YELDA GÖKDAĞ
O gece AK Partili Milletvekillerinin darbe anını öğrendikleri dakikadan itibaren kendi aralarındaki konuşmaların bir kısmını da
AKŞAM ile paylaşan Köseoğlu, “Tam bir birlik ve dayanışma ruhuyla Genel Kurul Salonu’nda ölmeyi bekledik” dedi. İşte Köseoğlu’nun açıklamaları:
DARBEYİ TAKSİCİDEN ÖĞRENDİM
“Kızım o gün Ankara’ya geldi ve birlikte bir taksideyken, kırmızı ışıkta yandaki taksi şoförü, bizim şoföre. “Abi darbe oluyor” dedi. Ben inanmadığım için ‘Ne alaka’ dedim. Ardından AK Parti milletvekillerinin WhatsApp konuşmalarında yazışmalar arka arkaya gelince İstanbul’daki vekil arkadaşımı aradım ve ‘Evet darbe girişimi gibi görünüyor’ dedi. Herkes gruptan, ‘Ne yapacağız’ diye istişare ederken saat 23.00’te Başbakanımız TV’ye bağlandı ve bir darbe kalkışmasının olduğunu söyledi.”
DARBENİN SOĞUK NEFESİ
“Meclis’e gidilmesi noktasında bir görüş oluşunca bir milletvekili arkadaşımızın danışmanı beni, Meclis’e bıraktı. Kızımla helalleştim. O da ilk defa yalnız kalacak evde, bir taraftan uçaklar çok alttan uçuyorlar, korkunçtu. Meclis’e 500 metre kala yolun kesilmiş. Danışman oradaki polise, ‘Vekilimi Meclis’ götürüyorum’ deyince vekil çok sert şekilde konuştu. Ben o gün orada görev yapan polisin kesinlikle FETÖ’cü olduğunu düşünüyorum. Darbenin o soğuk nefesini hissettim. Genel Kurul’un içine gireceğiz ama Meclis o gün çalışmadığı için Genel Kurulun kapısını açacak kimse yok. Anahtar yok, görevli yok. Bir iki denemeyle kapıyı kırıp içeri girelim diye yüklenen Milletvekilleri oldu. Vekiller kapıya yüklenirken anahtar bulundu. İçeriye girdik ve o tarihi anlar başladı. Milletvekillerinden esir alınacağımız fikri oluşmaya başladı.”
BOMBA ATILDIĞINDA ŞAŞIRDIK
“Meclis’e ilk bomba atıldığında ‘Aman Allah’ım Meclis’i bombalıyorlar’ dedik. Hiçbir düşmanın bile yapamayacağı bir şeyi yapabildiklerine inanamadık gerçekten. Genel Kuruldan ‘periscope’ yayınını ben yapmıştım. Bombanın düştüğü andaki tüm görüntüler uluslararası kanallar tarafından da izin alınmak suretiyle oradan alındı ve paylaşıldı.”
ÖLECEKSEK BURADA ÖLELİM
“Biz orada “Öleceksek burada öleceğiz” dedik. 18 kadın milletvekili oradaydı o akşam. Gideyim bakayım, silah bulabilir miyim diye yukarı çıktım. Polis arkadaşlara sordum “Ne var sizde?”. “Bizim kendi silahlarımız var” dediler. Başka bir şeyiniz yok mu, kendimizi koruyacak bir şey, verin bize” dedim. “Bir tane de kalaşnikof var dediler” “Ne diyorsun koca Meclis’te bir tane mi kalaşnikof var?” dedim.”
“ANNE YAŞIYOR MUSUN?”
“Kızım Beyza, her bomba sesinde mesaj atıyor, “Anne yaşıyor musun?” diyor. Gerçekten çok zordu. 15 Temmuz gazilerini hastanede ziyarete gittiğimizde bir tane kızımız vardı saçı punkçılar gibi kesilmiş farklı renklerle boyanmış. Normal şartlarda gençlikten umudumuzu kestik gibi sohbetlerde yapılır ya...15 Temmuz, işte bu ülkenin gençliğinin zor zamanda o damarlarındaki asil kanın tekrar hayata nasıl yansıdığını gösteren en önemli örneklerden biri.”