Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 24 TV ekranlarında yayınlanan Seçim Özel programına konuk oldu.
24 Seçim Özel'de Murat Çiçek, Mustafa Kartoğlu ve Fadime Özkan sordu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Adayı Murat Kurum 24 TV canlı yayınında cevapladı.
Bakan Kurum'un açıklamalarından satırbaşları:
24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek'in "6 Şubat'ta hepimizi derinden sarsan bir deprem yaşadık. Sabah 4.17'de tüm Türkiye acıyla uyandı ve sizin de söylediğiniz gibi 11 ilimizi, 14 milyon vatandaşımızı derinden etkileyen depremde 50 bin 400 canımızı kaybettik. Nice ocaklara ateş düştü, nice yuvalar yıkıldı. Annelerimiz, babalarımız, evlatlarımız, yakınlarını kaybettiler. Biz de her afette olduğu gibi depremin ilk anı itibariyle deprem bölgelerine illere, ilgili bakan arkadaşlarımızla, kamu kurum ve kuruluşlarımızla afet bölgesine akın ettik. Tabi tüm Türkiye oradaydı." dedi.
Afetin ilk anından itibaren depremzedelerin tüm ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışmaların hızlıca yürütüldüğünü değinen Bakan Kurum, afetle mücadele etmenin zamanla mücadele etmek anlamına geldiğini ve afet bölgelerinde hızlı bir şekilde aksiyon almanın zorunlu olduğunu belirtti.
Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Afetin ilk anından itibaren o birliği, beraberliği, dayanışmayı en yüksek noktaya çekecek anlayışla çalışmalarımızı yürüttük. Bu kapsamda hızlıca arama kurtarma ve oradaki vatandaşlarımızın geçici barınma ve konteyner ihtiyaçlarını, ne ihtiyaç varsa onları hızlıca gidermenin gayreti içerisinde olduk. Tabi eş zamanlı yürütmek zorundasınız. Yani afetle mücadele zamanla mücadele hızlı bir şekilde orada aksiyon almak zorundasınız. Hızlı karar vereceksiniz ve hızlı uygulayacaksınız ki vatandaşın mağduriyeti en az seviyede olsun."
Depremlerden etkilenen illerdeki deprem konutlarının inşa süreci hakkında bilgiler veren Bakan Kurum, 11 ilin eşzamanlı olarak ayağa kaldırılacağını ve buna yönelik çalışmaların titizlikle sürdürüldüğünü açıkladı.
Afet bölgelerinde 127 bin bağımsız bölümün yapım sürecinin başlandığına dikkat çeken Bakan Kurum, inşa edilecek konutların kültürel yapıya uygun olacağının altını çizdi.
Bakan Kurum, şöyle konuştu:
"Bir taraftan arama kurtarma yapılırken bir taraftan da geçici barınma, iaşe, bakım, tedavi gibi tüm hizmetler verildi ve kalıcı konutlarla ilgili süreci başlattık. Biz hep vatandaşlarımıza depremden sonra bir yıl içerisinde şehirleri ayağa kaldıracak anlayışla çalışmalarımızı yürüttük. Burada da depremin üzerinden 15 gün geçti ilk sözleşmelerimizi yaptık, 46. günde temellerimizi attık ve 2,5 ay geçti ve şu an 127 bin bağımsız bölümün yapım süreci başladı. 44 gün sürmüş yapımı sizin de söylediğiniz gibi ilk köy konutlarımızın anahtarlarını Gaziantep'te, Kahramanmaraş'ta köylerimizde verdik. Aynı anlayışta ilk yılda 319 bin başladığımız Mayıs sonuna kadar başlamayı hedefliyoruz. Ardından 650 bin konutumuzun yapım sürecini illerimizin demografik yapısına oradaki kültürel yapıya uygun vatandaşlarımızın ne ihtiyacı varsa bölgenin iklimine ve zemine uygun olarak, en önemlisi ve en doğru teknikle inşa sürecini yürütüyoruz. Hem rezerv alanında hem de şehir merkezinde uygun yerleşim alanlarında inşallah hızlı bir şekilde oradaki kültürel değerlerimizi koruyacağız, onları merkeze alacağız. Ardından da 11 ilimizi eş zamanlı olarak ayağa kaldıracağız."
Depremlerden etkilenen illerdeki hasarlı, ağır hasarlı, yıkılmış veya acil yıkılacak binalara ilişkin konuşan Bakan Kurum, enkaz kaldırma çalışmalarının yüzde 84 seviyelerinde tamamlandığını açıkladı.
Bakan Kurum, "Enkaz kaldırma süreci yıkık ve acil yıkılacak binalarda yüzde 84 seviyelerine geldi. Orada da enkazlarımız kalkıyor hızlı bir şekilde. Enkaz kaldırıldıkça afetin büyüklüğünü de görebiliyorsunuz." dedi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerden 11 ilde 14 milyondan fazla vatandaşın etkilendiğini belirten Bakan Kurum, depremlerin ulaşımı ve arama-kurtarma çalışmalarını da olumsuz etkilediğini söyledi.
Kara yollarında meydana gelen heyelan ve araç yoğunluğu nedeniyle deprem bölgelerine ulaşımın büyük oranda zora girdiğini, olumsuz hava koşulları nedeniyle hava yoluyla ulaşımın da güçleştiğini ifade eden Bakan Kurum, "Hamdolsun hızlı bir şekilde seferberlik anlayışıyla hem çadırlar kuruldu hem konteynır kentler kuruldu, prefabrik yapılarımızı yaptık, çelik yapılardan yaptık. Parkını yaptık, çocuklarımızın gideceği okullarımızı yaptık, gençlerimizin vakit geçireceği alanları yaptık." dedi.
Bakan Kurum, konuşmasını şöyle sürdürdü:"11 il etkileniyor. 11 komşu ilden 14 milyon vatandaş etkileniyor hepsi komşu iller. Yardım götürebilmeniz için yolların açık olması gerekiyor, hava şartlarının uygun olması gerekiyor. İlk bir hafta bunların hepsi olumsuzdu. Biz Gaziantep'te enkaza ulaşabilmemiz, yardım götürebilmemiz için yolu kullanmamız lazım. O yollarda kaya düşmesi, heyelan var, yoğunluk var. Şanlıurfa - Adana otobanı da kısmi göçükler nedeniyle trafiğe kapatıldı. Mecburen trafik D-400 karayolundan aktı. Bu kez Şanlıurfa'dan gelen bütün trafik küçük bir ilçenin içerisinden geçiyor ve ilçenin başıyla sonu arasında 2 saatte gidebiliyorsunuz. Hava ikmali yapamıyorsunuz kar ve fırtına var. Hamdolsun hızlı bir şekilde seferberlik anlayışıyla hem çadırlar kuruldu hem konteynır kentler kuruldu, prefabrik yapılarımızı yaptık, çelik yapılardan yaptık. Parkını yaptık, çocuklarımızın gideceği okullarımızı yaptık, gençlerimizin vakit geçireceği alanları yaptık. En azından minimum şartlarda vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını gidereceği her üniteyi yapmaya gayret gösterdik ve şu anda 127 bin bağımsız bölüme ulaştık. 11 ilde inşa süreci eş zamanlı olarak yürütülüyor."
Eş zamanlı olarak vatandaşlarımıza konutlarını etap etap teslim edeceğiz ki biz 6-7. ay itibariyle teslimlere de başlayacağımızı öngörüyoruz. Hızlı bir şekilde orayı inşa edeceğiz.
"Haziran ayında apartman tipi mi konutlar teslim edilecek?"
Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu'nun "Haziran ayında apartman tipi mi konutlar teslim edilecek?" sorusunu cevaplayan Bakan Kurum, konutların kaba inşaatlarının hızlı bir şekilde ilerlediğini ve konutların tesliminin yıl sonuna kadar başlayacağını açıkladı.Murat Kurum, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Depremin üzerinden yani Şubat ayı sonrasında 6-7 ayda teslimlerimiz başlayacak. Deprem konutlarımızın kaba inşaatları hızlı bir şekilde ilerliyor. Tüm tedarik zinciriyle ilgili üreticilerle konuştuk üreticileri topladık dedik ki biz hızlı bir şekilde 650 bin konut inşa edeceğiz. Dolayısıyla buradaki demiri, çimentosu, hazır betonu, tuğlası, sıvası, boyası, ne ihtiyaç varsa bu ihtiyaçları biz bu süreçte tedarik etmemiz gerekiyor. Herkes el ele verdik üretim kapasitelerinde hiçbir problem yok. İnşa sektörümüz çok iyi. Dünyanın neresine giderseniz gidin bu kadar kısa sürede devlet-millet seferber olup ayağa kalkamazsınız. Deprem bölgesinde 11 iliniz etkilenecek, 14 milyon vatandaş etkilenecek. İfade ettiğiniz gibi Hollanda'dan daha büyük bir alan ve hızlı bir şekilde ayağa kalkacaksınız. Kolay bir iş değil bu. Bu Türkiye'nin gücüdür. Bu 21 yıldır burada sayın Cumhurbaşkanımızın yönetim anlayışıdır ve bunun yansımasıdır. Bu iradenin sahaya yansımasıdır. O yüzden aynı Elazığ, Malatya, İzmir'de olduğu gibi, Kastamonu'da Bartın'da Trabzon'da Rize'deki sellerde olduğu gibi Antalya, Muğla yangınlarında olduğu gibi vatandaşımıza sözümüzü tutacağız ve 11 ilimizi hep birlikte ayağa kaldıracağız."
Star Gazetesi Yazarı Fadime Özkan'ın "Hala canımız yanıyor ama büyük bir korkumuz daha var: İstanbul. Hem 16-17 milyon nüfusuyla hem sanayisi, akademisi, iş merkezleri, tarihi eserleriyle Türkiye'nin kalbi aslında. Dolayısıyla İstanbul'a ilişkin büyük bir deprem beklentisi de var. 1999 depreminden bu yana o korkuyu yaşıyoruz. Uzmanların da uyarıları var. Orayı yaparken burayı da güçlendirmek gerekiyor. Siz çok önemli ve heyecan verici bir projeye başladınız, yarısı bizden kampanyasıyla. O konunun detaylarını bizimle paylaşır mısınız?" sorusunu cevaplayan Bakan Kurum, İstanbul'da 200 bin konutun tamamen rızayla yerinde yapıldığını, 100 bin konutun da rezerv alana taşınacağını açıkladı.
Bakan Kurum, şöyle konuştu:"Fadime Hanım, bizim birinci önceliğimiz deprem bölgemiz. Deprem bölgemizin yeniden ayağa kalkması. Ardından da şöyle son bir asra baktığımızda ülkemizde 130 bin kardeşimizi, vatandaşımızı bu depremlerde kaybettik. Ülkemizin nüfusunun yüzde 70'den fazlası deprem bölgelerinde yaşıyor. Biz istiyoruz ki başka ocaklara ateş düşmesin, başka anneler-babalar ağlamasın. Bu anlayışla İstanbul'da bayramın birinci günü Sayın Cumhurbaşkanımız Gaziosmanpaşa'da müjdeyi verdi. Çünkü Gaziosmanpaşa'nın bir önemi var ilk kentsel dönüşüm, deprem konutlarımızı biz 2012 yılında yine Gaziosmanpaşa'da temellerini atmış ve seferberliğimizi oradan başlatmıştık. Bakanlık olarak TOKİ ile yaptığımız özel sektörümüz ve belediyelerimizle yaptığımız seferberliğin başlangıcı orasıdır. Bu kapsamda bugüne kadar 3.3 milyon konutumuzun dönüşümü sağlandı."
"Sadece İstanbul'da 695 bin konut dönüştürüldü. Şu an devam eden 93 bin konutumuz var. İstanbulumuzun hemen hemen her ilçesinde, mahallesinde bir eserimiz, üretimimiz var. Yapmış olduğumuz tespitler de İstanbul'da 1,5 milyona yakın ama heyelan riskinden ama deniz dolgusundan kaynaklı, uygun tekniğe göre yapılmamış, sıvılaşma riski olan veya yeterli mühendislik, mimarlık hizmeti almamış binaların 1,5 milyon konutun riskli olduğunu tespit ettik ve buna ilişkin de yine İstanbul Gaziosmanpaşa'da bayramın birinci günü Sayın Cumhurbaşkanımız tüm ülkemize, İstanbulumuza Büyük İstanbul Dönüşümünü ve Yarısı Bizden Kampanyasını müjdelediler.
Nedir bu kampanya? 1,5 milyonluk konuta ilişkin 200 bini yerinde gönüllü rızaya dayalı bunların altını çiziyorum ki bazı vatandaşlarımız buna ilişkin "Acaba bizim evimiz mi yıkılacak?" gibi sorular ve belki o manada endişeye de sevk ediliyor. Tamamen rızaya dayalı 200 bin konutumuzu yerinde yapıyoruz. 100 bin konutumuzu da rezerv alanında yapıyoruz. 200 bin konuta ilişkin vatandaşlarımızın e-Devlet üzerinden başvurularını alıyoruz 26 Nisan itibariyle başladı 29 Mayıs'a kadar da devam edecek. Başvurular neticesinde biz binaların tespitlerine de başladık. Başvuruyu aldığımız noktalarda arkadaşlarımız binalara gidecekler o binada 3'te 2 çoğunluk sağlanıp sağlanmadığı, binanın riskli olup olmadığına ilişkin ön tespitlerini yapacaklar. Bu ön tespit riskli bina şerhi de koymayacağız. Çünkü 3'te 2 sağlandıktan sonra süreci yürüteceğiz. "Evet binanız dönüşüme tabi olabilir ve bu çerçevede çoğunluğu sağlayın gelin biz yarısı bizden kampanyasıyla binamızı dönüştürelim" diyeceğiz."
Star Gazetesi Yazarı Fadime Özkan'ın "Binayı tespit ettikten sonra binanın risk durumuna ilişkin bilgiyi binada oturanlarla paylaşacak mısınız?" sorusunu cevaplayan Bakan Kurum, ön tespit yapılacağını ve çoğunluğun sağlandığı takdirde dönüşüme başlanılacağını açıkladı.
Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bina dönüşüme tabi olabilir. Çoğunluk sağlandıysa onu torbaya atacağız. Tabii ki bu bina dönüşmelidir diye vatandaşlarımıza söyleyeceğiz ama tapuya gidip riskli diye şerh koymayacağız. Ön protokol yapacağız. İlla riskli bina şerhi yaparak dönüşüm yapmak zorunda değiliz. Nasıl hasar tespitte gidip tek tek binaları incelediysek o detaylara bakıyoruz o çerçevede de vatandaşın rızası varsa gidip dönüştürüyoruz. Burada ön bir tespitimizi yapacağız. Diyeceğiz ki vatandaşımıza "Siz bu binayı dönüştürmek istiyorsanız çoğunluğunuzu sağlayın" ve sizi eğer 200 bini aşmazsa zaten 200 bin konutu yapacağımız için sorun yok. Ama 200 bini aşarsa da başvuran vatandaşlarımızı da riskli olanları bir torbaya atacağız. Noter huzurunda kura çekeceğiz ve burada TOKİ Başkanlığımızca inşaatını biz yapacağız devlet olarak. En geç 2 yıl içerisinde inşaatımızı tamamlayıp vatandaşlarımıza vereceğiz bu süreçte aylık 5 bin 250 lira kira yardımı 10 bin 500 TL de taşınma yardımı vereceğiz. Kiracı vatandaşlarımıza da iki aylık taşınma yardımı vereceğiz ve maliyetin yarısını da biz karşılayacağız. Maliyet olarak bizim yaptığımız inşaatlarda 2+1 100 metrekare dairelerde maliyetin 1,5 milyon olduğunu gördük. KDV'si fiyat farkı malzeme artışı falan. Bunu biz 1,5 milyon olarak kabul ettik ve dedik ki 750 bin TL'sini siz ödeyin 750 bin TL'sini biz karşılayalım. Vatandaşımız sadece 2+1 bir daire için 750 bin TL ödeyecek ve bunu da yüzde 10 sözleşmeyle birlikte peşinat kalan tutarı da 10 yıl vadeyle 2+1 için aylık 5 625 TL taksitle, 3+1 daire için 6750 TL taksitle ödemesini yapacak. Artış da TEFE TÜFE veya memur maaş artışında hangisi düşükse o oranı dikkate alacağız. Aslında onu da almıyoruz niye almıyoruz çünkü geçmişte TOKİ'den ev almış kardeşlerimize geçen yıl mesela memur maaşlarına yüzde 80'e yakın artış geldi ama biz yüzde 25 uyguladık."
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "İstanbul'da Kentsel Dönüşümde yarısı Bizden Kampanyası'na başvuruların 77 bini geçtiğini açıkladı.
Bakan Kurum, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Burada el ele verip bu dönüşümü gerçekleştireceğiz ve bu İstanbul'un yüzyılın dönüşümü olacak. Bu çok önemli. Neden önemli? İstanbul bizim sadece bir ilimiz değil. Medeniyetimizin başkenti. Tarihimiz, kültürümüz, benliğimiz, ecdadımızın, atalarımızın bize emaneti, nüfusumuzun 5'te 1'i İstanbul'da yaşıyor. Gelirlerimizin yüzde 50'den fazlası İstanbul merkezli. Finansın merkezi dolayısıyla biz İstanbul'u korumak zorundayız. İstanbul'un dönüşümü milli güvenlik, egemenlik meselesi... Bu kadar net. Terörle mücadele ne kadar önemliyse İstanbul'un dönüşümü de o kadar önemli. Burada da bugüne kadar koymuş olduğumuz iradeyi Sayın Cumhurbaşkanımız daha da artırmak suretiyle bu kampanyayı müjdelediler. Şu ana kadar da kampanyamıza güzel de bir teveccüh oldu. Şu ana kadar 77 bin 136 başvuru ve bu da yaklaşık 425 bin bağımsız bölüme tekabül ediyor. Yani 1 milyon 600 bin vatandaşımızı ilgilendiren bir başvuru söz konusu. Bu süreç milletin devletine olan güvenini, Sayın Cumhurbaşkanımıza olan güvenini net bir şekilde yansıtmaktadır. Vatandaşımız da dönüşmek istiyor. Bizi yolda çeviriyorlar, "Biz başvurduk, gelip hemen inceler misiniz?" diyorlar. Ekiplerimizle gidip binaları inceliyoruz ve ardından burası dönüşüme tabi olmalı diyerek vatandaşımızla el ele rızaya dayalı yapıyoruz. Bu 200 bin konutu yerinde yapacağız. Bunların hepsi geçerli olursa limit dolmuş durumda 200 binlik limit. Ama tabii bakacağız 3'te 2 çoğunluk sağlanmış mı sağlanmamış mı, gerçekten riskli mi diye. Sosyal konuta 5 milyon başvuru oldu. Bu da İstanbul'un dönüşümü adına tarihimizin en önemli iradesidir. 100 bin konutu da rezerv alana gidiyoruz orada vatandaşlarımızın donatı alanında kalan yerleri var. Örneğin Bağcılar'da Sancaktepe, Sultanbeyli'de var. Yıllardır orada oturuyor evi var ama imar planında orası yol okul eski alan."
Bakan Murat Kurum, İstanbul'un en önemli sorunlarından sayılan trafik, yeşil alan, otopark, kentsel dönüşüm gibi sorunların uydu kent projeleriyle büyük ölçüde giderilebileceğini açıkladı.
Bakan Kurum, şöyle konuştu:"Binalara sonradan imar planı yapılmış belki çarpık kentleşme dediğimiz o aslında. İstanbul'un en önemli sorunlarına baktığımızda ulaşım, trafik, kentsel dönüşüm, otopark, yeşil alan... Hizmet anlamında bunlar öne çıkıyor. Bu sayede 100 bin rezerv konut yaparak ne yapacağız? Şimdi bu donatı alanlarında kalan kardeşlerimiz vatandaşlarımız var. Vatandaşlarımız tapularını alamıyorlar mülkiyete konu edemiyorlar çocuklarına miras bırakamıyorlar binalarını yenilemek istese yapamıyorlar. Bu vatandaşlarımız için işte oluşturacağımız uydu kentlerde rezerv konutlar üreteceğiz ve rezerv konutlara vatandaşlarımızın oradaki arsadaki değeri mülkiyeti neyse yeni yaptığımız konutlara götürüp oradaki maliyetten düşeceğiz kalan bir miktar varsa yarısını biz karşılayacağız yarısını vatandaşımız karşılayacak. Eğer vatandaşın ister TEFE TÜFE endeksi 10 yıl vadede isterse 1 milyon 250 bin liraya kadar 0,79 vade farkıyla kredi de kullanabilecek sabit. Bu tercih vatandaşımızın tercihi olacak ve böylelikle o otopark, yeşil alan, yolların yine trafik ve ulaşımla ilgili sorunlarının çözümüne ilişkin iradeyi ortaya koyacağız. Yol var ama üzerine bina yapılmış. Bu sayede yerinde de böyle bir dönüşüm sürecini yürüteceğiz."
"Bizim devletimiz güçlüdür. Bakınız o kadar güçlü bir devletiz ki salgın sürecinde tüm dünya durmuş tüm dünya tedarik zinciri bozulmuş, üretim durmuş... O zaman bizim Elazığ-Malatya depremi oldu. İlk zamanlarıydı 24 Ocak'ta oldu. 10-15 gün sonra da bu salgın derken bize geldi. Ve tüm dünya etkilendi. Üretim durdu yeni binalar yeni tesisler yapılmadı malzeme bulamadık, her şey durdu. Biz tam o zaman Elazığ depremiyle beraber sahada oradaki kardeşlerimiz için üretim yapıyorduk. Kimsenin yatırım yapmadığı dönemde biz Elazığ, Malatya, İzmir'de 50 bin afet konutumuzu yaptık, tamamladık, teslim ettik. O süreçte kentsel dönüşüm konutlarımız devam etti, millet bahçelerimiz devam etti, 50 - 100 bin sosyal konutumuz vardı devam etti. Biz güçlü bir devletiz. Siz yönetirseniz, yönetmeyi bilirseniz liyakatli kadrolarla çalışırsanız Türkiye Cumhuriyeti devleti her şeyi yapabilir. Başınızda da bu işleri yönetebilecek bir lideriniz varsa milletine sevdalı, milleti için gece gündüz koşturan, gerçekten dertlenen bir lideriniz varsa bu işler o kadar kolay olur ki, yani 1994'te Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul'u aldığı dönemde türlü türlü imkansızlıklar içerisinde Başakşehir Başak Konutları, Kağıthane istenirse yapılıyor. Siz yeter ki isteyin. Biz hem afet bölgesiyle ilgili hem İstanbul'la ilgili bunu yapmak zorundayız ve emin olun ki bir çok işten de daha öncelikli. İşte depremin üzerinden 3 ay geçti. 127 bin konut başlatıldı mı? Başlatıldı, Şantiyeler çalışıyor. Bugüne kadar 1 milyon 200 bin konutu bitirdik mi? Bitirdik. Bizden kimsenin alacağı yok. İstenirse yapılır bunu yapacak güce de sahibiz. Biz finansına ilişkin bile çalışmalarımızı da Hazine ve Maliye Bakanlığımızla yürütüyoruz. Devletimiz güçlü inşallah biz devlet millet bir olup bu süreci yöneteceğiz. Bunu yönetebilecek bilgiye, beceriye, kabiliyete sahip kadrolar vardır ve bu işlerin yapımının bitirilmesinin 21 yıldır olduğu gibi garantisi de teminatı da Recep Tayyip Erdoğan'dır."
Akşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu'nun CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kentsel dönüşüme ve TOKİ'ye yönelik iddialarına yönelik "Hangi verilere dayanıyor olabilirler?" sorusuna açıklık getiren Bakan Kurum, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Bunları hiçbir dayanağı yok. Her söylemde olduğu gibi tamamen algılar, iftiralarla milletimizi yanlış yönlendirmek. Sayın Kılıçdaroğlu bugüne kadar hiç TOKİ'nin inşaatlarına gitmiş mi, TOKİ'de oturan vatandaşların bir kez olsun çayını içmiş mi? Bir sor ya, bir ziyaret et. Ağızlarına TOKİ'yi doladılar, "TOKİ şöyle kötü, TOKİ böyle kötü" diye. Deprem bölgesinde 143 bin konutumuz dimdik ayakta. Bir tane vatandaşımızın burnu bile kanamadı. Düne kadar TOKİ'yi ağızlarına almaya imtina ediyorlardı. Şimdi TOKİ demeye başladılar. 1984'ten 2002 yılına kadar TOKİ, 43 bin konut yaptı. Biz, 2002'de Sn. Cumhurbaşkanımızın sosyal devlet anlayışıyla, 81 ilde 1 milyon 200 bin konut üretiyoruz. 1 milyon 200 bin nerede, 43 bin nerede? Hep yalan, iftira, bahane. Tek yaptıkları bu. "Sana söz" diyorlar. Ya sen verdiğin sözleri tutmadın ki, 4 koca yıl geçti Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de göremedik o baharı. Ne gördük? Yolda kalan otobüs, karda kapanan yollar, verilen sözlerin tutulmadığını gördük. Her şeyi gördük ama eser, hizmet göremedik. 15 Mayıs'tan sonra milletimiz Sn. Kılıçdaroğlu'nu, siyasetin tozlu sayfalarına yerleştirecektir. Biz hiçbir zaman yapamayacağımız sözleri vermedik. Sn. Cumhurbaşkanımız bu konuda çok hassastır. 21 yılda bu ülkeye çağ atlatan birisine mi inanırsınız, yoksa meydanlarda söyleyip, söz verip o sözleri tutmayana mı inanırsınız? İnşallah 14 Mayıs'ta milletimiz gereken cevabı, Sn. Kılıçdaroğlu ve etrafındakilere net bir şekilde verecektir."
Bakan Kurum, şöyle konuştu:
"Bunu biliyor sözünün tutulduğunu biliyor. Biz boş vaatler vermiyoruz. Tutamayacağımız vaatler vermiyoruz. Senin referansın ne olur yaptıkların olur. Yaptıkların yapacaklarının teminatıdır. Senin yaptıkların ortada. SSK'yı nasıl yönettiğini tüm Türkiye biliyor. Belediyeler diyorsun ki 4 yıl bahar gelecek yok çiçekler açacak e çiçek de göremedik bahar da göremedik hizmet de göremedik. Vatandaş nasıl inansın neye güvensin. Biz diyoruz ki İstanbul finans merkezi ile ekonomik bağımsızlığını daha da güçlendirsin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girsin diyoruz. Kılıçdaroğlu ne diyor, "Biz seçim sonrası İMF'nin kapısına dayanacağız, yurt dışındaki tefecilerden borç alacağız" diyor. Biz de Finans Merkezi inşa ediyoruz diyoruz ki burası finansın merkezi olsun 50 bin gencimiz istihdam edilsin hem ülkemize hem yakın Avrupa ve Ortadoğu'ya hizmet etsin diyoruz."
Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu'nun "Geçen akşam bir programda ben şöyle bir şey söyledim. Uzay merkezi havacılık merkezi yapmak iyi bir düşüncedir. Bu 10 yıl önce olsaydı daha iyi olurdu. Ama bunun yapılmışı da var Ankara Polatlı'da OSB'nin içerisinde. Ben geçen seçimlerde de burada konuştuk orada da belediye başkanlığı seçimlerinde 2018'de Kemal Kılıçdaroğlu'nun Atatürk Havalimanı'nın Millet Bahçesi olma projesi bizim projemizdi. Bizden çaldılar demişti ve içinde 6 katlı binaların yapılacağını da ağızlarından kaçırmışlardı. Sonra bir baktık ki meğer onu söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu değilmiş aslında onun orada uzay merkezi hayali varmış. Bu hayal 2018 yılından sonra da görülmüş olabilir ama uzun yıllardır bir hayalim var dediğine göre şimdi Atatürk Havalimanı'nda ne yapılıyor orası neye dönüşüyor?" sorusunu cevaplayan Bakan Kurum, "Gençlerimiz Atatürk Havalimanı'nın o millet bahçesinin oradaki fuar alanlarının Amerika'ya peşkeş çekilmesine müsaade etmez." dedi.
Bakan Kurum, konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Mustafa Bey bir kere Sayın Kılıçdaroğlu şunu anlamalı; Atatürk Havalimanı Türk gençliğinindir. Bizim gençlerimizindir ve biz gençlerimiz için, milletimiz için oraya onun söylediği gibi binalar değil 145 bin 300 ağaç dikiyoruz. Gençlerimiz buna müsaade etmez. Gençlerimiz Atatürk Havalimanı'nın o millet bahçesinin oradaki fuar alanlarının Amerika'ya peşkeş çekilmesine müsaade etmez. Bizim gençliğimiz öyle bir gençlik ki kendine inanan, güvenen, üreten bir gençlik... Tüm dünyayla yarışacaklar. Tüm dünyanın önüne geçecekler. Öyle bir gençlik geliyor. 4-5 sene önce Atatürk Havalimanı'nı millet bahçesi yapacağız dedik. Fethin sembolüne ilişkin 145 bin 300 ağaç dikeceğiz, koku bahçeleri yapacağız, bisiklet yolları yapacağız, kütüphaneler yapacağız... Gençlerimiz buradaki Ar-Ge alanlarında, fuar alanlarında en güzel eğitimleri alacaklar, ders çalışacaklar, kitap okuyacaklar, dünyayla rekabet edecekler. Dünya gıpta ile bakacak Türk gençliğine diye bir proje yapıyoruz Atatürk Havalimanı millet bahçesini yapacağız diyoruz. Kendisi de diyor ki burayı Katarlılara verip buraya bina dikecekler diyorlar."
"7 Mayıs'ta bitiyor 8 Mayıs'ta gelsin bize oradaki Katarlıların binasını bize bir göstersin neredeymiş o bina. 8 Mayıs'ta inşallah ilk etabını açıyoruz. Oradaki ağaçları konutlara benzetiyorsa onu bilemiyorum. Orada bunlar ağaç, konut değil, çiçek. Oradaki binalar da gençlerimizin kütüphanesi, kıraathanesi, Ar-Ge alanları, dene yap atölyeleri bunların hepsi burada var. Herhangi bir yabancı milletten kimse de yok bina olarak. Kimseye peşkeş çekilmedi. Milletin gençliğine armağan edildi. Biz sizin gibi bu millet bahçesini Amerikalılara vermeyiz, verdirtmeyiz. Gençliğimiz verdirmez. Fuar diyor, burada 6 yıldır herhalde Türkiye'de yaşamıyor bunlar zaten 6 yıldır burada fuar yapılıyor. TEKNFEST kuşağı buraya öyle bir coşkuyla katılım sağlıyor ki ilgi gösteriyor. Bu yılki fuarı gidip görse gurur duyar. Karada Altay tankımız var Togg'umuz var, Akıncı var, İHA'mız, SİHA'mız, ATAK helikopterimiz var. En son KIZILELMA var."
24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek'in "Yabancı yatırımcıya karşı olan bir hükümet yok. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı da bu mevzuyu konuştuğunda bu Kemal Kılıçdaroğlu'nun ben çağıracağım yatırım yapacaklar dediği mevzuyu ben 15 yıl önce konuştum bana da söylediler buyurun gelin dedim 15 yıldır ortada hiçbir şey yok demişler. Öyle bir niyetleri olsaydı 15 yıl önce bütün imkanları sunduk teklif ettik ama gelen giden yok 15 yıldır dedi." Sözleri üzerine Bakan Kurum, "4 senedir İBB kendilerinde değil mi? O Amerikalı şirket veya kimse kuracak verselermiş bir yeri kurdursalarmış. Burası mı kalmış kurdurtacak. Biz buraya park yaptık diye, gençlere armağan ettik diye, TEKNOFEST yaptık diye mi değerlendi? Düne kadar TOKİ'yi ağzınıza almıyordunuz bugün TOKİ'yi millete peşkeş çekiyor. Biz fuar yaparız bunlar "Biz Amerikalılara fuar yaptıracağız." Der. TOKİ'ye de getirin yurt dışından birini madem." dedi.
Star Gazetesi Yazarı Fadime Özkan'ın "Tüm bu kentsel dönüşüm olurken deprem bölgesindeki geçici konutlarda kalmak istemeyenler, ülkenin başka şehirlerine geçici olarak gelen vatandaşlarımızın da konut azlığı nedeniyle kiraların arttığı ya da ev sahiplerinin daha fazla kazanma hissiyle kiraları artırdığı bir durum söz konusu. Vatandaş da haliyle bundan dert yanıyor. Bu fahiş kira artışını engellemek konusunda nasıl bir tutumunuz var?" sorusunu cevaplandıran Bakan Kurum, "Benim beklentim şu: 15 Mayıs'tan sonra her şey normale dönecek. Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte biz yola devam diyeceğiz yatırımcılarımız yeniden ülkeye gelmeye başlayacak çünkü istikrarı görecek güveni görecek." dedi.
Bakan Kurum, sözlerini şu şekilde sürdürdü:"Biz geçen yıl salgın sürecinin etkileriyle birlikte tedarik zincirinin durması, dünyadaki bütün ülkelerin tarihlerinde görmediği enflasyonları yaşaması ve bu sebepten ötürü de arz talep dengesinin bozulduğu süreçte kira artışlarına ilişkin bir düzenleme yaptık. Dedik ki bu geçici bir süreç. Yani, üretim normale dönünce arz talep dengesi oturunca piyasa normalleşecek ve bu geçici süreçte biz ev sahibi kiracı ilişkisinde hem ev sahibimizi hem de kiracımızı mağdur etmeyecek bir düzenleme hayata geçirdik. 2023'ün temmuz ayına kadar da bu düzenleme geçerli. Maksimum kira artış oranını yüzde 25 yapabilirsiniz bu manada da ev sahipleriyle ilgili vergisel avantajlardan tutun da işte bütün bu çerçevede bir bütün olarak baktık ve bir düzenleme hayata geçirdik. Buna ilişkin de başka tedbirler aldık. 7. aya kadar kira artış maksimum yüzde 25 yapılabilir dedik. Ve, burada kiracılarımıza hani kötü niyetli istisnaları dışarıda bırakıyoruz. Dedik ki el ele verelim bu süreci geçici ve temmuz ayına kadar fedakarlık yapalım hepimiz devletimiz de yapsın. Kiracı kardeşimiz de sonuçta kiracı imkanları kısıtlı onlara yardımcı olacağız. Bütün sektörlere pandemi sürecinde hepsine destek olduk. Böyle bir düzenleme yaptık ve benim beklentim şu. 15 Mayıs'tan sonra her şey normale dönecek. Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte biz yola devam diyeceğiz yatırımcılarımız yeniden ülkeye gelmeye başlayacak çünkü istikrarı görecek güveni görecek."
"Seçim olmayacak enflasyon oranlarımız faiz oranlarımız aşağı inecek. O trende de girdi zaten. Piyasa normalleşecek. Bizim buna herhangi bir düzenleme yapmamıza da ihtiyaç olmayacak. Şayet normale dönmezse yani bu dünyadaki tedarik zinciri normalleşmezse yine kiracılarımızı, vatandaşlarımızı, ev sahiplerimizi üzmeyecek bir düzenlemeyi hayata geçirir süreci uzatırız. Ama benim beklentim mayıs itibariyle Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte istikrar ortamı güven ortamı yeniden tesis edilecek güçlü liderliği ile cumhur ittifakımızla birlikte hizmet eser siyasetine devam edeceğiz. Bu da tüm dünyada yatırımcıların istediği bir ortam. Yatırımcı her zaman istikrardan yana bir tavır sergiler. 6 kişinin 7 kişinin karar vereceği bir alanda güven olabilir mi? Bir kere millete biraz saygınız olsun."
Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu'nun "Gerçekten insanlar İBB Başkanı'nı başarılı zannediyor olabilirler. Çünkü Genel Başkanları Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamına talip olmuş bir kişi. Onun doğruyu, gerçeği dürüstçe söyleyeceğini düşünenler olabilir pozisyonu itibariyle. O da kentsel dönüşümü kim yapar, o yapar diye İBB Başkanı'nın yanına aldığını gururla söyledi. Ben burada konutlar yıkıldığında sizin gelip yapımına başladığınızı ve teslim ettiğinizi sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığınızı gördüm. İzmir'deki de öyle, Antalya, Adana arada el değiştiriyor. Ankara 4 yıldır ellerinde ki Ankara'da geçmişte Batıkent diye bir örnekleri de var. CHP'nin bir birim yapmışlığı da var. Şimdi ben örneklerini görmek istedim baktım vaatler falan var. Yeşil alan vaadi çok fazla, yeşil kuşak var İstanbul'a işte, yürümeye kalksanız 1 yıl sürer. 3 yılda bunu yapmak için vaat etmek için ne düşünülmüş diye merak ediyorsunuz. Ne yapılmış ölçüsü bizde yok. Yapılsa sizin haberiniz olur. Bana İzmir'de Ankara'da İstanbul'da başarının B'si olabilecek bir örneği var mı? Bir şeye başladılar da bitmedi diye bir şey var mı?" sorusuna cevap veren Bakan Kurum, "Bir vaat veriyorsanız o vaadi yapıp yapamayacağınızı veya daha önceki vaatlerinizi gerçekleştirip gerçekleştirmediğinizi milletimiz çok iyi biliyor." dedi.
"Birini bir yere atarken iş tecrübesi var mı liyakati var mı söylediklerini daha önce yapmış mı yapmamış mı buna bakarsınız. Ben birini şube müdürü yapacaksam, daire müdürü yapacaksam genel müdür yapacaksam buna bakıyorum. Bizi de sayın Cumhurbaşkanımız öyle takdir etti. Şimdi siz bir yönetici atarken buna bakar ve ona göre yönetici atarsnıız. Sizin söyleminizle daha önce taahhüt ettiğiniz hiçbir yatırımı gerçekleştirememişsiniz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak bu konuya ilişkin atamak istediği belediye başkanımız 4 sene önce ben 100 bin konut dönüştüreceğim demiş. bin 500 gün geçmiş henüz bin 500 konutun anahtarını verememiş. Bakın biz 2,5 ayda köy konutlarımızı bitirdik. 125 bin konutun temelini çalışmasını başlattık. Milletimiz de bunları takdir ediyor, 14 Mayıs'ta sandıkta da gereken cevabı verecek. Biz buna yürekten inanıyoruz.
Bir vaat veriyorsanız o vaadi yapıp yapamayacağınızı veya daha önceki vaatlerinizi gerçekleştirip gerçekleştirmediğinizi milletimiz çok iyi biliyor. Ben bugün Orhantepe'ye Kartal'a gittim. Mahalle sakinlerimiz, muhtarlarımızla bir araya geldim. Ne sorununuz var diye sordum kentsel dönüşümle ilgili sorunlarımız var. Peki, hemen ekibimizi yönlendirdik. Vatandaşımız biliyor örneği var çünkü. Üsküdar'a gidiyorum, yapmışız bitirmişiz. Oturuyor dua ediyor. Ataşehir örneği var, Kadıköy Fikirtepe örneği var, Pendik Tuzla örneği var. Üsküdar, Ümraniye, Esenler, Bağcılar, Kağıthane, Başakşehir7e bak. Avcılar'da mülkiyet sorunu varmış bunu çözüyoruz demişiz planını yapmışız Küçükçekmece'de de keza aynı. Biz ne diyorsak vatandaş onu itibar alıyor. Çünkü eser konuşuyor, boş konuşmuyoruz eserler bizim adımıza konuşuyor."
Star Gazetesi Yazarı Fadime Özkan'ın "Sayın Cumhurbaşkanımızın temposu çok yüksek. Kendisi çok çalışan ve ekibini de çok çalıştıran bir siyasi lider olduğunu biliyoruz. Bu tempo nasıl geldi size? Çocuklarınız da küçük bildiğim kadarıyla. Türkiye'de sel felaketi, yangın felaketi, deprem felaketi ve hep bölgede çalıştığınızı da biliyorum. Aileniz bu durumu nasıl karşılıyor? Seçim temposu da var şimdi." sorusuna cevap veren Bakan Kurum, "Tabii ki bu işleri yapıyorsanız ailenizden fedakarlık yapacaksınız." dedi.
Bakan Kurum, şu ifadeleri kullandı:Tabii ki bu işleri yapıyorsanız ailenizden fedakarlık yapacaksınız. Biz 5 yıldır bakanlık görevini yürütüyoruz. Tüm ekibimizle birlikte 81 ile gittik. Niye gitti, ilk zaman baktık illerden talepler geliyor. Dedim burada oturarak bir şey çözemeyiz. Gidelim süreci biz yönetelim. İllere bakalım ne ihtiyaç var vatandaşımız ne bekliyor ne istiyor hem de işe hakim olalım. 81 ile gittik ve 500'ü aşkın ziyaret. O ziyaretlerin Elazığ 40 güne yakın bu deprem bölgesi 55 güne yakın. İzmir'de deprem olmuş 25-30 gün, Kastamonu'da 15-20 gün, Rize'de sel olmuş bayramı orada geçirmişiz. Neticede bizim ailemiz şu an büyüdü yani kendi çocuklarımın dışında depremzede ailelerimizin çocukları benim de çocuğum oldu, oradaki annelerimiz babalarımız bizim de anne babamız oldu. Bu anlayışla çalışıyoruz. Ailemiz de sağ olsun her türlü fedakarlığı yapıyor. Eşim, çocuklarım, annem, babam. Onlar da bizi göremiyorlar ama bu ülke için bu ülkenin güzel insanları için çalıştığımızı biliyorlar. Onların duası, biri şunu size söylüyorsa bundan güzel bir şey var mı 'Allah seni yetiştiren annenden babandan razı olsun' diyor. Onlar için bence en büyük gurur o.
24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek'in "İstanbul birinci bölge birinci sırıadan adaysınız. Daha önce Cumhurbaşkanımızın aday olduğu yer orası. Haberci olarak takip ediyoruz diğer kabinedeki aday olan bakanlar gibi saha ne söylüyor? Daha önceki konuklarımıza da aynı soruları sormuştuk. Bir tahmin söylerseniz Sayın Cumhurbaşkanı birinci turda alacağını ifade ediyor ne kadarla alabilir? Sahada şikayet mi daha fazla memnuniyet mi daha fazla özellikle İstanbul için soruyorum." sorusuna cevap veren Bakan Kurum, "İnsanların sizden umudu varsa beklentisi varsa hala sizin söylediklerinize inanıyorsa bu sizden yana tavır sergileyeceğinin en önemli göstergesidir." dedi.
Bakan Kurum, şöyle konuştu:
"İnsanların sizden umudu varsa beklentisi varsa hala sizin söylediklerinize inanıyorsa bu sizden yana tavır sergileyeceğinin en önemli göstergesidir. Sahaya gittiğimizde insanlarımız vatandaşlarımız bizim bu projemizi Sayın Bakanım aman unutmayın, şuradaki mülkiyet sorunumuzu çözün, şurada bize destek olun diyorsa bu güvenin göstergesidir. Sayın Cumhurbaşkanımıza olan inancın göstergesidir. Bakın 12 gün kaldı. Bugün Kartal Orhantepe varsa görüntüleri oradaki coşkuyu görün. Esenyurt'a gittik aynı şekilde, Bağcılar aynı şekilde. Niye çünkü vatandaşımız biliyor ki 21 yıldır olduğu gibi AK Parti, Sayın Cumhurbaşkanımız milletimize yapılması gereken her türlü hizmet için çaba göstermiş. Uğraşmış, didinmiş, sağlığından olmuş ailesinden fedakarlık yapmış. Ne tehditlerle ne eylemlerle ne kalkışmalarla bu mücadeleyi vermiş. Vatandaşıyla birlikte vermiş. Bizim sahada gördüğümüz bu. Sayın Cumhurbaşkanımıza olan inanç güven çok yüksek şekilde sahaya sandığa yansıyacak. Öyle yok efendim vekillikte şöyle olurmuş Cumhurbaşkanılğında böyle olurmuş falan yok. Cumhur İttifakımız'la gümbür gümbür çoğunluğu sağlayacağımız bir milletvekili sayısıyla sayın Cumhurbaşkanımız da ilk turda belki kimsenin beklemediği bir oranla inşallah 15 Mayıs sabahı görevine devam edecek."
Başvuru yapanlardan ücret alınmıyor tespit konusunda. Tespit yapılan binalar riskli kabul edilmiyor, yıkılmıyor ve zorla yapılmıyor. Her başvuruyu değerlendireceğiz. Orada imarı varmış, hisseli tapuymuş, bina yıkılmış ama kentsel dönüşüme bir türlü girememişler gibi başvuruyu her türlü değerlendireceğiz. Vatandaşımız rıza gösterirse herkesin İstanbul'u için hepimizin güvenle yaşayacağı yeşil alanın arttığı mavinin korunduğu İstanbul için mücadelemizi bundan önce olduğu gibi bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Türkiye yüzyılı gençlerin yüzyılı, kadınlarımızın yüzyılı olacak. Kadınlarımız her türlü imkana erişecek ve her türlü imkandan faydalanacaklar. Vatandaşlarımızla gençlerimizle el ele verip Türkiye Yüzyılı'nı inşa edeceğiz.