Akşam Gazetesi
Almanya'nın doğal gazdan çıkış yolunun temiz kaynaklardan üretilecek enerjide olduğunu belirten Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı Müsteşarı Patrick Graichen, "Enerji sektörü paydaşlarımız Avrupa enerji sisteminin doğalgaza bağımlılığını azaltmak ve temiz enerji dönüşümüne katkı sağlamak amacıyla hidrojen boru hatlarının haritalandırdığı European Hydrogen Backbone İnisiyatifi'ne Türkiye'nin de dahil olması için çalışmalar yürütüyor. Türkiye'nin dahil olması gereken haritada, İtalya, Libya gibi ülkeler de var" diye konuştu.
FOSİL YAKITLARA SON
Hidrojenin taşınması için bir boru hattı inşa edilmesi durumunda Türkiye'den çıkan hattın Avusturya üzerinden Almanya'nın güneyine geleceğine işaret eden Patrick Graichen şunları kaydetti: "Almanya'nın doğal gazdan çıkış yolu yeşil hidrojenden üretilecek temiz elektrikte. Türkiye'nin sahip olduğu muazzam güneş ve rüzgar enerjisi potansiyelini yeşil hidrojen üretiminde kullanarak, üretilen yeşil hidrojenin Türkiye'den Almanya'ya inşa edilecek boru hatlarıyla taşınması üzerine çalışıyoruz." Graichen, hidrojen konusunun 2030'a kadar tartışılacağını ancak gerçek bir piyasanın 2030'dan sonra ortaya çıkacağını belirterek, "İklim değişikliğiyle mücadelede birçok hedef konuldu. Bunlardan biri de fosil kaynakların 2035'ten sonra Almanya'da kullanılmayacağı yönünde" dedi.
FİLYOS'U BİR TABUR ASKER KORUYOR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 20 Nisan'da devreye alınan Karadeniz doğalgazının kara tesislerini bir tabur asker koruyor. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Melih Han Bilgin yaptığı paylaşımda Filyos tesislerini koruyan askerlerin görüntülerine yer vererek "Filyos Kara tesislerini koruma görevindeki kahraman jandarma taburumuzun gözüyle test işlemlerimiz" ifadelerini kullandı. Bilgin daha önce de yaptığı açıklamada tesislerde en üst düzey güvenlik uygulandığını belirterek kendisinin bile gece 24.00'ten sonra tesislere girişinin yasak olduğunu söylemişti.
RUSYA KRİZİNDEN SONRA HIZLANDI
24 Şubat 2022'de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan bu yana enerji piyasalarında dengesizlikleri beraberinde getirmişti. Bu dönemde iklim değişikliğiyle mücadele hedefleri sebebiyle mesafeli yaklaşılan ve kullanımına son verilmesi planlanan kömüre ve nükleer enerjiye geri dönüş savaş ile yaşanan enerji krizi sonrası hızlanırken, bu dönemde yenilenebilir enerji projeleri ve bu alana yapılan yatırımlar artış gösterdi. Aynı zamanda hidrojen teknolojilerine yatırım ve bunların geliştirilmesine yönelik politikaların kapsamı genişletildi.