Şeker hastalığı tarihe mi karışacak?

Dünyada hızla yayılan ‘Diyabet’in tedavisinde arayışlar cerrahi tedavide yoğunlaştı. Bugün dünyada belli merkezlerde, bu işle ilgilenen spesifik cerrahlar tarafından yapılan ameliyatlar gelecekte yaygın hale gelecek ve diyabet de tıpkı obezite gibi ameliyatla tedavi edilecek.

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş

memgunes@hotmail.com

GELECEĞiN CERRAHiSi METABOLiK CERRAHi

Metabolik Sendrom’, vücutta birçok sistem ve organı etkileyerek, ciddi organ ve doku yetmezliğine sebep olabilen çok yönlü bir süreç ve gelecekte de böyle olmaya devam edecek gibi görünüyor. Diyabet, obezite, kolesterol yüksekliği, yüksek tansiyonla bir arada seyreden metabolik sendrom sıklığı tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de giderek artıyor. Dünya ve ülke olarak şişmanlıyoruz. Kalıtımsal özelliklerin yanı sıra, son 20-30 yılda dünyada kullanımı giderek artan işlenmiş ve genetik içeriği değiştirilmiş gıdaların bu sendromdaki rolü de küçümsenemeyecek kadar fazla. Bugün obezite artık global bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Morbid obezite beraberinde ciddi kalp damar hastalıklarını, tip 2 diyabeti, yüksek tansiyonu getiriyor. Bugün artık obezitenin kanser için de bir risk faktörü olduğu literatürlerle ortaya konuldu. Bunun yanında obezite gibi şeker hastalığı da tedavi edilmediği takdirde sinsice gelişip damar hasarıyla tüm vücutta hayati fonksiyonların ilerleyici kaybına neden olur. Uluslararası Diyabet Federasyonu’na göre, bugün 10 yetişkinden biri diyabet hastası. Her 6 saniyede bir kişi diyabet nedeniyle hayatını kaybediyor. Diyabet gelişmiş ülkelerde, erişkin yaşta kısmi görme kaybının temel nedeni. Diyabet komplikasyonlarının hem maliyeti çok yüksek hem de sonuçları uzuv kaybına, organ yetmezliğine gidecek kadar kötü. Bu hastaların çoğunluğu maalesef uygun diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliklerinde başarılı olamadıklarından, arayışlar cerrahi tedavide yoğunlaştı. Büyük iş güç kaybı, ekonomik yük yanında yaşam kalitesini büyük ölçüde bozan bu metabolik sendrom, medikal tedavilerle kontrol altına alınmadığında günümüzde ve geleceğimizde, bu bozukluklar artık metabolik cerrahiyle düzeltilecek.


Metabolik cerrahi, biyomedikal mühendisliğin gelişimiyle beraber, geleceğin cerrahi yöntemi olmaya aday. Robotik cerrahiyle obezite gibi artık şeker hastalığı da tedavi edilebilecek. ‘İleal interpozisyon’ ameliyatı denilen bu ameliyat, mide ve ince bağırsaklar arasında yapılıyor, ince bağırsağın başlangıç ve son bölümü yer değiştirir. Bilindiği üzere şeker hastalığı 2 türlüdür.  

İlaçları hastanede bırakacaksınız
Tip 1’ dediğimiz türde, vücutta hiç insülin yoktur. ‘Tip 2’de ise vücutta insülin vardır ancak bu fonksiyonel olarak kullanılmamaktadır. İşte ameliyatta amaç mevcut olan bu insülin rezervini en aktif şekilde kullanmaktır. İnce bağırsağın son kısmında bulunan insülin aktif hormonlar, ince bağırsağın başlangıç bölümünde bulunan insülin direnç hormonlarıyla yer değiştirilir. Hastalar hastaneden taburcu olduklarında, şeker ilaçlarını hastanede bırakırlar. Ortalama 1,5-3 saatlik bir operasyon sonrası hastalar 4-5 gün hastanede yatıp taburcu olurlar. Bu ameliyat özellikle ‘Tip 2’ dediğimiz şeker hastalarında, diyet ve egzersizle kontrol edilemeyen hastalar için uygundur. Obezite cerrahisi gibi metabolik cerrahi de yaygınlaşacak, geleceğin diyabet ameliyatı olacaktır. Bugün dünyada belli merkezlerde, bu işle ilgilenen spesifik cerrahlar tarafından yapılan bu ameliyat, ülkemizde de başarılı şekilde yapılmaktadır.

Unutmamak gerekir ki, tüm hastalıklar gibi, diyabet ve obezite de her ne kadar cerrahiyle düzeltilse de, kişinin psikolojik durumu, yaşam tarzını değiştirmesi başarı da temel anahtardır. Her hastalığın hormonal ve fiziksel sebepleri yanında psikolojik faktörleri de bulunmaktadır. Bu nedenle cerrahi hormonal ve fiziksel sebepleri ortadan kaldırsa da psikolojik faktörler kontrol altına alınmadıkça tedavideki başarı tam sayılmaz.  Yani, tıp ve teknoloji ilerlese de, başarının devamlılığı kişiye bağlıdır. Bu da ancak kişisel azim ve kararlılıkla mümkündür. Dışarıda aradığımız güç ve şifa aslında içimizdedir. Yeter ki isteyelim, yeter ki inanalım.