3T'den uzak tutun

Sağlık Bakanlığı'nın Üsküdar'daki otizm merkezi kapılarını AKŞAM'a açtı, uzmanlardan tablet, TV, telefon uyarısı geldi.

BÜLENT ŞANLIKAN

Çocuklarında otizm şüphesi duyan ailelerin uğrak noktası haline gelen Üsküdar Otizm Merkezi kapılarını AKŞAM'a açtı. Çocuklara tanı konmasıyla merkezde tedavinin başladığını belirten Dr. Sandıkçı, erken dönemde özel eğitimin önemine vurgu yaptı.

Dünyada 8 yaşındaki her 36 çocukta bir görülen otizm, bireylerin sosyal etkileşim kurma, iletişim becerilerini geliştirme ve çevreye adapte olma süreçlerini etkileyen bir durum olarak tanımlanıyor. Bu kapsamda İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'ne bağlı Üsküdar Otizm Merkezi de 2021'de devlet kurumları işbirliği ile kuruldu. Kapılarını AKŞAM'a açan merkezde 0-5 yaş grubundaki otizm şüphesi olan çocukların tanılamasının yapılıyor. Tanılama yapıldıktan sonra çocuğun ihtiyacı olan tedavi ve uygulamaların belirlenmesi, aileye gereken eğitimlerin verilmesi ve ailenin ihtiyacı doğrultusunda gerekli psikososyal desteğin sağlanması yapılacak çalışmalar arasında yer alıyor. Çocuğun tek bir çatı altında otizm tanısı aldıktan sonra takibinin düzenli şekilde yapılması, bu süreçte ailenin ve çocuğun zorlanmadan bilinçli bir şekilde merkezden faydalanması planlanıyor.

15 KİŞİLİK UZMAN EKİP

Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Tuncay Sandıkçı, "Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ve yaşamın ilk yıllarında fark edilebilen bir nöro-gelişimsel bozukluk. Merkezimizde 2 çocuk psikiyatrisi uzmanı, 4 asistan, psikologlar, çocuk gelişim uzmanları, ergoterapistler, fizyoterapistler ve konuşma terapistlerinden oluşan 15 kişilik bir ekiple hizmet veriyoruz. Bu bir ekip işi" dedi. Sandıkçı, otizmli çocukların farklı ve güçlü yönlerine de dikkat çekerek, "Bazıları rakamlarda çok iyi, bazıları gördüğü yeri asla unutmuyor. Onların dünyası keşfedilmeye değer" dedi.

'15-18. AYDA NETLEŞİR'

Otizmin farklı profilleri olduğuna dikkat çeken Sandıkçı, erken belirtilerin 6. aydan itibaren gözlemlenebildiğini vurgulayarak, "9 aylık bebek ismine bakmazsa, 1 yaşında göz teması kurmazsa bu bir işarettir. 15-18. ay arasında otizmin varlığı netleşir. Çocuklar adeta kalın bir fanusun içinde yaşıyor. Amacımız onları yöntemlerle kendi dünyamıza çekmek" diye konuştu.

'DAHA ÇOK TANINIYOR'

Sandıkçı, otizm ile ilgili Türkiye'de ise kesin bir veri bulunmadığını söyleyerek, "20 yıl önce binde bir oranındaydı. Bugün artış var gibi görünse de aslında en önemli sebep otizmin artık daha çok tanınması. Ancak genetik faktörler, çevresel etkenler, anne-baba yaşının ilerlemesi gibi nedenlerin de rolü olabilir" ifadelerini kullandı.

'İMKÂNSIZ DEĞİL'

Otizmin eskiden tamamen kalıcı kabul edildiğini ancak artık farklı sonuçlar görüldüğünü dile getiren Sandıkçı şunları söyledi; "Çocukların yaklaşık yüzde 15'i zamanında ve doğru eğitimle normal gelişim gösterebilir. Ama şu an için tek kanıtlanmış tedavi erken özel eğitimdir. İlaç tedavisi yok, sadece destekleyici yöntemler deneniyor. En büyük sıkıntımız ise aileler çocuklarındaki otizm belirtilerini göz ardı edebiliyor. Aradan bir yıl geçtikten sonra geliyorlar. Bu kez işimiz zorlaşıyor. Erken dönemde verilen eğitimler otizmli çocuklar için hayati önem taşıyor. Bu nedenle ailelerin belirtileri kabullenip en kısa zamanda bir merkeze başvurmalarında büyük fayda var."

AİLELER 3T'YE DİKKAT!

Doç. Dr. Tuncay Sandıkçı'nın ailelere önerileri şöyle:

Ekran yasağı: İlk 3 yaşta televizyon, tablet, telefon kesinlikle olmamalı. Bu, dil ve iletişim becerisini bozuyor.

Aile dayanışması: Otizmli çocuk yetiştirmek zor, aile içi kenetlenme çok önemli. Huzursuzluk boşanmalara yol açabiliyor.

Düzenli tarama: Aile hekimliklerinde yapılan taramalara gidilmesi şart. Erken fark etmek hayat kurtarıyor.

Özel bakış: Her çocuk biricik. Kendi gelişimine odaklanın; dün yapamadığını bugün yapabiliyor mu, buna bakın.

2 yıldır merkeze geldiklerini belirten 4 yaşındaki Yılmaz Yankı Koç'un babası Yılmaz Koç: "2 yaşındayken otizmden şüphelenildi. Bunun üzerine Üsküdar Otizm Merkezi'ni bulduk. Çocuğunuzda otizm belirtileri var denildiğinde kabullenmek çok zor oluyor. Ancak merkez bizi bu konuda çok rahatlattı. Çok güzel bir seminer verildi. Otizme karşı bilinçlendik. Çocuğumuza nasıl davranacağımızı öğrendik. Çocuğumuz da bu eğitimler ve yönlendirmeler sayesinde olumlu yönde gelişmeler gözlemlemeye başladık. Kurumdan son derece memnunuz. Bu tarz yerlerin çoğalmasını tavsiye ediyoruz." Anne Asuman Koç ise, Yılmaz'ın merkezde aldığı eğitimler sayesinde olumlu yönde gelişmeler yaşandığını ve bu nedenle çok mutlu olduğunu ifade etti.