6 yaşındaki çocuğa istismar olayı... Bakan Yanık: Tarafın kimliğiyle uğraşmayız

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 6 yaşındaki çocuğa istismar olayı ile ilgili, ''Tarafın kimliğiyle uğraşmayız, gerekli çalışmaları bize intikal ettiği andan itibaren yaparız'' dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, "Altı yaşında bir çocuğun herhangi bir gerekçeyle, herhangi bir sebeple, hele o güzel dinimizi vesile kılarak evlendirilmesi, nikahının kıyılması kabul edilemez." dedi.

Bakan Yanık, bir otelde düzenlenen "16. Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi Toplantısı"nda konuştu.

Kadına yönelik şiddetin bir süreç ve gündem meselesi olduğunu belirten Yanık, kadına yönelik şiddetin tüm kadınlar kendilerini güvende hissedinceye, bu sorunun öznesi olmaktan çıkıncaya kadar gündemde yer alacak bir mesele olduğunu söyledi.

Buna ilişkin mücadelenin topyekun yürütülmesi gerektiğini ifade eden Yanık, konunun siyasetin malzemesi haline getirilmemesi gerektiğini kaydetti.

Yanık, bu konuda yaptıkları işten çok emin olduklarını belirterek, "Meselenin boyutlarının, mücadelemizin farkındayız. Ama mesele çok boyutlu, çok geniş ve her kesimin, her katmanın; sivil toplumundan akademisine, sosyal grupların farklı kesimlerinden kamu kurum ve kuruluşlarına, vatandaşın kendisinden evinin içerisindeki tutumuna kadar herkesin gerçekten topyekun taraf olması gereken bir mesele. O yüzden siyasal bir tartışmanın, siyasal bir mücadelenin aracı etmeyelim." diye konuştu.

Kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı üzerinden ithamlarla siyaseten yol almayı beklemenin en önce çocuklara, aileye, topluma zarar vereceğini ifade eden Yanık, "Bizim itirazımız buna. Yoksa meselenin konuşulmaması değil. Konuşmadığınız bir şeyi çözemezsiniz de." dedi.

"KADINA YÖNELİK ŞİDDET ÖNCELİKLİ VE KRİTİK ÇALIŞMA ALANLARIMIZDAN"

Yanık, kadına yönelik şiddetin, bakanlığının öncelikli ve kritik çalışma alanlarından biri olduğunu söyledi.

Şiddetin önlenmesine yönelik çalışmaları en başından beri sistematik ve etkili şekilde yürütmeye gayret ettiklerini bildiren Yanık, şöyle devam etti:

"Geçtiğimiz 20 yılda önemli mesafeler katettik. Şiddetle mücadelemiz tek bir kadın dahi şiddet mağduru olmayıncaya kadar devam edecek. Bu bakışla, şiddetle mücadelenin güçlü bir şekilde yürütülebilmesi için altyapı oluşturulmasına özel bir hassasiyet gösterdik. 'Şiddetle mücadelemizde önemli mesafeler katettik' dediğimizde bazı çevreler bu ifadeyi sanki 'Şiddetle mücadele bitti. Artık Türkiye'de kadına yönelik şiddet vakası yok' demişiz gibi değerlendirmeye ve onun üzerinden birtakım cümleler kurmaya hemen başlıyorlar. Muhtemelen bu cümleden sonra da olacak. Her düzeyde Sayın Cumhurbaşkanı'mızın en güçlü, en kararlı biçimde ifade ettiği, bizlerin de o perspektif çerçevesinde üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalıştığımız bir biçimde söylediğimiz şey şu: 'Kadına yönelik şiddetle mücadelede sıfır tolerans.' Bir tek kadın dahi böyle bir şiddet mağduru olmayıncaya kadar bugün yürüttüğümüz mücadeleyi aynı kararlılıkla ve aynı ısrarla yürütmek mecburiyetinde sayarız."

"2023 BAŞINDA VERİ ENTEGRASYON SÜRECİNİ TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ"

Bakan Yanık, şiddet mağduru kadınlara yönelik gizlilik kararlarının Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Veri Tabanına elektronik ortamda aktarılması amacıyla İçişleri Bakanlığı ile veri entegrasyonu protokolü imzaladıklarını hatırlatarak, 2023 başında veri entegrasyon sürecini tamamlamayı hedeflediklerini bildirdi.

Şiddete giden yolları kapatmanın birçok mağduriyetin önüne geçtiğini söyleyen Yanık, "Şiddetle mücadelede mağdurun yanında olmak bir sorumluluk. Fakat daha önemlisi o mağduriyetlerin hiç oluşmamasını sağlamaktır. Bu anlamda kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin kritik noktalardan biri koruyucu ve önleyici hizmetlerdir." dedi.

Yanık Adana, Antalya, Bursa, İstanbul, İzmir, Konya ve Şanlıurfa'da birer ŞÖNİM daha açarak, merkez sayısını 89'a yükselteceklerini söyledi.

Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında gerçekleştirdikleri eğitimlerle bugüne kadar 1 milyon 415 bin 277 er ve erbaş, 75 bin kamu görevlisi, 106 bin 389 din görevlisi, 195 bin 693 sağlık görevlisi, 359 bin 33 öğretmen, 457 bin 24 kolluk görevlisi olmak üzere toplam 2 milyon 608 bin 416 kişiye ulaştıklarını anlatan Yanık, 2022 içinde 81 ilde 18 bin 212 mahalle muhtarının, kadına yönelik şiddetle mücadele farkındalık seminerlerine katıldığını dile getirdi.

"ŞİDDETLE MÜCADELEDE POLİTİKA HAZIRLAMA VE UYGULAMA REHBERİ'Nİ HAZIRLAYACAĞIZ"

Önleme, Müdahale ve Politika Boyutlarıyla Türkiye'de Kadına Yönelik Şiddet ve Kovid-19 Salgını Etkileri Araştırması'nın veri toplama çalışmalarını tamamladıklarını aktaran Yanık, araştırma kapsamındaki bazı ön bulgulara ilişkin şu bilgileri verdi:

"Şiddete ve şiddetle mücadeleye yönelik farkındalığın hem erkek hem de kadın için yüksek olduğunu görüyoruz. 6284 sayılı kanun ve bu kanunla düzenlenen tedbir kararları ile kurumsal mekanizmaların bilinir olması, kadınların korunması açısından önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Kadına karşı şiddete yönelik risk haritalaması kapsamında hem şiddet riskinin illere göre haritalamasını hem de hizmet modellerimizin haritalamasını gerçekleştirdik. Şiddet risk haritasının son üç yıllık değerlerine baktığımızda 'sunulan hizmet artış eğiliminin şiddet oranlarından daha yüksek olduğu' bulgusu da raporun ön sonuçlarından birisi."

Şiddetle mücadelenin 2023'te de önemli gündemlerden biri olacağını vurgulayan Yanık, kamu kurumları ve yerel yönetimlerin politikalarında yol gösterici olmak üzere "Şiddetle Mücadelede Politika Hazırlama ve Uygulama Rehberi"ni hazırlayacaklarını ifade etti.

Yükseköğretim Kurulu ile kadına yönelik şiddetle mücadelede üniversitelerin rolü ve katkısını daha da artırmak istediklerine işaret eden Yanık, şöyle konuştu:

"Bu kapsamda 'Akademide Kadın Buluşmaları'nın ilkini bu yıl düzenlemiştik, önümüzdeki yıl da devem etmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, şiddet uygulayanlara sunacağımız destek hizmetlerini, yapılandırılmış yeni hizmet modelini içeren bir projeyle 2023 yılında hayata geçireceğiz. Şiddet Uygulayanlara Yönelik Çok Yönlü Sosyal Hizmet Modeli Oluşturulması projemiz kapsamında, modüler psiko-sosyal destek ve müdahale programları ile kurumsal sorumluluklar ve iş süreçlerine yönelik hizmet modülleri hazırlamayı hedefliyoruz. Söz konusu programı uygulayacak personel eğitimlerini de temel ve ileri düzeyde tamamlayarak, ülke genelinde temel standartları belirlenmiş, şiddet uygulayanların risk ve ihtiyaç durumlarına uygun etkin bir sosyal hizmet modelini hayata geçirmeyi planlıyoruz."

Yanık ayrıca, konuyla ilgili ihtisaslaşmış kuruluşlarda sunulan hizmetlerin kalite ve etkinliğini artırmak amacıyla meslek elemanlarına yönelik eğitim faaliyetlerine devam edeceklerini, kolluk personeli, yargı mensupları, öğretmenler ve sağlık personeline yönelik farkındalık faaliyetlerini de ayrıca sürdüreceklerini aktardı.

"KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE ETKİN MÜCADELEMİZE KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ"

Bakan Yanık, ortaöğretim kurumlarındaki ve KYK yurtlarındaki öğrencilere yönelik farkındalık çalışmaları gerçekleştireceklerini söyledi.

Kadına yönelik siber şiddetle mücadele ve internetin güvenli kullanımına yönelik özel içerikler hazırlayacaklarını aktaran Yanık, şunları kaydetti:

"2008 ve 2014 yıllarında gerçekleştirdiğimiz Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması'nın üçüncüsü için ön hazırlıklarımızı 2023 yılında tamamlayıp, araştırmayı 2024'te tamamlamayı hedefliyoruz. Kadına yönelik şiddet, tek bir kurum ve kuruluşun müdahalesi ve mücadelesiyle sona erdirilecek bir sorun değil. Köklü ve gerçekçi bir şekilde etkin mücadelenin sağlanması için ilgili bakanlıklar, kamu kurum kuruluşları, sivil toplum, medya ve özel sektör gibi birçok tarafın eşgüdüm içerisinde hareket etmesini gerektiren bir mesele. Yaşadığımız tecrübelerden hareketle kadına yönelik şiddetle etkin mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz."

"6 YAŞINDA BİR ÇOCUĞUN HERHANGİ BİR GEREKÇEYLE NİKAHININ KIYILMASI KABUL EDİLEMEZ"

Bakan Yanık, 6 yaşındaki çocuğa istismar iddialarına ilişkin, "6 yaşında bir çocuğun herhangi bir gerekçeyle, herhangi bir sebeple, hele o güzel dinimizi vesile kılarak evlendirilmesi, nikahının kıyılması kabul edilemez. Bunu asla bizim herhangi bir şekilde kabul etmemiz mümkün değil ki en üst düzeyde de Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ifadeleriyle de bu tutumu reddettiğimizi ifade ettik." dedi.

"Tarafların kimliğiyle, tarikatmiş, cemaatmiş, şahısmış, efendim işte oymuş, buymuş buralara bakmayız. Bizim için korunacak değer çocuksa çocuktur, kadınsa, şiddet mağduruysa odur. Onu alır ve koruruz. Nitekim bunu yapmışız." diyen Yanık, hiç kimseye yönelik ayrıcalıklarının ve borçlarının bulunmadığını belirtti.

Yanık, şöyle devam etti:

"Bizim borcumuz milletimizedir. Milletimizin mağdurlarınadır ve bu borcu da ödeyebilmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Bu olay özelinde baktığımızda, öncelikli olarak 'Hiçbir şey yapmadınız' diyen birtakım çevrelerin sonra mağdurun bakanlığımız kuruluşlarında gizliliğinin son derece dikkatli bir biçimde sağlanarak, can güvenliğinin temin edildiği, bakımının temin edildiği, psikososyal desteğinin temin edildiği ortaya çıkınca bu sefer süreç eleştirisine dönüp 'O zaman iki yıldır şunu niye yapmadınız?' diye bakanlığımızla hiçbir ilgisi olmayan birtakım mazeretleri öne sürmelerine biz şaşırmıyoruz. Biz bunların bu tavırlarına alışığız. Ama bu mağdurlara katkı sağlayan bir tavır değil. Bu mücadeleye katkı sağlayan bir tavır değil. Bu ortadaki meselelerin çözümüne katkı sağlayan bir tavır değil."

Davanın açıldığı ve kendilerine ihbar edildiği andan itibaren davaya müdahil olduklarını aktaran Yanık, "Daha önce sosyal hizmet desteği olarak sürdürdüğümüz sorumluluğumuzu şimdi hukuki destek olarak da sürdürüyoruz. Dosyaya ibraz ettiğimiz taleplerimiz çerçevesinde hem sanıkların tutuklu yargılanması noktasında hem de duruşmanın öne alınması noktasındaki taleplerimiz sayın mahkeme tarafından da kabul ve karşılık gördü." diye konuştu.

Bakan Yanık, mağdurun korunmasından başka hiçbir kaygıları olmadığını ifade etti.