Google tarafından doğum günü kutlanan ünlü Türk ressam Abidin Dino kimdir? Abidin Dino hayatı sanat severlerin öğrenmek istediği konulardan bir tanesi. Abidin Dino eserleri ile Türk resim sanatına damga vurmuştur. Bu ünlü ismin doğum günü, Google'ın toplumda iz bırakmış kişileri hatırlattığı servisi Abidin Dino tarafından da unutulmadı. 23 Mart 1913’te varlıklı bir ailenin son çocuğu olarak İstanbul’da doğan Abidin Dino ressamlığının yanı sıra karikatürist, şair, yazar ve sinemacı gibi sanatın neredeyse tüm alanlarında yapıtlar üretmiş çok yönlü bir sanatçı olarak karşımıza çıkmaktadır. Sadece resim, sinema değil; heykel, seramik, karikatür ve yazı ile ilgilenen çok yönlü bir kişilik olarak çağının en büyük tanıklarından biri olur Abidin Dino. İşte bu nedenlerdir ki, akademiden mezun olanların çoğunluğu oluşturduğu, Türkiye’de ilk avant-garde grup olan “D Grubu”’nun kurucuları arasında yer almaktadır.
Üç ağabeyi de çizimle uğraşan kişilerdir ve özellikle Arif Dino gerek yaptığı resimlerle, gerekse şiir, yazı ve fikirleriyle, Abidin Dino üzerinde etkisini şiddetle hissettirmiştir. Birlikte İstanbul sokaklarında incelemeler, araştırmalar yaparlar. Kütüphanelerde ellerine geçen her kitapla ilgilenirler. Böylelikle Dino, minyatürler, özellikle de hat sanatı ürünlerini bolca inceleme fırsatı yakalar. Bu durum, sonradan, öylesi bir tutkuya dönüşür ki, hat ustalarının atölyelerini sıklıkla ziyaret etmeye başlar. Ressam, dekoratör, senarist ve yönetmen olarak sinema sanatıyla da ilgilenmiştir. Bu doğrultuda “Çingeneler” adlı filmin senaryosunu yazmış ancak bu senaryo yasaklanmıştır. 1934 yılında sinema eğitimi için Moskova’ya gider ve orada üç yıl kalır. “Madenciler” adlı filmi çeker.
Sadece resim, sinema değil; heykel, seramik, karikatür ve yazı ile ilgilenen çok yönlü bir kişilik olarak çağının en büyük tanıklarından biri olur Abidin Dino. İşte bu nedenlerdir ki, akademiden mezun olanların çoğunluğu oluşturduğu, Türkiye’de ilk avant-garde grup olan “D Grubu”’nun kurucuları arasında yer alan sanatçı, aynı zamanda bu grubun da temel amacı olan, ülkede sanatın gelişmesi ve yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla çaba sarf eder. Resim sanatının düşünsel tarafına ağırlık veren tavrı ve getirdiği yeniliklerle Çağdaş Türk Resim sanatının öncüleri arasında yer alır. Çocukluğu ailesinin işinden dolayı İsviçre-Cenevre ve Fransa olmak üzere Avrupa’da geçmiştir. 1925 yılında ailesiyle birlikte İstanbul’a dönen Abidin Dino, daha sonra babası ve annesini kaybetmesiyle yarıda bırakacağı Robert Kolejinde öğrenim görür.
Özellikle ağabeyi şair Arif Dino’nun destekleriyle resim, karikatür ve yazı alanında ürünler vermeye başlar. Desenleriyle Nazım Hikmet’in kitapları içinde çizimler yapmış olan Dino, kısa bir süre içerisinde kendisini sanat camiasına kabul ettirir. “Ses” ve “Yeni Ses” başta olmak üzere dönemin dergilerinde yazı ve desenleriyle boy gösterir.
Sanatçı olaylara, nesnelere sadece bakıp görmekle kalmayıp çevresindeki olup bitenlerin karşısında düşünceler de üretir. Çoğu sanatçıda olduğu gibi onun da özünde aynı olmasına rağmen birbirinden farklı değişik dönemleri olmuştur. Temaların ressamı olarak da bilinen Dino, dizilerden oluşan resimler de yapmıştır. Bunlardan bazılarını, yüzler, parmaklar, eller, pencereler, çiçekler vb. olarak sıralayabiliriz. Bunların kimisi ironi, mizah yüklü, kimisi felsefi bir düşünceden hareket eden resimlerdir. Bu resimler de gerçek ile düş, gerçek ile gerçeküstü ögelerin iç içe geçerek birbirine karıştığı görülür.
El birçok yaşamsal deneyimin önemli bir ögesidir. Dokunmak, özellikle bebeğin emekleme döneminde görmenin öbür yarısı olduğunu dile getiren Ergüven, kendi dünyamızı ve bedenimizi öncelikle el aracılığı ile tanıyabildiğimizi söylüyor.
DİNO’nun Elleri Büyük eller, küçük eller, parmaklar, birleşen eller, konuşan parmaklar, kenetlenen eller, kendini ve başkalarını yazan çizen eller, vb. olmak üzere “El, bilindiği gibi, Abidin’in çizerlik yaşamının başlangıcından, yaşamının sonuna değin, bir tutku, hatta bir saplantı gibi sürekli olarak ele aldığı, çize boyaya tüketemediği bir konuydu (…)”Abidin Dino’nun hiç bırakmadan üzerinde çalıştığı, başlangıçtaki tutkulu, perspektift en yoksun eller, giderek birbirine dolanan parmaklara dönüşür, soyutlanır. Ki eller, Abidin Dino’nun sanatında en uzun dönemi oluşturur. O kadar çok üzerinde durduğu ve iç içe geçtiği bir konudur ki eller ve parmaklar, izleyende, yaşamın her alanında karşılaşılabilecek kişilikler ve olaylara kadar uzanan geniş bir yelpaze sunarak, görsel bir şölen yaşatırlar.
Tüm yaşamı boyunca el desenleri çizmiş olan Dino, yağlıboya, akrilik, sulu boya el resimleri, küçük el heykelleri yapmış ve bütün bunları defalarca sergilemiştir. El desenlerinden hareket ederek tasarladığı bir anıt, İstanbul, Maçka’da Abidin’in el ile uzun macerasının bir parçası olarak durur”
Abidin Dino, Türk Resminin sağlam bir temele oturmasının ancak halkı ve halk gerçeğini anlamak ve özümsemekten geçtiğini savunuyordu. Böylelikle yerellik, evrensellik, Batı Resmi ve Türk Resmi kavramları sorgulanacak ve Türk Resmi taklit anlayışından uzaklaşarak kendi kimliğine kavuşabilecekti. Sanatta çok yönlülüğe inanmış ve disiplinler arası bir yaklaşıma dayanan tavrıyla birçok alanda ürünler vermiştir. Onun sanatı, insanı düşünmeye ve bir duygunun ele alınıp değerlendirilmesi üzerine kuruludur. Birçok yaşamsal deneyimin önemli bir ögesi olarak el, Abidin Dino’nun resimlerinde farklı anlamlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kimi resimlerinde neredeyse bir portre gibi algılayacağımız eller, güçlü bir ifadenin aracı olmuşlardır. Büyük eller, küçük eller, birleşen, birbirine sarılan, dolanan eller, paylaşımı dayanışmayı da dile getirirler. Genellikle resimlerinde rengi ikinci plana alarak duyguları daha dolaysız bir biçimde anlatabilen çizginin gücünü ustalıkla kullanmıştır.
Kaynak: Profesör Şemsettin EDEER