Şenay Büyükköşdere
Geçen hafta Türk oyun şirketi Gram Games 250 milyon dolara satıldı. Çok değil bundan 7- 8 ay önce bir başka Türk oyun şirketi Peak Games de şirketin sadece bir bölümünü 100 milyon dolara yine aynı Amerikalı şirkete satmıştı. Yani son 1 senede, geçmişi 10 yılı bile bulmayan iki start up Türkiye’ye 350 milyon dolar getirdi. Türkiye’deki satışlar, dünyayı kasıp kavuran start up rüzgarının sadece küçük bir parçası. Her ne kadar hala genç girişimcilerin kurduğu küçük şirketler olarak algılansa da start up’lar artık dünya ekonomisinin önemli bir bölümünü oluştuyor. En bilinen start up’lardan Uber’in değeri 70 milyar dolara, Airbnb’nin ise 30 milyar dolara ulaştı. Hasan Aslanoba, dünyada çığ gibi büyüyen bu dalgayı Türkiye’de ilk keşfeden isimlerden. O Türkiye’nin ilk ‘melek yatırımcısı’. 2013 yılından bu yana çoğu Türk olmak üzere 112 start up’a 80.6 milyon dolar yatırım yaptı. Yıllar içinde melek yatırımcılıktan ‘süper melekliğe’ terfi etti. Hasan Aslanoba’yla ‘uzaylı’ diye nitelendirdiği yükselen start up dünyasını konuştuk.
DALGAYI KAÇIRMAK İSTEMEDİM
Sizi ilk Erikli Su’yun sahibi olarak tanıdık. Nasıl başladı bu melek yatırımcılık hikayesi?
Erikli Su bir aile şirketiydi. 2000’lerin başında pazarın lideri oldu, sonra bu Nestle Waters’ın ilgisini çekti. Ve 2006’da şirketin yüzde 60’ını satarak bir ortaklık kurduk. Ben şirketin lokal partneri olarak CEO’luğa devam ettim. Mutlu bir evlilik oldu. Fakat diğer yandan da yıllarca aynı işi yapmaktan sıkıldım. Bu arada 2010’dan sonra gelen büyük internet dalgasının geldiğini farkettim. Gittigidiyor,Yemeksepeti, Sahibinden.com’larla beraber büyük bir teknoloji dalgası geliyordu. Ve mutlaka bu dalganın içinde yer almak istedim. Erikli’den tamamen çıktım ve 2012’nin ikinci yarısından itibaren tamamen bu işe odaklandım.
SINEMIA DÜNYAYA AÇILDI
Ve melek yatırımcı oldunuz... İlk yatırımınız neydi?
2012 sonunda, 2013 başında melek yatırımcı olarak yatırımlara başladım. Başta bu işe 20 milyon dolar gibi bir bütçe ayırmıştım. Fakat sonradan fırsatın çok daha büyük olduğunu gördüm. İlk yatırımım yurtdışında telekonferans yazılımı sunan bir şirkete yaptım. Ama bu küçük ölçekli bir yatırımdı. İlk büyük yatırımım ise Bitaksi ve Modanisa’ya oldu. Ardından Vivense, Düğün.com, Sinemia, Connected2.me, Obilet gibi çok sayıda Türk girişime yatırım yaptım. Şu anda ağırlığı yurtiçinde olmak üzere 80.6 milyon dolarlık yatırımım oldu.Toplam sayı olarak da yaptığım yatırımlar 112’ye ulaştı. Sinemia, Türkiye’deki başarısından sonra Amerika, İngiltere va Kanada’ya açlıdı. Connected2.me’nin şu anda dünyada 10 milyonu aşkın kullanıcısı var.
Türkiye’nin ilk melek yatırımcısı siz misiniz?
Türkiye’deki ilk gerçek melek yatırımcıyım. Ama sayılar büyüyünce, yatırım sayısı 30’u rakam da 50 milyon doları geçince artık bizim gibilere ‘süper melek’ deniyor.
MODANİSA EN BÜYÜK E-İHRACATÇI
En düşük miktarlı yatırımınız ve en yüksek miktkarlı yatırımınız ne kadar?
6 bin dolardan 6 milyon dolara kadar değişen bir yelpazede yatırımlarım var. Şu anda Türkiye’nin en büyük e-ihracatçısı konumunda olan Modanisa’da 6 milyon dolar yatırım yaptım. Müslüman kadınlar inançlarına uygun ama güzel giyinmek istiyor. Modanisa bu açığı gördü. Ve bu alana yatırım yaptı. Ben yatırım yaptıktan sonra da en az 15 kat büyüdü.Bu 80 milyon dolar içinde bir de yurtdışında topluluk kaynaklı ‘crowdfunding’ denen finanslama platformları var.
Bu 80 milyon dolarlık yatırımınızın size ne kadar getiri sağlayacağınızı düşünüyorsunuz?
Tahminim orta vadede bu rakam en az 3’e katlanır.
25 MiLYAR $’LIK DEVASA PAZAR
Sadece yatırımcı değil, aynı zamanda girişimcisiniz de...
Evet bir tenkoloji girişimim de var; Webnak. Bunu bitaksi’nin kamyoncular arası modeli diye tanımlayabilirim. Biz burada şirketlerin şehirlerarası taşımacılıkta ihtiyacı olan araçları sağlıyoruz.
Şehirlerarası yük taşımacılığında 25 milyar dolarlık devasa bir pazar var. Biz burada garajları gereksiz kılıyoruz. Hizmeti 900 TL’ye kamyoncudan satın alıp, 1000 TL’ye satıyoruz. Kamyoncular uygulamamızı indiriyor, kendilerine uygun olan işi oradan seçiyorlar. Türkiye çapında 15 bin kamyoncu şu anda aktif olarak bu platformu kullanıyor.
KRİPTO PARALARIN %90’I ÇÖP OLACAK
Blockchain’i yıkıcı bir teknoloji olarak görüyorsunuz. Peki kripto paraların geleceğine inanıyor musunuz. Coinlere yatırımınız var mı?
Deneysel olarak, işi öğrenmek için yatırım yapıyorum. Kripto paralar şöyle özetlenebilir, “Ben bir tatil köyü kuruyorum. Buranın jetonlarını da 1 TL’den satıyorum. Ve diyorum ki, ‘benim tatil köyüm öyle bir yaygınlaşacak bu jetonların değerleri çok artacak. Bugünden bunları alın’. Ben coinlerin geleceğine yüzde 100 inanıyorum. Sadece bu alana yatırım yapanlar şunu mutlaka düşünmeli; dünyada 1500 civarı kripto para var. Bunların yüzde 90’ı çöp olacak.
‘UZAYLILARA’ YATIRIM YAPIN
Bu yıkıcı teknolojiler nasıl değiştirecek dünyayı?
Gelecekte 2 tip şirket olacak; bir kas gücü firmaları, iki akıl gücü firmaları. Bugünün geleneksel firmaları yani varlıkların, uçakların, otellerin sahibi şirketler kas gücü firmaları olacak. Bunlar hizmetlerini satmak için teknoloji firmalarına ihtiyaç duyacaklar. Ve asıl katmadeğerleri networklerin sahipleri alacak.
Peki geleneksel şirketler ne yapmalı, bu değişime ayak uydurmak için?
Ne yazık ki iş alemi bu konuda hiç uyanık değil. Türkiye’de gördüğüm en büyük hata; şirketler kurumsal girşimciliğe inanmak istiyor. Fakat bu mümkün değil. Çünkü kurumların DNA’sı buna uygun değil. Kurumsal firmalar dünyalı, start up’lar uzaylı DNA’sına sahip. Siz dünyalıyı uzaylı haline getiremezsiniz. Firmaların yapması gereken tek şey, uzaylılara yatırım yapmak.
BİZE İNTERNET ZENGİNLERİ GEREK
Türkiye’de henüz start up ekosistemi gelişmedi. Nasıl daha çok girişim çıkarırız?
Henüz internet zenginlerimiz oluşmadı. Yemek Sepeti gibi Gitti Gidiyor gibi girişimlerden çıkış yapmış toplasan 3-5 arkadaşımız var. Halbuki internet zengini çok önemli. Çünkü bu para ‘akıllı para’. Bu kişiler de uzaylıları filtreleyebilen, doğru yere yatırım yapabilen insanlar. Uzaylı uzaylıyı gözünden tanır. Bu sene dünyada start up’lara yatırımın 200 milyar doları geçecek. Bunun 2 milyar doları Türkiye’ye gelmeli. Bu yetenekler Türkiye’de var. Parayla buluşmaları lazım.
Peki sonra ne olacak?
Teknoloji bir kişiye indirgesek bu kişi blockchain’le çok güvenilir, yapay zekayla çok akıllı, kullanıcı deneyimiyle çok güzel oldu. Bulut çözümlerle networkü genişledi. Yakışıklı, networkü geniş, çok güçlü bir kişi oldu. Teknoloji çok güçlü bir silah. Dünyanın en değerli 10 firmasının 7’si teknoloji firması. 10 sene sonra 1000 firmanın bini de teknoloi olacak.
2 YIKICI TEKNOLOJİ KAPIYA DAYANDI
Start up yatırımlarında dünyada başı Amerika mı çekiyor?
Start up dünyası iki kutuplu bir aleme doğru gitti; Amerika ve Çin. Avrupa start up’lara yatırım konusunda olması gerekenin yarısı seviyesinde. Yaşlı nüfus olmasından dolayı Güney Avrupa ülkelerinde bir durağanlık görüyoruz. Kuzey Avrupa ülkeleri’nde ise çok dinamik bir yapı var. Mesela İsveç Spotify’ı çıkardı. İngiltere Avrupa’da açık ara ileri. Almanya da bu işe ağırlık verdi. Şu anda dünya pazarlarında çok büyük bir savaş yaşanıyor. Fakat bu dev start up’lar henüz dünyayı paylaşmaktan Türkiye’ye gelemediler. O yüzden de biz durumun vehametini anlamıyoruz. Ama geldikleri zaman Uzaylıların saldırısına uğramış gibi olacağız. Hepimiz bu teknolojik devrimden payımızı artı veya eksi şekilde alacağız. Dünyayı devrimsel dönüşümler bekliyor. Çünkü 2 tane yıkıcı teknoloji geldi. Biri yapay zeya diğeri blockchain. Bunlar bütün endüstrilere yıkıcı etkileri olacak olan teknolojiler. Mesela 5 sene sonra bizim teşhisimizi koyan doktor değil, bir yazılım olacak.