1
Sinan Turp / aksam.com.tr
Türkiye'nin Fırat'ın doğusunda terör örgütü PKK/YPG/PYD'ye yönelik düzenleyeceği harekatla ilgili, Emekli Albay ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ aksam.com.tr'nin sorularını yanıtladı. Başbuğ, ABD'nin bölgedeki sinsi planlarını ve diğer ülkelerin harekatla ilgili düşüncelerini çarpıcı ifadelerle anlattı.
-ABD'nin Peşmerge hamlesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ayak oyunu ve süreci geçiştirme adına yapılan bir hareket olarak görmek lazım. Yapılan şey asla samimi değil ve altında farklı niyetler var. Burada Türkiye'nin dünyaya çizdiği tablo şuydu; Biz sınırımızın hemen dibinde oluşacak bir yapıya karşı mücadele ediyoruz. Bu yapının adıda YPG/PKK. Bunlar terör örgütü. Bunların esas olarak maksat ve hedefi Türkiye.
Bölgeye Peşmerge yerleştirme sürecine gelmeden önce Amerika, daha önce bu sözde lider denen çapulcuların başına hedef koyarak bir süreç geliştirdi. Hemen o sürecin arkasından geliştirdiği bir süreçle, "YPG siyasi bir oluşumdur. PKK ile ilgisi yoktur." dedi. Buradaki ödülün gerçek yüzü orada ortaya çıktı. Yani ödülü koymasındaki amaç, "Ben seninle Kandil konusunda hem fikirim. Zaten seninle ortak hareket ediyorum. Ama sen de gel şu YPG'yi siyasi oluşum olduğunu kabul et" durumuna getirmeye çalıştı.
Siyasi kadro bu oyunu görür görmez tepkisini ortaya koydu. Ve o balon daha Amerika'nın elinden uçmadan patladı. Şimdi ABD'ye yeni bir süreç lazım. Bu süreci hem Fırat'ın doğusuna yapılacak harekatı geciktirme hem de bu bölgede zaman kazandırma adına. Bunu sağlamak için işte bu Peşmerge oyununa girdi. Burada özellikle Peşmerge terimini kullanıyor. Çünkü ABD'nin dünyaya vermek istediği tablo şu; Kötüyü öne sürerek, "Sen burada PKK/YPG diyordun, tamam işte onu da çektik. Güvenliği sağlamak adına bu bölgeyle ilgili ekip, eleman getirdik. Daha ne istiyorsun" şeklinde bir siyasi hava yaratmak istiyor. Ama o peşmerge dedikleri de yine PKK/YPG'nin uzantısı olan tipler. Adına kağıt üstünde Peşmerge demekle veya onun kıyafetini giydirmekle Peşmerge olmuyor. Zaten kuzeyde Barzani, Talabani yönünden de ciddi sıkıntılar var. Dolayısıyla bütün bunların hepsini değerlendirdiğinizde, yapılan iş asla samimi değil. Yapılan iş tamamen süreci uzatmak adına yapılıyor. Yapılan iş tamamen Türkiye'yi oyalamak adına yapılıyor. Artı algı operasyonu kapsamında yapılıyor. Bunu Türkiye asla kabul etmez. Yani bizim o Fırat'ın doğusuyla yapmak istediğimiz kafamızdaki plan, takvim neyse harfiyen işler. Böyle bir hamleye girmesi veya böyle bir yapıyı getirmesi; Amerika yine deve kuşu misali başını kuma gömmüşken bizim üstümüze plan yapıyor. Ve bunu yapacağını zannediyor. Bu plan Türkiye tarafından yok kabul edilir, işlem görmez. Ve biz o bölgedeki faaliyet takvimini harfiyen uygularız.
-ABD'nin Sincar'daki terör örgütü PKK/YPG'nin koordinatlarını TSK'ya verdiği iddiaları var. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
ABD, Türkiye yeni ile bir köprü attı. Geçtiğimiz günlerde Trump, "Türkiye ile ortak düşünüyoruz" dedi. Sayın Başkan'da bu görüşme üzerine, "Amerika bu konuda Türkiye'yi takip edecek. Bunun işaretini verdi. Fakat biz bunun karşılığını anında vermek istiyoruz. Ve bu sürecin takipçisiyiz" dedi. Şimdi ABD bunu yaparken, birde dıştaki odak noktasını devreye soktu. Bu tarz iddiaların doğruluğuna inanmam. Çünkü Amerika, Sincar'daki operasyonu yaptığımızda ilk baş kaldıran, ilk karşı çıkan ülkeydi. Amerika'nın Sincar'daki hedefi, bölgeyi ikinci Kandil yapmak. Bu bölgede ABD beşinci üssünü kurdu. Terör örgütünün Mahmur, Karaçak, Sincar bölgesinde kurduğu kamplar var. Dolayısıyla Amerika bütün yatırımlarını buraya yaptı. O sebepten de Amerika'nın böyle bir koordinat verdiği ihtimalini pek düşünmüyorum.
-3-4 ay içinde Suriye'de yeni bir anayasa oluşturulacak. Bu sürecin Türkiye'nin operasyonuna bir etkisi olur mu?
Şimdi biz kafamızda şöyle bir takvim çizdik; Suriye'de hem askeri hem de siyasi yapılması gerekenler var. Askeri anlamda yapılması gereken, bölgenin terör odaklarından temizlenmesi. Ve bununla ilgili süreci de başlattık.
Türkiye olarak, "Bu yolda buna kararlıyız. Hem bölge ülkenin çıkarları için hem de benim ülkemin bekası için bunu şart koşuyoruz" dedik. Şimdi hal böyleyken, beraberinde de siyasi oluşuma kapalı olmadığımızı göstermek için, "Bu süreçle birlikte veya bu süreçten sonra siyasi bacağı başlamalı bu mücadelenin. Bunun da yolu; Göçeden halkın geri dönüp yerleşmesi, buradaki yerel yönetimlerin teşkil edilmesi, bu yönetimlerin teşkilinden sonra Suriye'deki seçimlerin yapılarak oluşacak anayasa doğrultusunda Suriye halkının kendi hür iradesiyle seçtiği liderin ülkenin başına dönüp yönetmesi" dedik.
Bizim bütün ana takvim bu. Şimdi bu doğrultuda da bir bacağı yürütmek için siyasi anlamda konu İstanbul zirvesinde gündeme getirildi. Toplantının ilk etabında biz şöyle bir bilgilendirme yaptık, askeri operasyonlar hakkında oradaki terör varlığıyla ilgili: Suriye'deki Amerikanın veya terör örgütünün varlığı kabul edilemez. Suriye ile ilgili anayasa çalışmalarımız bir an önce süratle tamamlanıp, burada terse göç başlatılarak, ülkenin eski günlere dönmesi.
Özet olarak söylenen buydu:
Şimdi Türkiye bu konuda başından beri sürecin işlemesi, yürümesi taraftarı. Ama askeri anlamda havlu atan Amerika sahada siyasi anlamda ayak oyunlarına devam ediyor. Onun bütün gayesi kendinin güttüğü, yönettiği gücün veya oradaki unsuların bu anayasanın oluşması için kurulacak olan siyasi komisyonda yerini alması. ABD'nin bütün hedefi o. Onların yönetime girmesi anayasa sürecinde aktif rol alması, artı oluşacak o yönetimlerde de ülkenin yönetimine hak sahibi olacak kişileri bu kadrolara sızdırmak. Dolayısıyla bu 3-4 aylık süreç Türkiye'nin istedikleri doğrultuda giderse zaten bu bizim desteklediğimiz bir şey. Sıkıntı olmaz. Ama eğer iş ayak oyunlarına başlarsa bu sefer sıkıntı olur. Çünkü Amerika'nın bu konuda kantonları oluştururken siyasi bacakta anayasaya altyapı yapacak şekilde girdiği faaliyetler var. Mesela geçtiğimiz sene, önce PKK/PYD kantonunun mahalli ve yerel kominik seçimlerini yaptırdı. Ardından kantonların seçimini yaptırdı. Sonrasında Türkiye o konuda ciddi bir tepki koydu. Tam böyle istediği hedefe ulaşamadı ama yapıldı. En son geriye Irak'ın Barzani'sinde olduğu gibi Suriye'nin Barzani'sini de seçmek üzere kantonların başkanı seçilecekti. Bunlarda zaten Suriye'nin kuzeyinde bir otonom yapıydı. O üçüncü bacağı yapamadılar. Dolayısıyla bu anayasa süreci kapsamında da bu sözde Kürt grupların masada aktif rol almasını istiyor. Artı bunları öne sürerek kuzeydede bir "özerk bölge" tanıyın dedirtecek Amerika. Bütün hedefleri bu. Türkiye bu oyunu asla yemez. Türkiye anayasayı dediğim şartlarda destekler. 3-4 aylık süreç bu.
-Ankara'yla temas alindeyiz diyen Rusya neden arka planda duruyor? Operasyonu destekliyor mu?
Rusya operasyona dolaylı destek veriyor. Çok ön plana çıkmak istemiyor. Ve Türkiye ile sözlü fikir birliği temasında sıkıntı yok. Bunu defalarca ifade ettiler. Ve hatta bir kaç gün önce Amerika'ya nota verdiler. Rusya Amerika'ya, "Senin Suriye'nin kuzeyindeki varlığın bölge barışı için tehdittir. Buralarda o kurmak istediğin özerk yapı veya otonom bölgeler asla kabul edilemez" dedi.Rusya bununla ilgili iki defa nota verdi. Bir hafta önce Lavrov'un bizzat devlet yetkilisi olarak söylediği aynı benzer söylem oldu.Şimdi Rusya Türkiye ile hem fikir. Rusya'nın aslında kafasındaki plan şu:
"Ben burada hiç ciddi bir emek harcamadan istediğim kazanımları elde ettim. Türkiye'de bu konuda bölgede kararlı. Ve bölgeye hakim bir ülke. Bu şekilde birlikte hareket ederek kazan kazan mantığınca kazançlıyım" diyor. Ve artık Türkiye üzerinden kendine yıllardır hasım gördüğü alternatif gücüde devre dışı bırakmış oluyor. Dolayısıyla Rusya'nın sessiz kalmasındaki sebebi, Türkiye'nin üzerine bu iş kaldığı için, nasıl olsa süreç yürüyor şeklindeki tepkisizliği. Artı PKK/YPG'nin rejime yanaşması var. Amerika'nın onu kaderiyle başbaşa bırakmasından dolayı. Rusya PKK'yla ilişkisini hiç kesmedi. Büroları var Moskova'da. Burada şöyle bir ince plan güdüyor olabilir; "Ben örgüt boşa düştüğünde bunuda bir güç olarak kenarda tutayım" şeklinde bir hamle düşünüyor olabilir. Ve PKK rejime eğer yanaşırda rejim buna sıcak bakarsa bunun Rusya güdümlü olduğunu görmek lazım. Çünkü rejim üzerinden Rusya örgüte, emir komuta etmek gibi bir niyeti olabilir. Zaten yıllardır Rusya'nın örgütle olan doğrudan veya dolaylı ilişkisi artık gün gibi ortada.
-Daha önce Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı'na karşı çıkan İran'ın Fırat harekatına bakış açısı ne olur?
İran ve Rusya, rejim üzerinde ortak hakimiyet kurmak için iki güç. İran'ın da bu bölgede Amerika'dan dolayı kaybedecekleri var. Olaki (böyle bir şey olması mümkün değil) Amerika bölgeye hakim oldu, bundan sonra ilk döneceği yer İran. İran bunu gördüğü için şu an süredeki kazanımlarını kaybetmemek kaydıyla Türkiye'nin bu tür bölgedeki faaliyetlerine cılızda olsa vermiş olmak için tepki verir. Ama hiç bir müdahalede bulunmaz. Zaten öyle de bir şansı yok. Türkiye İran'ın tepkisini yok sayarak devam eder. Irak'ın şu an bize yaptığı gibi. Dolayısıyla İran, Rusya gibi arka planda sessiz seyrederek mevcut kazanımları elde tutma derdine düşecek. Bizim yapacağımız operasyonlarla ilgili ne bir etkisi ne de bir tepkisi olmaz.