5 Milyar insan aç kalma tehlikesi altında

Dünya genelinde sıcaklık değeri yarım derece artarsa 5 milyar milyarlarca insan aç kalacak. Gıda krizine yol açan en büyük etmen küresel ısınma, iklim krizinin sonuçları olan yağış rejimindeki değişiklik, aşırı sıcaklık, kuraklık ve doğal afetler tarımda büyük sürdürülebilirlik sorunlarına yol açıyor. Times of Türkiye'de yayınlanan belgesele konuşan alanında uzman isimler, küresel ısınmadan Rusya-Ukrayna savaşına, israftan birçok konuya gıda krizini değerlendirdi.

Pandemi ile başlayan arz ve talep dengesizliği, küresel ısınma ile başlayan iklim sorunu, hemen peşine gelen Rusya-Ukrayna savaşının da etkisiyle yükselen petrol fiyatları, küresel gıda krizinin beklenenden çok daha erken başlamasına sebep oldu. Dünya nüfusu 7,8 milyara ulaşmış durumdayken, eşi benzeri görülmemiş bir gıda krizi yaşanıyor. Bu olay, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü verilerine de yansıdı. BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün 2021 verilerine göre, 2,3 milyar insan yeterli beslenemedi ve yaklaşık 830 milyon kişi gıdaya ulaşımda büyük zorluklar yaşadı.

-"GIDA KRİZİ İÇİN ÖNLEM ALINMAZSA BÜTÜN İNSANLIK KRİZDEN ETKİLENECEK"

Dünya büyük bir gıda krizi ile boğuşurken, herhangi bir önlem alınmazsa bütün insanlığın bu krizden etkilenmesi öngörülüyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde görevli Prof. Dr. Fatma Handan Giray, Ankara Üniversitesinde görevli Prof. Dr. İlkay Dellal ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Kopuz yaşanan büyük gıda krizini değerlendirdi.

Dünya genelinde 9 kişiden birisi açsa bunun bir kriz göstergesi olduğunu söyleyen Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde görevli Prof. Dr. Fatma Handan Giray, iklim değişikliğinin bütün sektörleri etkilediğini belirterek, "Tarım bundan daha fazla zarar görecek. Çünkü tarım ürünlerinin ihtiyacı olan belirli sıcaklıklar ve nem oranları var. Bu nedenle her ürün her yerde yetişmiyor. Biz zaten doğal afetleri yaşıyorduk. Üzerine iklim krizi gibi ciddi bir sorun olunca bu kuraklıkla veya sellerle kendini gösterecek" dedi. Günümüzde yaşanan gıda krizini diğerlerinden ayıran pek çok eski sorunun üzerine yenilerinin eklenmiş olması olduğuna dikkat çeken Giray, "Eskileri çözmeden yenilerin eklenmesiyle kriz şiddetini arttırdı ve etki alanını genişletti" diye konuştu.

-"İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SORUN ÖTESİNDE BİR KALKINMA PROBLEMİ"

Ankara Üniversitesinde görevli Prof. Dr. İlkay Dellal ise, dünya nüfusunun yüzde 10'unun yetersiz beslenme riski altındayken yüzde 20'sinin aşırı kilolu olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu:

"İklim değişikliği, günümüzün ve geleceğin en büyük çevre sorunu, aslında bu sorun ötesinde de bir kalkınma problemi. Sıcaklık artışıyla ya da yağış azalmasıyla birlikte tarımsal üretimin verimlerinde bir düşüş bekleniyor. Hem dünyada yapılan çalışmalar hem de bizzat bizim yaptığımız çalışmalarda sıcaklıktaki 2-3 derece artış, tarımsal ürünlerde verimlerimizi yüzde 15 - 20 civarında azaltacak diye tahmin ediyoruz. Bu da yine Türkiye'de üretim miktarını azaltır. Bu nedenle, iklim değişikliği tarımsal üretimde en büyük sorunlardan bir tanesi."

Dellal, gıda krizinin yaşanmaması için ilk olarak doğru veriyle araştırmalara dayalı bir sistemle geleceği planlamak gerektiğine vurgu yaparak, "Dijitalleşme, son dönemde tarımda da dijital dünya ülkelerinin birçoğunda kullanılıyor ve hızla yaygınlaşıyor. İlaçlamanın, gübrelemenin, dronelarla yapılması ya da birim alanda kullanılacak girdilerin, optimal girdi seviyesinin çeşitli makine öğrenmeleriyle hesaplanması ve çiftçilerin bunu oturdukları masa başında bilgisayar kanalıyla kullanmaları, verimliliği arttıran ama aynı zamanda girdi kullanım seviyesine düşürerek maliyetleri azaltan bir unsur. Bu nedenle dijital teknolojilere de ülkelerin daha fazla önem vermesi, bu konuda araştırmaları arttırması ve çiftçilere de bunları makul fiyattan sunmaları gerekiyor" değerlendirmesine bulundu.

TOBB Başkan Yardımcısı Kopuz da, dünyada iklim değişikliğinden dolayı beklenen bir gıda krizi olduğunu ancak pandeminin bunu öne çektiğine vurgu yaparak, "Enerjideki pahalılık, mazot, nakliye fiyatlarına zamlar, gübre ve türevleriyle ilgili yapılan fiyat artışları, gıda fiyatlarının yükselmesine sebep oldu. Bundan Türkiye'de etkilendi. Girdi fiyatlarının yüksekliği üretimi maliyetli hale getirdi ve bunun sonucunda gıda fiyatlarında belirgin olarak da hem de beklemediğimiz bir oranda fiyat artışı oldu" şeklinde konuştu.

-"DÜNYADA KÜRESEL GIDA İSRAFI 1 TRİLYON DOLAR, BİZDE DE 14,5 MİLYAR DOLAR"

2021 yılında tarıma 2 milyar 200 milyon dolarlık destek verildiğini anımsatan Kopuz, "Türkiye'de yıllık çöpe atılan gıda miktarı dolara vurduğunuz zaman 14,5 milyar dolara denk geliyor. Gıdayı heba ediyoruz. Bu çok enteresan, bunun önüne geçilmesi lazım. Düşünebiliyor musunuz? Devletin tarıma verdiği desteğin yedi katını hemen hemen biz çöpe atıyoruz. Dünyada küresel gıda israfı 1 trilyon dolar, bizde de 14,5 milyar dolar. Biz de bundan nasibimizi alıyoruz. Onun için bu israfın bir an önce bir şekilde önlenmesi lazım" ifadelerini aktardı.

Prof. Dr. Hacı Ahmet ise, gıda krizinin pandemiyle birlikte başladığını aktararak, "Pandemiyle birlikte öncelikli olarak ihracatçı ülkeler, kendi gıda güvencelerini sağlamak için ihracata kısıtlamalar getirdiler. Dolayısıyla dünyada arzın düşmesiyle birlikte bir fiyat yükselmesi oldu" dedi.

Uludağ Üniversitesinde görevli Prof. Dr. Serkan Gürlük ise, iki yıl boyunca üretimin ve dağıtım kanallarının çok fazla aksamaya başladığını, bu nedenle enflasyonun kaçınılmaz hale geldiğini belirterek, "Tarım dışı dünyada meydana gelen her şey tarımı yakından ilgilendiriyor. Sektörler arası geçişkenlik çok fazla. Tarımda artan talebe anında yanıt verilemiyor. Bunun için belli bir sürenin yaşanması gerekiyor. Artan talebe hemen yanıt vermeniz mümkün değil. Tarımsal ürünler, hemen cevap veremez" açıklamasında bulundu.