24 TV'nin her bölümü ses getiren programı Arafta Soruların bu haftaki konuğu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki oldu.
Star yazarı Esra Elönü'nün sorularını cevaplayan Özhaseki sözlerini şöyle sürdürdü:
Her sene bir tane anket yapmaya karar verdik. Geçtiğimiz sene tam pandemi ortasında yaptırdık şimdi pandemi çıkışı tekrardan yaptırdık. Anketlerde Belediye Başkanlarımızın başarılarını, iyi ve kötü yönleri tek tek sorup oradan bir sonuç çıkarıyoruz. Her açıdan herkes tarafından değerlendirmeye alıyoruz. Eksi yönlerimizi artıya çekmek için çabalıyoruz. Hizmet aşkı ile dolu tüm Başkanlarımız, gayret ediyorlar. Son dönemlerde genel seçim için kararsız vatandaş grubu çoğaldı. Kararsız olan kesime "Türkiye'nin problemlerini kim çözer?" sorusuna çok yüksek oranda Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti çıkıyor. Bu da önümüzdeki günlerde kararsız kesimin nereye doğru kayacağının alameti.
Millet İttifakı'ndan oluşmuş bir hükümetin, Türkiye'ye hiçbir şekilde faydasının olmayacağını düşünüyorum.
Millet İttifakı'ndan oluşmuş bir hükümetin, Türkiye'ye hiçbir şekilde faydasının olmayacağını düşünüyorum. Ne için geliyorlar oraya? Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için geliyoruz diyorlar.
Kimlerle bir araya gelip bu işi yapacaklar? CHP, HDP, İYİ Parti ve temasta oldukları tam söyleyemediğimiz diğer partiler... Bu partilerden kimin dediği olacak? 5 tane benzemez bir araya getirip nasıl bir medeniyet inşa edecekler? Bir felaket doğar. Ben bu yüzden karşı tarafın pek bir şansı olduğunu düşünmüyorum.
İnsanların annesini, babasını bile huzur evine gönderdiği bir dönemde 'Suriyeliler neden çıktı' demelerini yadırgamıyorum. Belki de bu, bugünün(çağın) getirdiği bir hastalıktır diye düşünüyorum.
İnsanların annesini, babasını bile huzur evine gönderdiği bir dönemde 'Suriyeliler neden çıktı' demelerini yadırgamıyorum. Belki de bu, bugünün getirdiği bir hastalıktır diye düşünüyorum. Suriyeliler geldikten sonra hiç kimsenin çorbasında bir tas bile eksilmedi, kimse ekmeksiz kalmadı. Suç işleme oranlarına baktığımızda o oranlar bizdekiler kadar bile değil. Ben hala daha işin insani tarafındayım. Canlı olan her şeye merhamet ederken neden bir insana merhamet etmiyorsunuz?
Eskiden kendilerini elit görenler, milletin üstünde görenler ve bize hayatı zehir etmeye çalışanlar, bizimle eşit konuma gelince, bu durum onların çok zorlarına gitti.
Eskiden kendilerini elit görenler, milletin üstünde görenler ve bize hayatı zehir etmeye çalışanlar, bizimle eşit konuma gelince, bu durum onların çok zorlarına gitti. Başörtülü olarak siz çıktığınızda size de bakmasınlar bende açık biri gördüğüm zaman bende bakmayayım. Zaten bakmıyorum, öyle bir derdimde yok. Eşit olmak sisteme hâkim olduğuna inananların hiç hoşuna gitmedi.
Algı kelimesi çok iğrenç bir kelime. Algı yalan demek. Ama ne yazık ki günümüzde karşı taraf bunu çok kullanıyor ve dehşetle bunun üzerine oynuyor. Az öncede söylediğim gibi Belediyelerde hiçbir şey yapmayıp çok şey yapıyormuş algısı gayretindeler. Bunun gibide algıya oynuyorlar.
Bize karşı yapılan yalanlarla da mücadelede biz bir şey yapmıyoruz. Er ya da geç ortaya çıkıyor.
İBB, geçtiğimiz 25 yılda (AK Parti dönemi öncesi de dahil) 25-26 milyar kadar borçlanmış, şuanda İBB yönetimi 2 yıl için 20 milyara yakın borçlanma istemiş.
Belediye meclisi kendisi evvelden yetkiyle çalışır. Biz Ankara'da ve İstanbul'da meclislerde fazlayız. Bundan birkaç ay kadar önce Tevfik Bey'den meclise kaç kara geldiğini ve kaçına itiraz edildiğini istedim. Arada 2-3 meclis daha yapıldı ama o sayıları bilmiyorum. Tevfik Bey'in bana verdiği rakam 2 sene 3 ay içerisinde 2179 teklif geldiğiydi. Siz ne kadarına evet dediniz ne kadarını reddettiniz diye sorduğumda %98'ine evet dediğini %2'sine hayır dediğini söyledi. O ikisinin ne olduğunu sordum.
Büyükçekmece'de parkı bozup yerine kütle koymalarına bir de eksik evrak hazırladıkları için itiraz ettik dedi. İBB, geçtiğimiz 25 yılda yani AK Parti dönemi öncesi de dahil toplamda 25-26 milyar kadar borçlanmış, şuanda İBB yönetimi 2 yıl için 20 milyara yakın borçlanma istemişler ve arkadaşlarımız evet demişler. Nasıl engellediğimizi anlamadım. CHP'li belediyeler mağduriyet edebiyatını sevdiler. İş yapmamazlıklarını sanki mecliste engel varmış gibi anlatıyorlar bizler de hayretler içerisinde izliyoruz.
Siyaseten bazen sizin dediğiniz olmayabilir, kırılabilirsiniz, beklentiniz de gerçekleşmeyebilir. Böyle bir durumda hiçbir zaman karşı tarafın, kötülerin ekmeğine yağ sürecek bir şey yapmam. Yapanları da kınadığımı söyleyebilirim.
Ayasofya'nın açılışı sanki zinciri kırmak gibi. Herkesten bu duygu ve düşünceleri paylaşmasını bekleyemeyiz. Onlar, karşıda Sultanahmet Camii var gidip orada namaz kılınsın diye düşünebilirler. Ama benim için sadece namaz kılınan bir mekan değil orası ya da yeni bir cami yaptırıp açılışını yapmak gibi değil. Benim gibi bakmayan insanları da anlayışla karşılarım. Bazılarının makamlarından ayrıldıktan sonraki muhalefetine gelirsek kendi kendime düşündüğüm de olmuştur. Siyasette kırgınlıklar olur mu çokça olur. Herkesin bir kırgınlığı vardır. Gerek yaşamış olduğu olaylardan gerek beklentilerinin yerine gelmemesinden ya da bakan olup daha iyi bir yerde olamamaktan dolayı kırgınlıkları bulunabilir. İdare zor bir iştir. Osmanlı'nın en şahşalı dönemi için hep Kanuni örneği verilir. Kanuni'nin döneminde Anadolu'da insanlar işlerine, camilere, evlerine rahat gidiyorlardı. Huzurun en hakim olduğu dönemlerde bile Topkapı hep canlıydı ve her an bir problem vardı. Oradakiler tedbirliydi. Doğru kararları sonucunda Anadolu rahat ediyordu. İdare merkezi her zaman tartışmalı, kavgalı, gürültülüdür. Bunca badire arasında sizin dediğiniz olmayabilir ve kırılabilirsiniz. O zaman ne yapacağımı nefsime çok sormuş birisi olarak sessizce çekilirim ve dediğim olmuyor, istediğimi yapamıyorum diyerek arkadaşlarım için dua edip eğer uyarı görevim varsa yerine getiririm. Karşı tarafın ve kötülerin ekmeğine yağ sürecek bir şey asla yapmam. Yapanları da kınadığımı söyleyebilirim.
Ne yazık ki (CHP) şuana kadar taş üstüne taş koymadı. Yaptıkları tek şey algı operasyonu. Bunda da başarılılar. Takdir ediyorum arkadaşları!
Ne yazık ki daha taş üstüne taş koymadılar yaptıkları tek şey algı operasyonu. Bunda da başarılılar. Taktir ediyorum arkadaşları. 5 sene çok çabuk geçer ve sonu geldiğinde sana 5 sene yetki verdik ne yaptın diye sorarlar. Daha sonra önceki sözlerinizi size hatırlatırlar. Mesela arkadaşlar hep AK Partili İstanbul, Ankara gibi illeri alacağız ve işçilerini işten atmayacağız siz de bize oy verebilirsiniz. Hatta genel başkanları Kemal Bey bir tek emekçiyi işinden atmayacağız diye büyük laflar edip İstanbul'da 12.000 kişiyi işten attılar. Bizi dinleyenler siz çok adam almışsınız onlar da rahatlamak için işten çıkartmışlar diyebilirler. Onlar dostlarımız dedikleri partiler ile paylaşarak 18.000 kişiyi işe aldılar. Dün ne diyordunuz bugün ne yapıyorsunuz. Nihayetinde vatandaşımız bunlara siz ne yaptınız diye soracak ve o zaman da verecek bir cevapları olmayacak diye düşünüyorum. Bizim dönemimiz ve bu dönemi karşılaştırınca geçmişte çok başarılı olduğumuzu görecekler. Biz inşallah AK Partili belediyeler olarak hizmete devam edeceğiz.