Olay, geçen yıl 15 Kasım'da merkez Selçuklu ilçesi Bosna Hersek Mahallesi Hasköy Sokak'ta meydana geldi. Park halindeki 42 CVU 90 plakalı hafif ticari araçta hareketsiz yatan kişiyi gören çevre sakinleri, polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. Gelen sağlık ekibi, vücudunun birçok yerinde bıçak darbesi bulunan kişinin yaşamını yitirdiğini tespit etti. Aracın plakası üzerinden yola çıkan polis, ölen kişinin büfe işletmecisi Erdal Yıldırım olduğunu belirledi.
Olay yerinde yapılan incelemede, kan izlerini takip eden polis, yaklaşık 500 metre ileride kırık bir bıçak parçası buldu. Erdal Yıldırım'ın cesedi bulunmadan birkaç saat önce ailesinin Özalkent Polis Merkezi Amirliği'ne kayıp başvurusunda bulunduğunu tespit etti.
BARDA YAKALANDI
Olayla ilgili çalışma başlatan Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Erdal Yıldırım'ın sık görüştüğü kişileri araştırdı. Bu kişiler arasında 22 suçtan kaydı bulunan işsiz Mahmut Sami Taş'ın, olay tarihinden bir gün önce akşam saatlerinde Yıldırım'ın işlettiği büfeye geldiği saptandı. Polis, bir barda alkol alan Mahmut Sami Taş'ı şüphe üzerine gözaltına aldı.
BOĞAZINI KESİP, DEFALARCA BIÇAKLAMIŞ
Polise suçunu itiraf eden Mahmut Sami Taş'ın kanlı kıyafetleri ise attığı çöp konteynerinde bulundu. Mahmut Sami Taş ifadesinde, çarşamba günü akşam saatlerinde Erdal Yıldırım ile birlikte aracın içinde alkol aldıklarını söyledi. Taş, ''Birlikte alkol aldık. Beni eve bırakacakken bir bira daha istedim. O da 'Yok bira, git artık' dedi. Ben de sinirlerime hakim olamadım, belimdeki bıçağı çıkarıp boğazını kestim, kanlar içinde koltuğa yığıldı. Öldüğünü sandım ama çırpınıp bana karşı gelmeye başlayınca bıçağı defalarca sapladım'' dedi.
SÜRÜCÜ KOLTUĞUNDAKİ CESETLE 20 KİLOMETRE GİTMİŞ
Şüphelinin ifadesinde, ölen arkadaşı Yıldırım'ın cesedinin bulunduğu araçla 20 kilometre kaçtığı ortaya çıktı. Zanlı Mahmut Sami Taş, olayı anlatırken şunları söyledi:
''Öldüğünü anlayınca, aracın sürücü koltuğundaki cesedi yan koltuğa taşımak istedim, yapamadım. Koltuğu geriye ittirip, Erdal Yıldırım'ın cesediyle 20 kilometre uzaktaki Bosna Hersek Mahallesi'ne gittim. Burada bir çeşme bulup kanları yıkamak istedim; ama daha çok kan olunca bırakıp kaçtım. Erdal'ın cebindeki 3 bin lira, cep telefonu ve arabanın anahtarını alıp kaçtım."
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Mahmut Sami Taş, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
'ERDAL BANA SARKINTILIK ETTİ'
Mahmut Sami Taş hakkında, Konya 5'inci Ağır Ceza Mahkemesinde 'Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme' ve 'yağma' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Mahmut Sami Taş ve taraf avukatları katıldı. Polisteki ilk ifadesinde olayın bira yüzünden yaşandığını öne süren Taş, mahkemedeki savunmasında ise Erdal Yıldırım'ın kendisine sarkıntılık ettiği gerekçesiyle meydana geldiğini iddia etti. Taş, savunmasında şöyle konuştu:
''Bazı sebeplerden dolayı denetimli serbestliğimi yakmıştım. Cezaevine girecektim ve bunun için 3 gün süre verilmişti. Moralim çok bozuktu. 3 yıldır tanıdığım büfeci Erdal Ağabey'in dükkanına gittim. Erdal Ağabey ile dertleştik. Sonra beraber dükkanı kapattık. Araca bindik ve gezmeye başladık. Bu sırada alkol de alıyorduk. Tam hatırlamıyorum; ama 3-4 kutu bira içtim. Sarhoş alacak gibi olunca eve gitmek istedim. Evime yakın bir bölgeye geldiğimizde araçtan inmek istedim. İneceğim sırada yolda yürürken içmek için bir tane daha bira istedim. 'Bira yok' dedi. Tam inerken omzundan tutarak bana cinsel içerikli sözler söyledi. Ben şaka yapıyor zannettim ve gülerek elini çek dedim. 'Gel lan ne olacak' dedi ve boynumdan tutup beni kendisine doğru çekti. Dirseğiyle de sırtıma bastırdı. Aramızda boğuşma oldu. O boğazımı sıkarken araç içerisinde bıçak gördüm. Bıçağı elime aldım. Elimdeki bıçağı görünce Erdal beni bıraktı. Ben kendimi geri çektiğimde nasıl olduğu anlamadım Erdal'ın boğazından yaralandığını ve kanlar geldiğini gördüm. Bıçağı salladım mı, yoksa kazayla mı geldi onu hatırlamıyorum." diye konuştu.
'ERDAL DA BANA BIÇAKLA SALDIRDI'
Erdal Yıldırım'ın da kendisine bıçak çekerek saldırdığını, o andan itibaren kendisini kaybettiğini belirten Taş, "Araçta bir tane daha bıçak varmış. O da bana elindeki bıçağı salladı. Ben bıçağı elimle tuttum. Bu esnada da elimden yaralandım. Ya o beni öldürecekti, ya da ben onu öldürecektim. Kendimi korumak amaçlı 7-8 sefer daha bıçak vurdum. Olayın şokundaydım. Bir süre sonra sürücü koltuğuna ben geçtim. Kafası dizimin üstündeydi ve can verdiğini anladım. Bir süre arabayla dolaştım. Nerelere gittim, ne yaptım hatırlamıyorum. Erdal'ın telefonu çaldı. Aşağıya inip telefonu parçaladım. Ben onun parasını gasp etmedim. Para, kendi paramdı. Telefonunu atıp parçaladım. Aracının anahtarını aldım onu da çöpe attım. Arabayı bir yere çektikten sonra bir çeşmede elimi yüzümü yıkayıp üzerimdeki kanları temizledim." dedi.
Dava sanık savunmasının ardından ertelendi.
(DHA)