Açık Görüş'ten arşivlik çalışma! 27 Mayıs'a dair her şey…

Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 27 Mayıs 1960 darbesinin üzerinden 60 yıl geçti. Açık Görüş, 1960 darbesine ilişkin 13 farklı yazı dizisiyle önemli bir çalışmaya imza attı. Darbenin sosyolojik tabanını, Türk solundaki ayrışmaları, dönemin siyasi tartışmalarını ve CHP'nin Demokrat Parti ile ilişkisini inceleyen yazı dizileriyle okurlarına arşivlik bir çalışma sundu.

“İrtica, siyasî anlamıyla, 31 Mart 1909 ayaklanmasından sonra İttihatçıların siyasî edebiyata soktukları bir jargon oldu.” Türk solunun 27 Mayıs'a bakışı nasıldı? Prof. Dr. Cemil Koçak, Açık Görüş’ten Hale Kaplan Öz’e anlattı.

“1965 yılında gerçekleştirilen seçimler sosyalist solda 27 Mayıs’a ilişkin değerlendirmelerin değişmeye başlamasında önemli etkenlerden birisidir. 27 Mayıs’a dönük kanaatler 1965 seçimleri sonrasında kabaca iki eksende toplanmıştır.” Dr. Öner Buçukcu yazdı.

Dönemin siyasi ve askeri şartları içinde CHP lideri İnönü, idamları engellemek için gerçekten her şeyi yapmış mıydı? Meclis kürsüsünden DP'lileri azarlarken “Sizi ben bile kurtaramam!” diyerek neyi kastetmişti? Doç. Dr. Şerif Demir yazdı.

“Demokrat Parti, işçiler ve köylüler başka olmak üzere geniş halk kitleleriyle iyi ilişkiler kurdu. CHP sınıf esasına dayalı sendikalar kurulmasına şiddetle karşıydı.” Tarkan Zengin yazdı.

“14 Mayıs 1950’de başlayıp 27 Mayıs 1960’da son bulan 10 yıl 13 günlük Demokrat Parti(DP) iktidarı Türkiye’nin birçok alanda değişiminin yaşandığı kurucu dönemlerden biri olmuştur.” Rıfat Özcan yazdı

“CHP’nin “gözü, kulağı, sesi” Ulus gazetesidir velâkin diğer pek çok gazeteyle de hem kan bağı hem de derin rabıtaları vardır. Vekil adayları arasında daima çok sayıda gazeteci bulundurmuştur.” Bülent Tokgöz yazdı

“Darbeden üç gün sonra ABD’nin ve iki gün sonra İngiltere’nin tanıdığı, Jön Türklerin son versiyonu 39 kişilik albaylar cuntası, NATO ve CENTO’ya bağlılığını belirtirken, bürokrasi, ordu ve polis teşkilatında yönetici kesimin neredeyse tamamının tasfiye edildikleri görülmektedir.” Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu yazdı.

“Darbeciler, 9 ay 27 gün süren yargılama boyunca haklarında dişe dokunur bir delil bulunamayan Menderes ve arkadaşlarını her şeyden evvel korkudan astılar.” Dr. M. Mücahit Küçükyılmaz yazdı.

"Dedem anlatırken heyecanlanırdı. Çünkü kendisi okul yüzü görmemişti ama Menderes döneminde şirket kurabilmiş, maden arama ruhsatı çıkarabilmişti.” Mustafa Çiftçi yazdı.

“Kendine, toplumuna, diline ve geleneğine yabancılaşmış, geçmiş tarihi doğru düzgün bilmeyen nesiller gelecek her darbeyi alkışlayacaktır.” Doç. Dr. Bengül Güngörmez yazdı.

“Genelde 1946’da çok partili hayata geçişle birlikte başladığı addedilen Türkiye’nin demokratikleşme tarihinin en kara lekesini teşkil eder 27 Mayıs 1960 tarihi.” Murat Güzel yazdı.

“Milletin ey en mübeccel ferdi, bin hürmet sana, mısraı ile başlayan şiirde Menderes’in uzun süredir beklenen bir devlet adamı olduğu, ama düşmanlarının kendisine fırsat vermeksizin onu bir darbeyle alaşağı ettiği üzüntüyle belirtilir.” Mustafa İsen yazdı.

“Menderes ve arkadaşlarını götüren 27 Mayıs Darbesi’nden sonra da ilk gündeme gelen konulardan birisi yine Türkçe ezan konusu idi, tıpkı 12 Eylül’de olduğu gibi.” Prof. Dr. Rıfat Atay yazdı