Acılı annelerin beklentisi aynı! En güzel hediyemiz adalet

Pazarda katledilen Mattia Ahmet Minguzzi ile ehliyetsiz sürücünün ezdiği Murat Aci'nin anneleri AKŞAM'a konuştu. Yasemin Minguzzi, “Oğlum her Anneler Günü'nde çiçek alırdı, hiç unutmazdı. Tehditlerden korkmuyorum. Başka Ahmet'ler ölmesin diye adalet mücadelemi sürdüreceğim.” dedi. Pervin Aci ise, “Hâlâ oğlumun odasına giremiyorum. Eylem Tok ve oğlu Timur Cihantimur'un en ağır cezayı almaları benim için en güzel Anneler Günü hediyesi olacak.” ifadelerini kullandı.

AYŞENUR DÜLGER - BÜLENT ŞANLIKAN

BİNLERCE AHMET'İN ANNESİYİM

Kadıköy'de öldürülen Mattia Ahmet Minguzzi'nin annesi Yasemin Minguzzi'nin Anneler Günü'nde ilk kez oğlu yanında değil. Oğlunun el emeği hediyesine sarılan Minguzzi, "Binlerce çocuk bana evlat oldu. Onlar için ayaktayım" dedi.

İstanbul Kadıköy'deki bitpazarında 14 yaşındaki oğlu Mattia Ahmet Minguzzi'yi uğradığı bıçaklı saldırıda kaybeden Yasemin Akıncılar Minguzzi, Ahmet'siz ilk Anneler Günü'nde AKŞAM'a konuştu. Oğluyla geçirdiği Anneler Günü anılarını anlatan Minguzzi, "Yusuf yüzlü, sürmeli oğlum bana her Anneler Günü'nde çiçek alırdı. Hiç unutmazdı. 2018 yılında ise Ahmet Anneler Günü için okulda el emeğiyle bez bir çantanın üzerine çiçek resmetmiş ve İtalyanca 'Seni Seviyorum, Mattia' diye not yazıp, bir köşesine de kalp çizmişti. Şimdi odasında duruyor. Bu hediyeyi bana bırakması çok güzel bir hatıra oldu" dedi. Oğlunun vefatının ardından zaman zaman varlığını hissettiğini belirten anne, "Bazen yanıma geliyor gibi hissediyorum. 23 Nisan'da onsuz kutladığımız doğum gününde de gelmişti. Anneler Günü'nde en büyük hediyem, yine gelip sol omzuma dokunması olur" ifadelerini kullandı.

Anne Yasemin Minguzzi, evlat acısını yaşayamadan tüm çocuklar için adalet mücadelesine başladı.

Yasemin Akıncılar Minguzzi, Ahmet'in el emeği Anneler Günü hediyesini anılarla dolu odasında saklıyor.

'ADALETİ SAĞLAMADAN GİTMEM'

Oğlunun ardından yas sürecine giremeden adalet mücadelesine başladığını söyleyen Yasemin Akıncılar Minguzzi, "Bu Anneler Günü'nde benim evladım yanımda değil. Ama yüzlerce, binlerce çocuk bana evlat oldu, ben de onlara anne oldum. Çocuklara kapım hep açık olacak. Henüz oğlumun yasını tutamadım çünkü mücadelem devam ediyor. Aldığım tehditlerden de hiç korkmuyorum. Başka Ahmet'ler gitmesin diye dimdik ayaktayım. Adaleti sağlamadan da pes etmeyeceğim. Bu mücadele içimden başka bir Yasemin'i çıkarttı. Allah ve Ahmet bana güç veriyor" dedi.

HEDİYEM ADALET OLACAK

Eyüpsultan'da geçen yıl Yazar Eylem Tok'un ehliyetsiz oğlu Timur Cihantimur (17), ATV aracı yol kenarında arıza yapan Murat Aci'ye (29) çarpmış, ölümüne neden olmuştu. Tok ile oğlunun ABD'ye firar etmesiyle, geride gözü yaşlı Aci Ailesi kaldı. AKŞAM'a konuşan Murat Aci'nin annesi Pervin Aci, ikinci Anneler Günü'nü de buruk yaşıyor. Anne Aci, "Bu günün gelmesini hiç istemiyorum. Evlat acısı hiçbir şeye benzemiyor. Benim oğlumun olay sonrasında kurtulma şansının olduğuna inanıyorum. Orada bulunan insanlar ehliyet alırken ilk yardım eğitimi bilgisi almış insanlar. Evladımı ölüme terk ettiler. Orada vicdanlı birileri yokmuş" dedi. "Eylem Tok ile oğlunun en ağır cezayı aldıkları gün benim Anneler Günü hediyem olacak" diyen Aci, "Evladım bana en son Anneler Günü'nde beyaz renkli spor bir ayakkabı almıştı. Bir de kolye. Kolyeyi boynuma takamıyorum. O ayakkabıyı baktıkça gözyaşlarına boğuluyorum. Geçtiğimiz gün mezarına gittim. Muradım bana Anneler Günü'snde ne hediye alacaksın dedim. Şimdi de kızım bana o ayakkabının beyaz renkli olanını değil siyah renklisini alacak" dedi.

OTİZMLİ OĞLUNU SPORCU YAPTI

İstanbul'da yaşayan Gülnur Tunca (55), 4 yıl İngilizce öğretmenliği yaptıktan sonra yurt dışı eğitim ve kariyer planlama danışmanlığında uzmanlaşarak, 20 yıllık çalışma hayatında birçok öğrencinin hayatına dokundu. Tunca, 2003'te dünyaya getirdiği oğlu Tuna'nın 2.5 yaşında otizmli olduğunu öğrendi. Suyu çok sevdiğini fark edince oğlunu yüzmeye yönlendiren anne, onun eğitiminden sporuna kadar her şeyiyle ilgilendi. Gülnur Tunca, oğluna daha fazla zaman ayırmak için 2013'te işi bıraktı. 22 yaşındaki Tuna, 2018'de Çanakkale Boğazı'nda engelli kategorisinde ikinci oldu; İstanbul Boğazı'nı 3 kez yüzerek geçti.

KİMSESİZ ÇOCUKLARIN KANATSIZ MELEĞİ

İstanbul'da iki çocuk annesi Nimet Gürel (65), eşinin kıskançlığı nedeniyle hayatını kısıtlı alanda sürdürmek zorunda kalmış; ta ki 26 yaşında, evinin yakınlarındaki Bahçelievler Şeyh Zayed Çocuk Evleri Sitesi'ni görene kadar. İlk başta sadece bahçesinde gezmek için gittiği kurumda çocuklarla bağ kuran Gürel, yıllardır gönüllü anne oldu. Bir rastlantıyla başlayan hikayesiyle tam 40 yıldır çocuklara ilgilenen Gürel, kek, kurabiye, şekerlemelerle onların yüzünü güldürdü, oyunlar oynadı, dertlerini dinledi. "Buradaki çocuklarım olmadan yaşayamam" diyen Gürel, kurumda artık 'Nimet Anne' veya 'Nimet Babaanne' olarak tanınıyor. Gürel, "Kurumda kalan çocuklarım bana mektuplar yazıyor, resimlerimi çiziyorlar. Kendimi hep onların annesi olarak gördüm, kendi çocuklarımdan onları ayırt etmedim. Çocuklarımla birlikte kurumda mutfağa giriyoruz, pizza yapıyoruz, hamur kızartıyoruz. Elimden geldikçe ev ortamında gibi anneliği onlara tattırıyorum. Burada bir aile olduk. İnsanlar evde oturacaklarına, gün yapacaklarına buralara gelsinler, bu çocuklarla ilgilensinler" dedi.

Her gün kurumdaki çocukları ziyaret eden Nimet Gürel, onların ihtiyaçlarını gidererek, eğlenecekleri etkinlikler düzenleyip bol bol zaman geçiriyor.

YURTTA 'ANNE ŞEFKATİ'NE CİMER'DEN TEŞEKKÜR

Malatya'da İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Yasemin Taş, Kız Öğrenci Yurdu'ndaki görevli Nurten Kınık'a duyduğu minneti, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) gönderdiği duygusal bir mesajla ifade etti. Kınık'ın kendisine bir anne gibi yaklaştığını belirten Taş mesajında, "Annemin eli sanki üzerimde gibi hissediyordum onun varlığıyla. Ona hiçbir şey anlatmama rağmen bütün sıkıntımı anlamış ve benimle konuştu, bana sarıldı. Devlet malında şehidin, gazinin, yetimin hakkı olduğunu bilen nadir kişilerden. Bu yönüyle ona ayrıca saygı duydum" ifadelerini kullandı.

'EVLADIMIZA KAVUŞMAK EN GÜZEL ARMAĞAN'

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi iki bin 77'nci gününde sürüyor. Kocaeli'den 8 yıl önce kandırılarak dağa götürülen oğlu Eren için eylem yapan anne Fadime Aksu, "Çocuklarımızı aldığımızda en güzel Anneler Günü bizim olur. Bizim güçlü devletimiz, milletimiz var. Devletimize güveniyoruz. İnşallah çocuklarımıza kavuşuruz. O zaman en mutlu Anneler Günü'müz olur" dedi. Diyarbakır'dan 14 yıl önce kandırılarak dağa götürülen oğlu Mahmut için eylem yapan anne Bedriye Uslu da şunları söyledi: "Anneler Günü diyorlar ama bizim Anneler Günü'müz yok. Çocuklarımızın yolunu gözlüyoruz."

Evlat nöbeti tutan ailelerin sayısı, yurdun dört bir yanından gelenlerin de katılımıyla 382'ye yükseldi. Oturma eylemi sayesinde 61 aile evladını terörün pençesinden kurtarmayı başardı.