1
Akıncı Üssü davasının dünkü duruşmasında, o dönemde yarbay rütbesi ile görev yapan Uçaksavar Tabur Komutanı Albay İbrahim Galin ifadesinde, darbecilerin Akıncı Üssü'ndeki faaliyetlerini anlatırken, özellikle darbeci general Akın Öztürk'ün, kalkışma başarısız olunca yaptığı takiyeleri gözler önüne serdi.
"Generallerin elleri bağlıydı ancak Akın Öztürk çok rahattı"
"İçeride elleri ve ayakları kelepçelenmiş üst rütbeli askerler vardı. Bunları makasla kesip kurtardık. Bu sırada orada bulunan ancak derdest edilmediği her halinden belli olan Akın Öztürk de bana doğru yönelip, 'beni de kurtardın Galin' diyerek sarılmak istedi. Ben Akın Öztürk'ün durumunu derdest edilenlerden farklı değerlendirdiğim için sarılma isteğini elimle iterek reddettim."
"Yerlerini önceden biliyordu"
"Benden kendilerini Yuva- 4 misafirhanesine götürmemi istediler. Ben bunlardan şüphelendiğim için yolun bir bölümünde, normal yoldan saparak daha uzun ve kötü yoldan gitmek istedim. Az önce kendilerini oraya götürmemi isteyen bu kişiler benim başka yola sapmama rağmen kendileri normal düzgün yoldan gittiler. Buradan da aslında derdest edilen komutanların nerede olduklarını anladım. Orada yaklaşık 10 generali ve üst rütbeli kişiyi kurtardıktan sonra Akın Öztürk, 'diğer 6 kişi nerde' diye sordu. Bu sözünden de Öztürk'ün aslında orada kaç kişi olduğunu önceden bildiğini fark ettim.
"Savcılar belge yok etti"
Tanık İbrahim Galin darbecilerin, kalkışmanın başarısız olacağını anladıktan sonraki aşamada delilleri nasıl yok etmeye çalıştıklarını, bunu da kalkışma faaliyetinden hemen sonra üsse gelen ve daha sonradan FETÖ'cü oldukları anlaşılan askeri savcılar eliyle yaptıklarını da şöyle kaydetti:
"İlerleyen saatlerde sürekli bazı evrakların kırpıldığını gözlemledim. Bu faaliyeti askeri savcılar yürütüyordu. Üs Komutanı darbeci Hakan Evrim'in odasında da bu faaliyet yürütülüyordu. Sonradan da üssün birçok yerinde kırılmış, atılmış tabletler, cep telefonları, sim kartları gördük. Adli makamlara haber vererek bu delillerin toplanmasını sağladık."
(Sabah)