1
Türk futbolunun en üst 2 liginde de 15’inci haftalar geride kalırken toplam 26 teknik adamın görevden ayrılması, “teknik direktör kıyımı” klişesi ve söyleminin ötesine geçen değerlendirme gerekliliğini ortaya koyuyor. Buna Antalyaspor’da Giresunspor’la oynadığı Kupa maçında resmen olmasa da fiilen takımın başında Samuel Eto’o’nun çıkması Türk futbolunun bitmez tükenmez çelişkiler, ilginçlikler ve gündem yoğunluklarına bir yenisini daha eklemiş oldu.
Yusuf Şimşek görevine devam ederken de Eto’o’nun lider, kaptan ve büyük oyuncu misyonunu aşan halinin sempatik ve normal karşılanması da ne yönetim ne de teknik adam, hatta ve hatta oyuncu grubu açısından anlaşılabilir değildi. Ama tüm taraflar memnunsa da yapacak bir şey yok!
Teknik direktör ayrılıklarına gelecek olursak, sayının abartılı olduğuna şüphe yok. Nasıl oluyor da takımın başına getirirken o yerlere göklere sığdırılamayan, "büyük hoca" en fazla birkaç ayda, bırakın teknik direktör yetersizliğini, “futbolu bilmiyor” noktasına gelebiliyor. Bu Türk insanının profesyonellik anlayışı, mesleki yeterliliği ve ciddiyeti, karar alma ve o kararları bir kenara bırakan yeni kararlar alma biçimi, çelişkili ve rasyonellikten uzak çalışma yöntemiyle çok ilgilidir elbette.
Futbolda da tam anlamıyla bu hal, tüm türevleriyle kendini fütursuzca gösterir. Devamlılığın, tutarlılığın hiç olmadığı, hatta söylemin ötesine asla geçmeyen, gerçekçi olmak gerekirse, geçmesi de beklenmeyen bir futbol dünyasının içindeyiz. Bu futbol dünyasının da başrol sorumlusu mevcut yönetici ve yönetim profili olsa da, futbolun diğer asli unsurları olan teknik direktörlerin, futbolcuların ve hakemlerin evrensel futbol kriterleri bakımından yetersizliklerini atlamamak lazım.
Taraftar ve medya da elbette önemlidir ama onlar bu asli 4 unsuru besleyen, endüstrileştiren, olumlu olumsuz katkı yapanlarıdır. Yani taraftar ve medya olmadan da futbol varlığını devam ettirir, bu kadar dev bir alan olmayabilir futbol dünyası ama muhakkak ki devam ettirir varlığını. Yönetimlerin teknik adam tercihleri, o teknik adamların futbol ve oyuncu tercihleri, o futbolcuların da tüm yönleriyle kalite yetersizliği birbirine çok yakın oranda.
Kısaca ve biraz da kabaca olabilir ama şurası net; bu saydıklarımdan hiçbirinin diğerinden yetersizlik bakımından bir farkı yok.