. Daha sonra müdahaleler beklendiği gibi İLTAREN'e de ulaştı."