New York Times gazetesi, Kaşıkçı'nın nisan ayında Washington'da Denver Üniversitesi ile İslam ve Demokrasi Çalışmaları Merkezi tarafından düzenlenen bir konferansta yaptığı açılış konuşmasından belirli kısımları toplayarak Cemal Kaşıkçı imzasıyla "Neden şimdi Arap dünyasının demokrasiye ihtiyacı var?" başlıklı bir makale yayımladı.
Geçmişte demokrasi sorununu ortadan kaldırmak isteyen Suudi liderlerin, demokrasinin İslam'la uyuşmadığını söylediğini belirten Kaşıkçı, demokrasi ve İslam ilişkisi konusundaki tartışmaların sonunun Arap Baharı'na gittiğini kaydetti.
Tunus ve Mısır'da 2012'de yapılan seçimlerde insanların oy vermek için uzun kuyruklar oluşturduğuna dikkati çeken Kaşıkçı, bu durumun Arapların demokrasiye hazır olmadığını iddia eden kişilere karşı kullanılabileceğini vurguladı.
Kaşıkçı, Suudi Arabistan'da hayatın birçok alanında reformların gerçekleştiğine ve sosyal hayat üzerindeki din baskısının giderek azaldığına işaret ederek, "Suudi liderler modernliğin tüm şekillerinin peşinde koşarken hala demokrasiyle ilgilenmiyorlar. Demokrasinin İslam'la bağdaşmadığına dair eski, yavan bahaneye sığınmıyorlar ancak Veliaht Prens Muhammed bin Selman, mutlak monarşinin bizim tercih ettiğimiz hükümet şekli olduğunu söylüyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Arap halklarına yeniden güven kazandırmalıyız"
Gazeteci Cemal Kaşıkçı, "Otoriter rejimlerin çağında yaşıyoruz." ifadesini kullanarak, birçok Arap ülkesinde insanların büyük bir lidere ihtiyaç duyduğunu ve demokrasinin bu büyük lidere zarar verebileceğini savunduğunu yazdı.
Arap dünyasındaki demokrasinin radikal İslamcıların da tehdidi altında olduğuna değinen Kaşıkçı, "Başarısızlıklar ya da devletler ve devletle ilişki entelektüeller tarafından işletilen televizyonlardan gelen baskıcı propagandaya yenik düşerek demokrasi umudunu kaybeden Arap halklarına yeniden güven kazandırmalıyız." görüşünü paylaştı.
Kaşıkçı, demokrasi terimini özgürlük, güçler ayrılığı, şeffaflık gibi değerlerle örtüşen bir şekilde kullandığını belirterek, "Amaçlarımıza Arap dünyasında iyi bir yönetim, eşitlik ve adaletle ulaşabiliriz. Arap dünyasında kitlesel şiddeti durdurmak için de demokrasiye ihtiyaç duyuyoruz. Günümüzde iki tür Arap ülkesi var: Suudi Arabistan, Ürdün ve Fas gibi ülkelerin iyi bir yönetim ve getirdiği güçler ayrılığı nedeniyle demokrasiye ihtiyacı var. Libya, Suriye, Yemen gibi savaştan yıpranmış ülkelerde de demokrasi bir tür güç paylaşımı sağlayacaktır." yorumunu yaptı.
Arap halkı olarak herkesin kendi ülkesinde demokrasiyi savunması ancak yabancı kuvvetler, liderler ve parlamenterlerle de konuşulması gerektiği vurgusunu yapan Kaşıkçı, şunları kaydetti:
"Yabancı liderlerden bazıları eski, ırkçı bir söylemi tekrarlayarak 'Arapların Arap oldukları için demokrasiye hazır olmadığını' söylüyor. Trump yönetiminin Arap dünyasında demokrasiyi desteklemeye hiç niyeti yok. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bile Mısır ya da Suudi Arabistan'da çok az politik değişiklik olacağını savundu."
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın yaptığı reformlara da değinen Kaşıkçı, "Arap dünyasında bugün yapılan bu kısıtlı reformlar ve genel siyasi durum, demokrasi karşıtı güçlerin argümanlarını güçlendiriyor. Bu acı gerçek, Arap dünyasında insanlar için gerçek bir seçim olarak demokrasi baskısı yapma ve bazı Arap devletlerinin başarısızlıklarına çözüm bulma çabalarımızı iki katına çıkarmak ve çalışmalarımızı sürdürmek için omuzlarımıza daha çok yük bindiriyor." ifadeleriyle değerlendirmelerine son verdi.
(AA)