Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları, "Deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ve kaynaklardan faydalanma sadece iyi niyet, iyi komşuluk ilişkileri ve uluslararası hukuk çerçevesinde diyalog ve müzakere yoluyla çözülür." açıklamasında bulundu.
AB Dış İlişkiler Konseyi, Doğu Akdeniz'deki gelişmeler, Belarus'taki seçim sonrasında protestoculara yapılan müdahale, Beyrut'taki patlama, Venezuela ve Bolivya gibi konuları görüşmek üzere AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell başkanlığında videokonferans yöntemiyle olağanüstü toplandı.
Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, Yüksek Temsilci Borrell'in 27-28 Ağustos'ta düzenlenecek Gymnich toplantısı öncesinde bahsi geçen konularla ilgili dışişleri bakanlarıyla yakın irtibatta kalacağı kaydedildi.
Dışişleri bakanlarının Doğu Akdeniz'de "kötüleşen güvenlik durumunu" görüştüğü aktarılan açıklamada, "Görüşmeleri üç kelime özetliyor: Dayanışma, gerginliği azaltma ve diyalog." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, AB'nin Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'yle dayanışma içinde olduğu anımsatılırken "Aynı zamanda Türkiye'yle ilişkilerin kötüleşmesi Doğu Akdeniz'in yanı sıra tüm AB için geniş kapsamlı stratejik sonuçlar doğuruyor." vurgusu yapıldı.
Türkiye'nin faaliyetlerinin gerginliği artırdığı savunulan açıklamada, "Acil olarak gerginliğin azaltılması büyük önem taşıyor." denildi.
Açıklamada, dışişleri bakanlarının Türkiye'yle olan ilişkilere verdiği önemin altı çizilirken "Deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ve kaynaklardan faydalanma sadece iyi niyet, iyi komşuluk ilişkileri ve uluslararası hukuk çerçevesinde diyalog ve müzakere yoluyla çözülür. Bireysel faaliyetler ve deniz kuvvetlerini seferber etmek çözüm sunmaz." değerlendirmesi yapıldı.
Dışişleri bakanlarının 13 Temmuz'da düzenlenen Dış İlişkiler Konseyi'ndeki Türkiye'yle tekrar iyi diyalog inşa etme ve irtibatı artırma kararını güçlü şekilde desteklediğine dikkat çekilen açıklamada, aynı zamanda gerginliğin azalmaması durumunda Yüksek Temsilcinin atılabilecek olası adımları ele almakla görevlendirildiği anımsatıldı.
Türkiye'yle ilişkilerin Gymnich toplantısında daha kapsamlı bir şekilde ele alınacağı ifade edildi.
Açıklamada ayrıca Belarus'taki seçimlere hile karıştırıldığı gerekçesiyle düzenlenen gösterilerde şiddet kullanılmasının kabul edilemez olduğu belirtilerek "şiddet kullanımı, baskı ve seçim sonuçlarının değiştirilmesinden" sorumlu tutulan kişilere yaptırım uygulanması konusunda mutabık kaldığı ifade edildi.
Belarus'a yönelik mevcut yaptırım çerçevesine eklenecek liste için çalışmaların acilen başlayacağı vurgulanan açıklamada, AB'nin "tahrif edildiği için sonuçları kabul etmediği" hatırlatıldı ve ayrıca Belarus makamlarına şiddet kullanmaktan vazgeçmesi ve gözaltına alınanları derhal serbest bırakması çağrısı yapıldı.
Açıklamada, halkın demokratik değişim arzusuna AB'nin desteği vurgulandı ve birliğin Belarus makamlarına bir teklif sunmak için hazırlıklara başladığı, teklifin "krizin çözümü için siyasi makamlarla muhalefet arasında diyalog kurulmasına destek verilmesini" içerdiği kaydedildi. Bakanların, ayrıca, ağustos sonunda Berlin'de yapılacak AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda Belarus ile ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesinde mutabık kaldığı kaydedildi.
Lübnan konusunun da ele alındığı, Beyrut'taki patlamadan sonra istifa eden hükümetin yerine yetkin, şeffaf, temsili sağlayan ve hesap verebilir bir hükümet kurulmasıyla siyasi ve ekonomik krizin IMF ile yapılacak anlaşmayla acilen çözülmesinin önemi vurgulandı.
Venezuela konusunda ise yaklaşan seçimler öncesinde ortaya çıkan muhalefetle hükümet arasındaki açmazın çözülmesi için AB'nin yardım etmeye istekli olduğuna işaret edilen açıklamada, AB'nin seçimleri izlemek üzere bir gözlemci misyon gönderebileceği belirtildi.