Adnan Oktar için hesap günü! Askeri casusluk, silahlı suç örgütü, cinsel istismar...

Siyasal ve askeri casusluk, kasten adam öldürmeye teşebbüs, silahlı suç örgütü, cinsel istismar… Rezaletleri bir bir deşifre edilen Adnan Oktar silahlı suç örgütünün yargılanmasına başlanıyor. 167’si tutuklu 226 sanık Silivri Ceza İnfaz Kurumlarında yargılanacak. Çocuklara cinsel istismardan casusluğa kadar onlarca suça imza atan, evden çıkmadan ayakkabısını fönle ısıttıran, adamlarına sırayla nöbet tutturup silahlandıran Adnan Oktar için 420 yıldan 871 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Bugünkü duruşma öncesi salonun bulunduğu alanın giriş ve çıkışlarında kontrol noktaları oluşturuldu. Duruşma salonuna önce avukatlar ile tutuksuz sanıklar alınırken, duruşmayı takip etmek için gelen çok sayıda izleyici ise daha sonra salona alındı.

Adnan Oktar suç örgütüne yönelik soruşturma sonucunda haklarında dava açılan ve suç örgütünün elebaşı Adnan Oktar’ın da aralarında bulunduğu 167’si tutuklu olmak üzere 226 sanık, bugün hâkim karşısına çıkacak.

Dosyada, 33 sanığın yanı sıra etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan 24 sanık olmak üzere 57 sanık hakkında adli kontrol kararları bulunuyor.

Mağdur ve müştekilerin yanı sıra 23 tanık ve etkin pişmanlıktan yararlanan 25 kişinin beyanlarına yer verilen iddianamede, suç örgütünün kurucu ve yöneticisi olan sanık Adnan Oktar elebaşılığındaki silahlı suç örgütünün biri firari 13 yöneticisi bulunduğu anlatılıyor.

ADNAN OKTAR NEYLE SUÇLANIYOR?

İddianamede, örgüt elebaşı Adnan Oktar hakkında ise “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek”, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetmek”, “Terör örgütüne (FETÖ) üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek”, “Kasten adam öldürmeye teşebbüs”, “5607 sayılı Kaçakçılık Kanununa Muhalefet Etmek”, “Resmi belgeyi yok etmek”, “Resmi belgede sahtecilik”, “Nitelikli cinsel saldırı”, “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı”, “6136 Sayılı Kanuna Muhalefet Etmek”, “Eğitim öğretim hakkının engellenmesi”, “Eziyet etmek”, “Şantaj”, “Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak”, “Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak”, “Dolandırıcılık”, “3628 Sayılı Kanuna Muhalefet”, “Hakaret”, “Tehdit”, “Hukuka Aykırı Olarak Kişisel Verileri Kaydetmek”, “Suçluyu kayırmak” ve “Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması” suçlarından toplam 420 yıldan 871 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

İDDİANAME YER ALAN ÇARPICI DETAYLAR

İddianamede örgütün casusluk, şantaj ve cinsel istismar gibi çok sayıda suçu detaylı şekilde anlatıldı. İddianamede yer alan bazı bölümler şöyleydi…

İddianamede örgütün silahlanma ve nöbet sistemine ilişkin ayrıntılar anlatıldı.

Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’nün silahlanarak başta örgüt liderini korumayı hedefledikleri ve bu silahlanmayı mağdur ve müştekiler üzerinde korku ve baskı unsuru olarak kullanıp iradelerini sakatladıkları anlatılan iddianamede, örgütün işlenen suçlarda silahlanmayı tehdit unsuru olarak kullandığı belirtildi.

SİLAH ALABİLMEK İÇİN…

İddianamede, silah taşıma ruhsatı alabilmesi için kısım örgüt üyelerinin yine örgüte ait şirketlerde yönetici, genel müdür veya ortak statüsünde gösterildiği belirtilerek, bu örgüt üyelerinin gerçekte ilgili şirketlerde fiili olarak yöneticilik yapmadıkları, aksine görevlendirme ve ortaklıklarının is¸ hayatının olağan akışına aykırı şekilde kısa süreli olduğu ifade edildi.

KURGU OLAYLARLA SİLAH RUHSATI ALDILAR

Örgüt üyeleri, can güvenliklerinin tehdit altında olduğu iddiasını desteklemek için “kurgulamak suretiyle bir kısım vakalar yarattı” ve bu kurgu olayları gerekçe gösterip bir kısım örgüt üyeleri taşıma ruhsatı aldı. Evlerde yapılan aramalarda 79 tabanca, 23 tüfek, 17 bin 596 fişek bulundu.

ADNAN OKTAR SİLAHLANMA TALİMATI VERMİŞ

İddianamede ifadelerine yer verilen tanık H.F, Adnan Oktar’ın 1992-1993 yıllarında bir ayet okuyarak silahlanma talimatı verdiğini belirtti.

ÖRGÜTTE “NÖBET” İBADET KABUL EDİLİYOR

Suç örgütünün “nöbet sistemi”ne ilişkin bilgilere de yer verilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Örgütte, Adnan Oktar ‘resul’ kabul edildiği için onun korunması her şeyden önceliklidir. Dolayısıyla nöbet ibadet kabul edilir. Örgütteki bütün erkekler mutlaka haftada en az bir gün örgüt liderinin yaşadığı Dragos olarak adlandırılan ikamette, daha sonra da Hür Sokak’taki A9 TV stüdyosunda ve Adnan Oktar’ın olduğu her yerde nöbet tutmaktadırlar.”

“OKTAR, DEDEMDEN KALACAK MİRASI BEKLİYORDU”

Müşteki ifadesinde, dedesi Cevat Babuna’nın vefatından sonra örgüt elebaşı Oktar’ın, dedesinden kalacak mirası beklediğini vurgulayarak, “Adnan Oktar, güya evlatlık vazifelerini yerine getirdiler denmesi için Tuba (Tuba Babuna) dışında dedemin diğer çocuklarını cenazeye gönderdi. Adnan Oktar, Tuba’nın yıllardır kaçacağından şüphelendiği için ve onu hapsettiği için cenazeye de göndermedi. Cenaze törenine örgütün silahlı adamlarından yaklaşık 15 kişi, para ile tutulan özel güvenlikler ve avukatları eşliğinde geldiler. Beni ve akrabalarımızı cenazenin taşınması esnasında itip kakarak, mezar basında cenazemizi defnederken basıma silahlı adamlarını dikerek orada da bana ve aileme eziyet ettiler.” şeklinde beyanda bulundu.

ŞİFRELİ KONUŞMA VE FİŞLEME

Örgütün “bacılar” bölümünün finans ayağının başında yer alan bir sanığın Alev Babuna’dan para isteneceği zaman telefonda “gelirken 10 sade poğaça getir, 10 light kola getir, 10 peynirli poğaça getir” dediği kaydedildi.

ÖRGÜTTE OKTAR’DAN SONRA DİDEM ÜRER GELİYOR

Örgütte Oktar’dan sonra en yetkili ismi olduğu değerlendirilen sanık Ulviye Didem Ürer’in “Bacılar ve Erkekler” grubundan sorumlu olduğu, örgüt içinde “Baş İmam” olarak tanındığı ve imamların gruplarına gidip Oktar’dan notlar ilettiği kaydedilen iddianamede, örgüt yöneticilerinden kod adı “Toro” olarak bilinen Tarkan Yavaş’ın Oktar’ın koruması olduğu, “İmamlar İmamı” denilen örgütün üst yapısında Yavaş’ın erkekler grubunda olduğu bilgisine yer verildi.

NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMAR

Şikayetçi H. ifadesinde, örgüte 17 yaşında dâhil olduğunu, ancak örgüt üyelerinin küçük yaşta olmasından kaynaklı dini duygularını kullanıp sağlıklı karar vermesini engellediklerini anlattı. H. ifadesinde, “17 yaşımdayken beni taciz edenlere ek olarak M. beni 18 yaşıma girdikten sonra çeşitli yollarla taciz etti. Helal olduğunu iddia ettikleri bütün taciz ve tecavüzlere maruz kaldım.” dedi.

H. ayrıca Adnan Oktar’ın yanına ise bir daha gitmek istemediğini, ama A.E.’nin üzerinde yoğun bir psikolojik baskı kurduğunu belirtip şunları anlattı:

“Adnan Oktar’ın yanına tekrar gitmeye başladım. Oktar’a her gittiğimde tacizleri daha da arttı. Sonraki görüşmelerimde Oktar, ‘Çocuklarla (kardeşlerle) birlikte ol, ilişki konusunda uzmanlaş. Gelirken de seksi iç çamaşırları giyip gel’ dedi.”

“BENİ 18 YAŞINDA CARİYE OLARAK ALDI”

Etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olan şüpheli B.B. de, Sabah’ta yer alan habere göre Oktar’ın kendisini 18 yaşında cariye olarak aldığını söyledi. Bayraktar ifadesine şöyle devam etti:

“Oktar turnike sistemi hakkında, ‘Kızların nefisleri ezilip itaat etmeleri için bu şart. Burunlarının sürtmesi gerek. Cinsel ilişkiye doyup akılları kalmasın diye yapmaları gerek’ derdi. Kadınları tehdit eder ve birçok kişi ile ilişkiye sokardı. Ben ilk aylarda çok sayıda turnike denen rezalete maruz kaldım.”

“BANA GELECEK KIZLAR ÇAMAŞIR GİYMESİN”

Bir başka itirafçı ise “Adnan Oktar bir gün, ‘Hep kendinize çalışıyorsunuz. Gelen giden yok. Elinizin altındakileri çıkarın’ dedi. Miray isimli bir kızla sevgili olduk, yüzeysel cinsel ilişki yaşadık. Daha sonra onu Oktar’a götürdüm. Kızlardan dekolte giymelerini istedim çünkü Oktar’a gidecek kızlarla ilgili Oktar bana, ‘Bana gelecek kızlar iç çamaşırsız ve dekolteli olsun’ derdi.” diye ifade verdi.

ADNAN OKTAR’IN ÖRGÜTÜNDE FETÖ İZLERİ

İddianamede örgütle FETÖ arasındaki benzerliklere vurgular yapıldı, bazı örnekler verildi.

Örneğin el koyulan ve inceleme yapılan dijital materyallere göre, sanık Ulviye Didem Ürer’in cep telefonundan yaptığı sohbet kaydında kendisinin FETÖ iltisaklı olduğu bilinen “ROTA Haber” isimli sitede yazar olduğunu belirttiği aktarıldı.

Sanıklar Bora Yıldız ve Mehmet Ender Daban isimli şahıslardan ele geçirilen materyaller arasında “Herkul.org iPhone uygulamaları” isimli klasöre rastlandığı vurgulanan iddianamede, bu sitenin FETÖ’nün propagandasını yapan, örgüt elebaşı Fethullah Gülen’in söz, yazı ve videolarını paylaşan, halen yurt dışı sunucularından FETÖ örgütü mensuplarına yönelik yayınlar yapan “Herkül nağme”, “Özgür Herkül” isimleri ile bilinen internet sitesi olduğu anımsatıldı.

FETÖ’nün firari yöneticisi Şerif Ali Tekalan’ın, Adnan Oktar suç örgütünün tutuklu mensubu Kartal İş ve Altuğ Müştak Berker tarafından Fatih Üniversitesinde ziyaretine ilişkin paylaşımlar yaptığı belirtilen iddianamede, bu konuyla ilgili İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde FETÖ’den yargılanan bir sanığın ifadesinde, “Üniversiteye (Fatih Üniversitesi) Adnan Oktar bir gün iki kişi gönderdi. ‘17-25 Aralık döneminde sizlere destek olacağız’ diye, Şerif Ali Tekalan’a söylemeleri için göndermiş.” şeklindeki beyanına da yer verildi.

CASUSLUK FAALİYETLERİ

Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü iddianamesinde, örgüt yöneticileri şüpheliler “Dido” kod adlı Ulviye Didem Ürer, “Yellow (Sarı)” kod adlı Yeliz Sucu, “Fevzi” kod adlı Merve Büyükbayrak ve “Tez” kod adlı Sinem Tezyapar’ın, örgütün uluslararası casusluk ağında önemli faaliyetleri olduğu bilgisi yer aldı. Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’nün uluslararası casusluk faaliyetlerinden elde ettiği bilgileri bu isimler aracılığıyla sakladığı bilgisi itirafçıların ifadelerinde ortaya çıktı.

EVDEKİLERE EZİYET

Suç örgütü ele başı Adnan Oktar’ın evdekilere çeşitli eziyetleri de Sabah gazetesi tarafından haberleştirilmişti. Bazı detaylar şöyle…

YASTIKLARI YANLIŞ YERE KOYULURSA KADINLARA ŞİDDET UYGULUYORDU

Adnan Oktar’ın evine yapılan baskında dev yatağı çok konuşulmuştu. Yatağında dört yastık bulunan Adnan Oktar, bu yastıkların koyulma açılarına da büyük titizlik gösteriyordu. Bu yastıkların sorumlusu olan Gülgün Göktan, yastıklar yanlış yere koyulursa dayak yiyordu.

İÇME SUYU 20 DERECE DEĞİLSE DAYAK ATIYORDU

Adnan Oktar’ın hizmetindeki müritlerden Gülgün Göktan, en çok dayak yiyen isimlerin başında geliyordu. Adnan Oktar’ın içme suyu 20 derecede 7 dakika boyunca ısıtılıyordu. Bunu beceremeyen mürit Gülgün Göktan’ı ise dayakla uyarıyordu.

YATAĞI UYUMADAN ÖNCE SAÇ KURUTMA MAKİNESİYLE ISITILIYORDU

Adnan Oktar’ın tuhaf uygulamaları bunlarla sınırlı değil. Oktar uyumadan önce yatağı saç kurutma makinesi ile dakikalarca ısıtılıyordu.

İÇ ÇAMAŞIRLARINI DA MİKRODALGA FIRINDAN GEÇİRİYORDU

Adnan Oktar iç çamaşırlarına da büyük titizlik gösteriyordu. İç çamaşırları salı ve cuma günü önce ultra viyoleden geçiriliyor, daha sonra mikro dalga fırında ısıtılıyordu. İç çamaşırlarını sadece Neşe Uzel isimli müridi ütüleyebiliyordu.

KADIN MÜRİDİNİN SAÇINI KESTİ, KAŞLARINI KAZITTIRDI

Adnan Oktar’ın bir kadın müridine kafayı takması için özel bir şey yapmasına gerek yoktu. Görkem Erdoğan isimli müridinin önünden yürümesine sinirlenen Adnan Oktar, kadının saçlarını kesti ve kaşlarını kazıttırdı.

UYUMADAN ÖNCE 5 KİŞİ MASAJ YAPIYORDU

Adnan Oktar yatmadan önce masaja çok önem veriyordu. Uyumadan önce mutlaka birden fazla kadın müridi tarafından vücuduna masaj yapılıyordu.

KADINLARA DÖRT AYAK ÜSTÜNDE YÜRÜME CEZASI VERİYORDU

Adnan Oktar’ın kadınlara yönelik garip cezaları vardı. Bazı kadınlara gün boyunca yerde dört ayak üstünde dolaşma cezası veriyordu. Kadın müritlerinden Selda İnal sürekli olarak evin içerisinde bu şekilde dolaşıyordu.