15 Temmuz şehidinin annesi: En çok ‘annem' demesini özledim

Darbecilerin Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde şehit ettiği polis memuru Muhammet Oğuz Kılıç'ın annesi Meltem Kılınç, oğlunun mezarı başında “En çok ‘Annem' demesini özledim” dedi.

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara Emniyet Müdürlüğü’ndeki çatışmada şehit olan polis memuru Muhammet Oğuz Kılınç’ın anne ve babası oğullarının Antalya’daki mezarını ziyaret etti. Oğlunun mezar taşını elleriyle okşayıp, Türk bayrağı ve fotoğrafını öpen anne Kılınç, özlemini gözyaşlarıyla anlattı. Oğlunun mezarındaki çiçekleri sulayan emekli polis memuru Zeki Kılınç ise eşiyle dua etikten sonra oğluna yazdığı şiiri seslendirdi ve abide önünde polis selamı verdi.

ZOR GÜNLER GEÇİRDİK

Meltem Kılınç, şunları söyledi: “Oğlumla hep telefonla konuşurdum. ‘Annem, Meltem Sultan nasılsın’ derdi. En çok ‘Annem’ deyişini özledim. O ülke için şehit olmayı çok istiyordu. Allah’ım ona nasip etti. Bir anne olarak buna dayanmak çok zor. Rabbim oğlumu şehitlik gibi güzel makama layık gördü. Şükrediyoruz, onun gururunu yaşıyoruz ama evlat acısı çok zor. Evladım bana, ben de evladıma çok düşkündüm. Allah devletimize zeval vermesin ama hainlere de hilalin gölgesi haram olsun.”

Kılınç, “Benim için 15 Temmuz kara gün kara gece, Türkiye’miz için hainlerin yaptığı alçaklıkların bertaraf edildiği gündür. 15 Temmuz benim için acı ama Türkiye’miz için büyük bir kurtuluştur, zaferdir” diye konuştu. 

GURURLU BİR ŞEKİLDE YAŞIYORUZ 

Zeki Kılınç, oğlunun adının cadde, okul ve camilere verildiğini belirtti. Görev yaptığı Akdeniz Üniversitesi içerisindeki caddeye oğlunun adının verildiğini anlatan Zeki Kılınç, “Ben o caddeden geçerken alnım ak gidiyorum. Tabi ki onurlu ve gururluyuz. Ay yıldızlı bayrağın dalgalanmasında evladımızın katkısı var”diye konuştu. 

SON SÖZÜ “ALLAH’A EMANET”

Oğluyla meslektaş olduğunu ve kendisine zaman zaman ‘devrem’ diye hitap ettiğini belirten Zeki Kılınç da oğlunun en çok ‘devrem’ demesini özlediğini belirtti. Kılınç, 15 Temmuz gecesi oğluyla yaptığı son telefon görüşmesini şu sözlerle anlattı: “Gün içerisinde sık sık aramış ama fark etmemiştim. Akşam uyandıktan sonra, son aramasında görüştük. Darbe teşebbüsünü öğrenmiştim. Bulunduğun yerde var mı bir şey oğlum, dedim. ‘Var baba sıkıntı. Aslında var da yok. Seni Allah’a emanet ediyorum, görüşüyoruz’ dedi. Böylelikle evlat beni bu dünyada Allah’a emanet etti. Şehadet özlemiyle yanıp tutuştum. En azından şehit babası oldum.”