SONER KAN
Adana Çukurova'daki Güzelyalı Mahallesi'nde yer alan 13 katlı Mete Apartmanı, 6 Şubat depremlerinde yıkıldı; enkaz altında kalan 12 kişi hayatını kaybetti. Mahkeme, binanın yıkılma riskini öngörmesi gereken sanıkların, bu sonucu kayıtsız olarak kabullendiği ya da arzuladığına dair herhangi bir delil olmadığı gerekçesiyle cezayı, 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak'tan verdiğini açıkladı. Müteahhid Muzaffer Mete (54) ve inşaat mühendisi Atilla Tuğran (61), tutuksuz yargılandıkları davada 12 yıl 2 ay 20'şer gün hapse mahkum edildi. Sanıklar, yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Muzaffer Mete
'MALZEMELER KÖTÜYDÜ'
Davanın müştekilerinden olan Meltem Çitken, "Annem ve dedem, o binada yaşıyordu. Çocukken oyun oynarken, binadan deniz kabukları düşer ve biz de onları toplardık. Bu da binanın kalitesiz malzemeden yapıldığını gösteriyor" dedi. Yıkılan binanın son katında oturan Elife Bağ, "Pencereleri değiştirmek için gelen ustalar; 'Kullanılan malzeme çok kötü. Bina başınıza yıkılabilir' dedi" yorumunu yaptı.
Yıkılan yapının eski sakinleri, yıllar önce binadan taş döküldüğünü söyledi.
KANUNA DA VİCDANA DA AYKIRI
Yıkılan binada hayatını kaybeden Emre Can Gözen'in ailesinin avukatı olan Özden Gözen, "Sanıklar uzmanlıkları gereği, binanın yıkılmasına neden olacağına öngörebilecek bilgi ve yetkinliğe sahip olmasına rağmen gerekli önlemleri almamıştır. Bu da somut olayda bilinçli taksirin aksine olası kastın varlığına sübut vermektedir. Dolayısıyla sanıkların daha üst sınırdan ceza alması gerekirken, yalnızca 12 yıl 2 ay 20'şer gün ceza almaları hem ceza hukukunun genel ilkelerine, hem de vicdana aykırıdır. Umarız ki İstinaf mahkemesi vicdana uygun bir karar verir" diye konuştu.
Özden Gözen