Suriye’nin Ayn el-Arap bir diğer adıyla Kobani’yi kuşatan terör örgütü DAEŞ, 13 Eylül 2104'te kente saldırı başlatması üzerine geri çekilmek zorunda kalan PYD / YPG destek gelmemesi halinde kendin düşeceği belirtip yardım çağrısı yaptı. Kobani’de yaşayan sivil halk Türkiye’ye sığınırken Kuzey Irak ve Suriye’deki Kürt kantonlarından Türkiye üzerinden Kobani’ye silah ve destek kuvvet için koridor açılması istendi. Türkiye, silah ve aralarında PKK’lı teröristlerinde bulunduğu destek kuvvetin topraklarından geçmesine sıcak bakmaması üzerine HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başkanlığında Parti Meclisi ile MYK 6 Ekim 2014'te “Kobani'deki son durum ve bunun Türkiye'ye yansımaları” konulu toplantı yapıldı.
Toplantı sonrası yapılan yazılı açıklamada " Kobani’de durum son derece kritiktir. DAEŞ saldırılarını ve AK Parti iktidarının Kobani’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz. Bundan böyle her yer Kobani'dir. Kobani'deki kuşatma ve vahşi saldırganlık son bulana kadar süresiz direnişe çağırıyoruz" denildi. HDP’nin çağrısına kadar küçük çaplı devam eden gösteri yürüyüşleri ve protestolar, yapılan çağrı ve FETÖ mensubu üst düzey polislerin göz yumması ve olaylara müdahale etmemesi üzerine şiddetlendi ve zamanla silahlı çatışmalara dönüştü. Bir çok kurum yakılıp yağmalanıp ateşe verildi.
Kurban Bayram'nın son günlerine denk gelen olaylar sırasında 14 yaşındaki Yasin Börü ise arkadaşları Yusuf Er, Ahmet Dakak, Hasan Gökgöz ve Riyat Güneş ile birlikte ellerinde kalan kurban etlerini ihtiyaç sahiplerine dağıtıyordu. Eylemlere katılmayan ve ellerinde kanlı poşetleri gören PKK yandaşları Börü ve arkadaşlarına DAEŞ’li oldukları iddiasıyla saldırdı. Kaçıp bir binanın üçüncü katına sığınan Börü ve arkadaşları için ev sahibinin defalarca 155’i arayıp yardım istemesine rağmen polis gelmeyince Börü ve arkadaşları evi basan PKK’lılar tarafından balkondan atılıp işkence edilerek öldürüldü.
6-7 Ekim olaylarının 2’nci yıldönümünde AKŞAM’a konuşan Yasin Börü’nün babası Fikri Börü ise adalet beklediğini yineledi. Olayların olduğu günlerde görevi halkı korumak olan polislerin görevlerini yerine getirmediğine dikkat çeken Fikri Börü, olayın içerisinde olanların yargılanması azmettirenlerin ve olaylara göz yumanların serbest dolaşmasına tepki gösterdi. Baba Börü, "Tek isteğimiz adaletin yerine bulması. Suçluların yargılanmasıdır" şeklinde konuştu.
Sorumlusu Demirtaş'tır
Devlet görevlileri o gün görevini yapsaydı evladım ölmeyecekti diyen Fikri Börü, “Olayların içerisinde olan, azmettiren ve göz yumanların cezalandırılmasını istiyoruz. Bu olayların başlamasına Demirtaş’ın çağrısı neden olmuştur ve sorumlusu da odur. Demirtaş yargı önüne çıkmadan adalet yerini bulmaz.” dedi.
Yine sokağı çıkın dedi
Selahattin Demirtaş ise olayların yıldönümünde benzer bir çağırı yaptı. Demirtaş, terör örgütlerine lojistik destek verdikleri gerekçesiyle belediyelere kayyum atanmasına tepki göstererek “Sokak, demokrasinin meşru alanlarındandır. Sokak meşrudur"dedi.
Hayalini evimizde yaşatıyorum
Hatice Börü , o günü unutamadığını söyledi. Börü, "Oğlumun hayalini evimde yaşatıyorum. İki çocuğuma sürekli Yasin'i anlatıyorum" şeklinde konuştu.
YAŞANAN ACI HiÇ BiTMEZ
Diyarbakır'da esnaf Salih Aslan, 6-7 Ekim olaylarında terör örgütü PKK yandaşlarınca iş yerinin ateşe verildiğini söyledi.
UNUTAMAM
İşyerinin yakıldığını duyduğunu ancak izinsiz gösterilerden dolayı iş yerine dahi gidemediğini ifade eden Aslan, "İşyerimizdeki Kur'an-ı Kerimleri dahi yakmışlardı. 6-7 Ekim olaylarının acısı herhalde ölene kadar da geçme-
50 KiŞi HAYATINI KAYBETTİ
Diyarbakır’da patlak veren ve Türkiye’nin pek çok iline yayılan toplumsal olaylarda ilk 3 günde 23 kişi öldü. Resmi makamlar 10 Ekim'de ölü sayısını 35 olarak açıklandı. Sonraki günlerde yaralıların da yaşamını yitirmesiyle olaylar sırasında toplam ölü sayısı 50'ye yükseldi.